Translation of "Biz" in Korean

0.026 sec.

Examples of using "Biz" in a sentence and their korean translations:

Biz.

우리 자신이죠.

Biz Showhawk Duo'yuz.

저희는 쇼호크 듀오입니다.

Bizi biz yaptığını anlamamızla,

우리를 인간답게

Ve biz çok yorulduk

저희는 이미 지쳤고,

Biz ise devam ettik.

저희는 전진했습니다.

Biz bu karanlıkta göremeyiz.

‎우리 눈으로 보기엔 너무나 어둡죠

Biz de onları havaalanından alacaktık.

공항에 마중을 나가서 기다리고 있었죠.

Ama biz geleceğin şehrine dönelim.

다시 미래의 도시로 돌아가보죠.

Dönüş yapmamız gerekiyorsa biz seçeriz.

차의 진행 방향도 우리가 정해야 합니다.

Ve biz de böyle yapacağız.

바로 지금 우리처럼요

Biz öyle bir vadideyiz ki.

우린 골짜기에 갇혀있습니다.

Biz insanlar hız konusunda takıntılıyız.

우리 인간은 속도에 집착하죠.

Biz de birkaç şey yapıyoruz.

그러기 위해 우리는 몇 가지 일을 합니다.

Ama bu hikâyenin kahramanları biz,

그러나 이야기의 영웅인 우리는

Biz ulusalcıların çoğu aslında küreselci;

전 세계 대부분의 우리 민족주의자들은 세계주의자이고,

biz küreselcilerin çoğu ise ulusalcıyız.

전 세계 대부분의 우리 세계주의자들은 민족주의자입니다.

Biz doğuştan iyiyiz, onlar değil,

우리는 근본적으로 옳고 그들은 그렇지 않다는 생각도

Biz en fazla silüet görürüz.

‎거의 윤곽밖에 보이지 않죠

Biz, özel teçhizat olmadan göremiyoruz.

‎우리가 이를 보려면 ‎전문가용 장비가 필요합니다

LA: Bakın, biz siyaset ve

LA: 우리는 평범한 친구 사이입니다.

...biz aşağıda South Col kampındaydık.

마침내 원정대가 정상에 올랐다는 소식을 들었습니다.

"Arabulucu biz olmalıyız, olmak zorundayız."

우리는 평화주의자가 되어야 하고 틀림없이 평화주의자가 될 겁니다

Bir problem ve biz bunu düzeltmeliyiz,

"그래. 오늘날에도 성별 문제는 있어.

Biz de tam olarak bunu yaptık.

그래서 실행에 옮겼어요.

Biz de tam olarak bunu yapıyoruz.

그게 바로 저희가 하는 일입니다.

O halde biz ne hakkında konuşmalıyız?

그럼 우리는 대체 무엇에 대해서 이야기를 해야 하는 거죠?

Biz sokaklardaki gençler, okullu grevciler olarak

우리 거리의 젊은이들, 등교 거부자들이

Peki biz vatandaş olarak ne yapalım?

그러면 우리 시민들은 어떻게 해야 할까요?

Ve biz zamanla onlara teşekkür edeceğiz.

그리고 곧 감사하게 될 겁니다.

Biz de bir ekleme yaptık buna,

이곳이 추가되었거든요.

biz de aynısını oğullarımıza yapmak istiyoruz.

우리도 아들에게 그렇게 하고 싶었습니다.

'' Eğer biz güçsüz olursak, ülkemiz tehlikede

"우리가 좃되면 나라도 좃된다.

Eğer biz insanlar basitçe bencil, çıkarcı varlıklarsak

만약, 우리 인간이 단지 이기적인 이익 추구자라면

Ne zaman hızlanacağını veya yavaşlayacağını biz seçeriz.

언제 속도를 내고 언제 속도를 줄일지는 우리가 정해야 합니다.

Biz de bunu çiplerimizle elektronik olarak yapıyoruz;

우리는 이 칩을 이용해 전자적으로 해석할 겁니다.

RH: Evet, tekrar diyorum biz bunu bağımlılık

RH: 맞아요, 하지만 다시 말하자면 중독이라는 개념으로 생각하지 않아요.

Nefret dolu olan biz değil, onlarmış gibi...

그들은 혐오스럽지만 우리는 그렇지 않다는 생각은

“Çalışanlarınıza ödeme yapmanız için biz size ödeyeceğiz.”

