Translation of "çaldığını" in English

- Parayı çaldığını inkar etti.
- Parayı çaldığını reddetti.

He denied having stolen the money.

- Telefonun çaldığını duydum.
- Ben telefonun çaldığını duydum.

- I heard the telephone ringing.
- I heard the phone ring.

Obua çaldığını bilmiyordum.

- I didn't know you played the oboe.
- I didn't know that you played the oboe.

Telefonun çaldığını duydum.

I heard the phone ring.

Telefonumun çaldığını duydum.

I heard my phone ring.

Piyano çaldığını duydum.

I heard you practicing the piano.

- Jill'in piyano çaldığını duydum.
- Ben Jill'in piyano çaldığını duydum.

I heard Jill play the piano.

Okul zilinin çaldığını duydum.

I heard the school bell ring.

Ben telefonun çaldığını duydum.

I heard the telephone ringing.

Birinin kapıyı çaldığını duydum.

I heard someone knocking.

Mary'nin piyano çaldığını görüyorum.

I see Mary playing the piano.

Ben zilin çaldığını duydum.

I heard the bell ring.

Piyanoyu çaldığını duymak istiyorum.

- I would like to hear you play the piano.
- I'd like to hear you play the piano.

Tom'un bizden çaldığını düşündüm.

- I thought Tom was stealing from us.
- I thought that Tom was stealing from us.

Paramızı kimin çaldığını bulalım.

Let's find out who stole our money.

Tom telefonun çaldığını duyabilir.

Tom could hear the phone ringing.

Tom telefonunun çaldığını duydu.

Tom heard his telephone ringing.

Onun piyano çaldığını gördüm.

I saw her play the piano.

Bir telefonun çaldığını duyuyorum.

I hear a phone ringing.

Günlüğünü kimin çaldığını biliyorum.

I know who stole your diary.

Birisinin kapıyı çaldığını duydum.

I heard someone knock on the door.

Birinin eşya çaldığını gördüm.

I saw somebody steal the merchandise.

Çocuğun keman çaldığını duyduk.

We heard the boy playing the violin.

Tom'un piyano çaldığını duyabiliyordum.

I could hear Tom playing the piano.

Bana bunu çaldığını söyleme.

Don't tell me you stole it.

Bir grubun çaldığını duyabiliyorum.

I can hear a band playing.

Gitar çaldığını duymak istiyorum.

I want to hear you play guitar.

Mücevherleri çaldığını itiraf etti.

She admits that she stole the jewels.

Tom arabasını çaldığını söyledi.

- Tom said you stole his car.
- Tom said that you stole his car.

Tom paramı çaldığını söyledi.

- Tom said you stole my money.
- Tom said that you stole my money.

Birinin ıslık çaldığını duydum.

I heard someone whistle.

Birinin şifremi çaldığını düşünüyorum.

I think someone stole my password.

Tom'un piyanoyu çaldığını duydum.

I heard Tom playing the piano.

Senin onu çaldığını biliyorum.

- I know you stole it.
- I know that you stole it.

Senin davul çaldığını biliyorum.

- I know that you play the drums.
- I know you play the drums.

Klarnet çaldığını duymak istiyorum.

I'd like to hear you play the clarinet.

Tom'un sitar çaldığını bilmiyordum.

- I didn't know Tom played the sitar.
- I didn't know that Tom played the sitar.

Tom'un trompet çaldığını bilmiyordum.

- I didn't know that Tom played the trumpet.
- I didn't know Tom played the trumpet.

Senin bateri çaldığını biliyorum.

- I know that you play the drums.
- I know you play the drums.

Çocuk bisikleti çaldığını inkar etti.

The boy denied having stolen the bicycle.

Telsizi dinlerken telefonun çaldığını duydum.

Listening to the radio, I heard the telephone ring.

Mary parayı çaldığını inkar etti.

Mary denied having stolen the money.

Tom parayı çaldığını inkar etti.

Tom denied having stolen the money.

Adam arabayı çaldığını inkar etti.

The man denied having stolen the car.

Bir şey çaldığını inkar etti.

She denied that she had stolen anything.

O, altını çaldığını itiraf etti.

He admitted that he stole the gold.

