Translation of "Bulalım" in English

0.006 sec.

Examples of using "Bulalım" in a sentence and their english translations:

Diğerlerini bulalım.

Let's find the others.

Onları bulalım.

Let's find them.

Onu bulalım.

- Let's find him.
- Let's find her.

Nedenini bulalım.

Let's find out why.

Tom'u öldüreni bulalım.

Let's find out who killed Tom.

Hadi Tom'u bulalım.

Let's find Tom.

Hadi onu bulalım.

Let's find her.

Orta yol bulalım.

Let's find common ground.

Tom'u kimin bıçakladığını bulalım.

Let's find out who stabbed Tom.

Tom'un nerede olduğunu bulalım.

Let's find out where Tom is.

Paramızı kimin çaldığını bulalım.

Let's find out who stole our money.

Onun kim olduğunu bulalım.

Let's find out who he is.

Tom'un ne yaptığını bulalım.

Let's find out what Tom did.

Başka bir çözüm bulalım.

Let's find another solution.

Başka bir yer bulalım.

Let's find another place.

Bir çıkış yolu bulalım.

Let's find a way out.

Onu kimin bıçakladığını bulalım.

Let's find out who stabbed him.

Onu kimin öldürdüğünü bulalım.

Let's find out who killed him.

Gidelim ve onu bulalım.

Let's go and find her.

Ne yapılması gerektiğini bulalım.

Let's find out what needs to be done.

Tom'un ne yapacağını bulalım.

Let's find out what Tom is going to do.

Oturacak bir şey bulalım.

Let's find something to sit on.

Ne yapmamız gerektiğini bulalım.

Let's find out what we need to do.

Hadi gidip şu enkazı bulalım!

Let's go and find this wreckage!

Mary bulmadan önce Tom'u bulalım.

Let's find Tom before Mary does.

Hadi gidelim ve Tom'u bulalım.

Let's go and find Tom.

Saklanacak güvenli bir yer bulalım.

Let's find a safe place to hide.

Bunu bize kimin gönderdiğini bulalım.

Let's find out who sent this to us.

Bu haritada Highway 483 bulalım.

Let's find Highway 483 on this map.

Deneyelim ve bir çare bulalım.

Let's try and find a cure.

Tom'a güzel bir ofis bulalım.

Let's find Tom a nice office.

Tom'un ne yapmamızı istediğini bulalım.

Let's find out what Tom needs us to do.

Ne yapıyor olmamız gerektiğini bulalım.

Let's find out what we should be doing.

Şimdi ne yapmamız gerektiğini bulalım.

Let's find out what we have to do.

Tamam, bunu bırakıp bir gölge bulalım.

Okay, let's ditch this, and try and find some shade.

Oturmak için önde bir yer bulalım.

Let's find somewhere to sit at the front.

Konuşmak için sessiz bir yer bulalım.

Let's find someplace quiet to talk.

Saklanmak için başka bir yer bulalım.

Let's find somewhere else to hide.

Bagajını koymak için bir yer bulalım.

Let's find a place to put your luggage.

Bunu yapmak için bir yol bulalım.

Let's find a way to do that.

Aynı fikirde olabileceğimiz bir şey bulalım.

Let's find something we can agree on.

Öne yakın oturacak bir yer bulalım.

Let's find somewhere to sit near the front.

Bunu gizlemek için başka bir yer bulalım.

Let's find somewhere else to hide this.

Öyleyse Tom için neyin önemli olduğunu bulalım.

So let's find out what is important to Tom.

Bunu nasıl yapacağını gerçekten bilen birini bulalım.

Let's find someone who really knows how to do this.

Herkes için kabul edilebilir bir çözüm bulalım.

- Let's find a solution that is acceptable to everyone.
- Let's find a solution that's acceptable to everyone.

Pratik yapmak için başka bir yer bulalım.

Let's find somewhere else to practice.

Bunu yapmak için daha iyi bir yol bulalım.

Let's figure out a better way to do this.

Hadi gidip enkazı bulalım. Batıya, dünyanın en zorlu arazilerinden birinin üzerinden uçuyoruz.

[shouting over airplane] Let's go and find this wreckage. [Bear] We're flying west over some of the harshest terrain in the world.

"Beni takip et!" Echo'nun annesi seslendi. "Kahvaltı için birkaç nefis böcek bulalım."

"Follow me!" Echo's mother called out. "Let's find some yummy beetles for breakfast."