Translation of "Dan'in" in English

0.009 sec.

Examples of using "Dan'in" in a sentence and their english translations:

Dan'in ölümü açıklanamadı.

Dan's death could not be explained.

Dan'in filmlerini seviyorum.

I love Dan's movies.

Dan'in silahı kayıptı.

Dan's gun was missing.

Dan'in cümlelerini çevirmek kolay.

Dan's sentences are easy to translate.

Dan'in şirketi kepenk kapatacak.

Dan's company will go out of business.

Dan'in mektubu Londra'dan damgalanmıştı.

Dan's letter was postmarked London.

Dan'in hiç alternatifi yoktu.

Dan had no alternative.

Dan'in hayatı risk altında.

Dan's life is at risk.

Dan'in evi soyulmuş olmalıdır.

Dan's house must have been burglarized.

Dan'in bıçağı kanla kaplıydı.

Dan's knife was covered with blood.

Dan'in önsezisi doğru idi.

Dan's premonition was correct.

Linda, Dan'in ilişkisini biliyordu.

Linda knew about Dan's affair.

Dan'in kitabı çok ün kazandı.

Dan's book gained so much fame.

Dan'in vücudu kötü biçimde çürümüştü.

Dan's body was badly decomposed.

Parti, Dan'in evinde devam etti.

The party continued on in Dan's house.

Dan'in arabası otoparktaki tek arabaydı.

Dan's car was the only one in the parking lot.

Dan'in mükemmel bir alibisi vardı.

Dan had a perfect alibi.

Linda, Dan'in sürekli tacizlerinden bıkmıştı.

Linda was fed up with Dan's constant abuse.

Gardiyanlar Dan'in hücresini boş buldular.

The guards found Dan's cell empty.

Dan'in çocukları üst katta uyuyorlardı.

Dan's children were asleep upstairs.

Dan'in kiracıları tahliye ettireceği biliniyordu.

Dan was known to evict tenants.

- Dan'in kitapları yirmiden fazla dile çevrildi.
- Dan'in kitapları yirmiden fazla dile tercüme edilmiştir.
- Dan'in kitapları yirmiden fazla dile çevrilmiştir.

Dan's books have been translated in more than twenty languages.

- Dan'in bu sitede bir sürü arkadaşı var.
- Dan'in bu sitede birçok arkadaşı var.

Dan has many friends on this website.

Dan'in cümleleri tüm dillere tercüme edilmelidir.

Dan's sentences should be translated into all languages.

Dan'in boğazı neredeyse kulaktan kulağa kesildi.

Dan's throat was cut almost from ear to ear.

Dan'in mağazası Linda'nın evinden yürüme mesafesindeydi.

Dan's store was within walking distance from Linda's home.

Dan'in durumu kötüleşti ve hastaneye gönderildi.

Dan's condition grew worse and he was sent to the hospital.

Dan'in sorgu odasına girmesine izin verildi.

Dan was allowed into the interrogation room.

Dan'in aklında başka bir planı vardı.

Dan had another plan in mind.

Gardiyanlar Dan'in hücresinde bir tünel keşfettiler.

The guards discovered a tunnel in Dan's cell.

Dan'in eleştirileri bazen düşünceme odaklanmakta yararlıdır.

Dan's criticisms are sometimes useful in focusing my thinking.

Yangın, Dan'in odasındaki bir divanda başladı.

The fire started on a sofa in Dan's room.

Onlar benim kurallarım değil. Onlar Dan'in.

Those are not my rules. They're Dan's.

Ben Dan'in filmlerinin her karesini gördüm.

I have seen every frame of Dan's movies.

Dan'in Meksika'da bir sabıka kaydı vardı.

Dan had a criminal record in Mexico.

Dan'in çok sayıda kız arkadaşı vardı.

Dan had numerous girlfriends.

Dan'in hala bir kız arkadaşı vardı

Dan still had a girlfriend.

Dan'in o kargayla konuştuğunu söyleme bana.

Don't tell me that Dan is talking to that crow.

Dan'in bildiği tek yabancı dil İtalyancaydı.

Italian was the only foreign language Dan knew.

İtalyanca, Dan'in bildiği tek yabancı dildi.

Italian was the only foreign language that Dan knew.

Dan'in, neyle suçlandığı hakkında hiçbir fikri yoktu.

Dan had no idea about what he was being accused of.

Polis, Dan'in kız arkadaşı Linda'nın izini sürdü.

Police tracked down Dan's girlfriend, Linda.

Dan'in cesedi elleri kelepçeli olarak ormanda bulundu.

Dan's body was found handcuffed in the woods.

Dan'in, otomobilin içinde kanlı bir burnu vardı.

Dan had a bloody nose inside the car.

Linda, Dan'in çocuklarının tam zamanlı dadısı oldu.

Linda became Dan's children's full-time nanny.

Dan'in soruşturması onu Londra'daki bir adrese götürdü.

Dan's investigation led him to an address in London.

Dan'in, şantiyesinde büyük bir vince ihtiyacı var.

Dan needs a massive crane at his worksite.

Polis Dan'in kanını Linda'nın ayakkabıları üzerinde buldu.

The police found Dan's blood on Linda's shoes.

Dan'in altı yıldan fazladır aynı işi olmuştur.

Dan has had the same job for more than six years.

Polis memuru Dan'in sürücü belgesine el koydu.

The policeman confiscated Dan's driver's license.

Dan'in Linda ile çok fırtınalı bir ilişkisi vardı.

Dan had a very stormy relationship with Linda.

Linda telefonda Dan'in sesini dinledikten sonra ağlamaya başladı.

After listening to Dan's voice on the phone, Linda started crying.

Dan'in bir üniversite diploması vardı ve çeviride iyiydi.

Dan had a college degree and was good at translation.

Dan'in kalbi durdu ama doktorlar onu canlandırmayı başardılar.

Dan's heart stopped but doctors managed to revive him.

- Dan bir migren baş ağrısı çekiyor.
- Dan'in migreni tutmuştu.

Dan was suffering a migraine headache.

Polis, Dan'in kendini savunmak için hareket ettiğini fark etti.

The police realized that Dan acted in self-defence.

Dan'in 'güle güle" demek için bile bir şansı olmadı.

Dan didn't even get a chance to say 'goodbye.'

Dan'in idam cezası şartlı tahliye olmaksızın ömür boyu hapse çevrildi.

Dan's death sentence was commuted to life in prison without parole.

- Dan'in parlak bir geleceği vardı.
- Dan parlak bir geleceğe sahipti.

Dan had a bright future.

Polis, Dan'in kendini savunma sınırları içinde hareket ettiğini tespit etti.

The police established that Dan acted within the bounds of self-defense.

Dan'in cesedi elli tane bıçak yarasıyla birlikte bir kuyu içinde bulundu.

Dan's body was found in a well with fifty stab wounds.