O, hazineyi çaldığını itiraf etti.

He admitted that he had stolen the treasure.

Kimin ne çaldığını bile bilmiyorum.

I don't even know who has stolen what.

Tom parayı çaldığını itiraf etti.

Tom confessed that he had stolen the money.

Birinin kapıyı çaldığını duyduğumu düşündüm.

- I thought I heard someone knocking on the door.
- I thought that I heard someone knocking on the door.

Tom'un arabasını kimin çaldığını öğrenelim.

Let's find out who stole Tom's car.

Islık çaldığını duydum. Mutlu olmalısın.

I heard you whistling. You must be happy.

Saatini çaldığını baban biliyor mu?

Does Father know you've broken his watch?

Parayı senin çaldığını ona söyle.

Tell him that you stole the money.

O, mücevherleri çaldığını itiraf etti.

She admitted to having stolen the jewels.

Tom'un bandosuyla gitar çaldığını gördüm.

I've seen Tom play guitar with his band.

Tom'un bir araba çaldığını duyuyorum.

I hear Tom stole a car.

Telefonumun bir kez çaldığını duydum.

I heard my phone ring once.

Dün gece çalgı çaldığını duydum.

I heard you playing music last night.

Tom bisiklet çaldığını itiraf etti.

Tom confessed to having stolen the bicycle.

Tom bisikleti çaldığını itiraf etti.

- Tom admitted that he had stolen the bike.
- Tom admitted he had stolen the bike.

Oğlumun keman çaldığını duydun mu?

Did you hear my son play the violin?

Tom'un trombon çaldığını biliyor muydun?

Did you know Tom plays the trombone?

Tom parayı çaldığını kabul etti.

- Tom admitted that he had stolen the money.
- Tom admitted he had stolen the money.

O çocuk, bisikleti çaldığını reddediyor.

That boy denies stealing the bicycle.

Saatin kaç kez çaldığını duymadım.

I didn't hear how many times the clock struck.

Tom mücevher çaldığını itiraf etti.

Tom confessed to stealing the jewelry.

Kimse onların kitap çaldığını görmedi.

Nobody saw them steal the book.

Bana onun motosikletini çaldığını söyledin.

You told me you stole his motorcycle.

Ön kapı zilinin çaldığını duydum.

I heard the front doorbell ring.

Sanırım saatini kimin çaldığını biliyorum.

I think I know who stole your watch.

Tom bir şey çaldığını yalanladı.

- Tom denied that he had stolen anything.
- Tom denied he had stolen anything.

Kimse Tom'un kitabı çaldığını görmedi.

Nobody saw Tom steal the book.

Tom Mary'nin piyano çaldığını duydu.

Tom heard Mary play the piano.

Tom'un piyano çaldığını hiç duymadım.

I've never heard Tom play the piano.

Birinin banjo çaldığını duyduğumu sandım.

- I thought I heard someone playing a banjo.
- I thought that I heard someone playing a banjo.

Senin kamyonunu kimin çaldığını biliyorum.

I know who stole your truck.

Tom onları çaldığını iddia ediyor.

Tom claims that you stole them.

Uzun zamandır gitar çaldığını duymadım.

I haven't heard you play the guitar in a long time.

Onu Tom'un çaldığını mı düşünüyorsun?

Do you think Tom stole that?

Leyla cep telefonunun çaldığını duydu.

Layla heard her cellphone ringing.

Tom blok flüt çaldığını söylüyor.

Tom says he plays the recorder.

Tom da flüt çaldığını söyledi.

- Tom said that he plays the flute, too.
- Tom said that he also plays the flute.
- Tom said that he plays the flute as well.

Tom'un arabasını kimin çaldığını biliyorum.

I know who stole Tom's car.

Tom kapı zilinin çaldığını duydu.

Tom heard the doorbell ring.

Tom Mary'nin kemanını çaldığını duydu.

Tom heard Mary practicing her violin.

Tom'un cep telefonunun çaldığını duydum.

I heard Tom's cellphone ringing.

Tom onun telefonunun çaldığını duydu.

Tom heard his phone ringing.

Tom'un saksofon çaldığını duydun mu?

Have you heard Tom play the saxophone?