Translation of "Cildini" in English

Cildini güneşe maruz bırakmadı.

She didn't expose her skin to the sun.

Güneş onun cildini bronzlaştırdı.

The sun has bronzed her skin.

Bu senin cildini koruyacaktır.

This will protect your skin.

Cildini değiştirmeyen yılan ölür.

A snake which does not shed its skin, dies.

Tom kendi cildini korumaya çalışıyor.

Tom is trying to save his own skin.

Güneş ışığı onun cildini geliştirdi.

The sunshine improved his complexion.

Kaba kumaş çocuğun nazik cildini incitti.

The rough material hurt the child's tender skin.

Tom sadece kendi cildini nasıl koruyacağını düşünüyordu.

Tom was only thinking about how to save his own skin.

O yaz gecesinde sevgilimin yumuşak ve nemli cildini asla unutmayacağım.

I'll never forget the soft and moist skin of my lover on that summer night.