“우리는 기업을 지원할테니, 직원에게 임금을 지급하십시오."

Ve biz de, ''Evet tabii güzel bir gündü.

그리고 이렇게 답할 겁니다. "응, 그랬어."

Biz sadece dünyada daha önce görülmüş yerleri paylaşmıyoruz

우리는 우리가 목격해온 세상의 일부분일 뿐만 아니라,

Biz iş paraya geldiğinde genelde streslerimiz hakkında konuşmayız.

돈 때문에 받는 스트레스를 이야기하는건 금기죠.

Ekibim ve ben, biz cevabın ciğerleri olduğunu düşünüyoruz.

저와 제 동료는 이 해답이 그들의 폐에 있다고 생각했습니다.

Dikkat ederseniz "Biz beyaz insanların sorunu ne?" dedim.

좀 전에 "우리 백인들에게 무슨 일이 일어난 걸까요?" 라고 했죠.

çünkü biz sesli bir şekilde jenerasyonlar gerçektir dedik.

왜냐면 그들은 그 세대가 실존한다고 했으니까요.

Biz iyi insanlarız, onlar kötü insanlar, bu kadar.

우린 착하고 저 사람들은 나빠. 끝.

Biz bu fikirleri alıp çoğaltacak yollar bulmak istiyoruz.

이런 아이디어를 채택하고 규모를 키워갈 방법을 찾아야합니다.

Veya tüm evrene ''Biz buradayız'' diye bağırmak gibi.

혹은 우주를 향해 "우리 여기 있다"고 외치지 않았겠죠.

biz aynı zamanda bu kültüre yön veren kişileriz,

우리가 그 문화를 만들 수도 있다는 것입니다.

O kadar soluktur ki, biz neredeyse kör oluruz.

‎인간은 앞을 ‎거의 볼 수 없을 만큼 어둡죠

çünkü 1.200 öğrenci arasında biz sadece 52 kişiydik.

1,200명의 학생 중 흑인은 52명뿐이었거든요.

Biz de bilginin gezegen çapında nasıl iletildiğini anlamak istiyoruz.

그리고 우리는 어떻게 정보가 전세계로 전송되는지 알고 싶습니다.

Ortak ebeveynlik, biz bu dünyayı terk ettikten çok sonra

라일라 엄마와 제가 사망한 후에도 라일라가 살아가려면

Ve cevabımız "Evet, kurtarabilirler, eğer önce biz okullarımızı kurtarırsak."

우리가 먼저 학교를 돕는다면, 학교도 학생을 도울 수 있습니다.

Ama biz buna daha geniş bir pencereden bakmak istedik.

좀 더 포괄적으로 보고 싶었습니다.

Şehir ortamında refah seviyesi yükselen tek primatlar biz değiliz.

‎인간만이 도시 환경에서 번성하는 ‎영장류가 아닌 겁니다

Biz de küçük, birbirine bağımlı küresel bir köy haline geliyoruz.

우리는 작고, 독립적인, 지구 공동체가 되어가고 있습니다.

Biz, onların konuşmalarının, aranızda heyecan verici sohbetleri ateşlemesini ümit ediyoruz.

TEDx의 강연이 여러분의 대화에 활기를 불어넣길 바랍니다

Ama göç idaresi yetkilileri onu yine de biz tahliye emri alana

그런데도 이민국 관계자들은 그녀를 석 달 동안 가둬두었죠.

Biz bir yere cup diye atladık ve her yerde örücüleri bulduk.

그리고 우리는 모든 장소에서 꿰는 사람들을 찾을 수 있었습니다.

biz de bu yeni bakterilerle savaşmak için sürekli yeni ilaç geliştirmek

그래서 이들 새로운 박테리아를 무찌르기 위해

şirket. Kahvaltısını yaparken, VisualPolitik'in son videosunu izliyor - ya da biz öyle

아침을 먹으면서 우리의 최신 업데이트 비디오를 보겠지,

Ve göreceksiniz ki biz ayrıca daha uzun mesafeli, daha küçüklerini üretiyoruz

작은 입자들은 더 멀리 퍼져나가는 것을 볼 수 있는데

Biz bu paranın bir kısmını, mesela, röportaj gezileri için uçak biletlerine öderiz.

우리는 그 돈의 일부를 출장을 위한 비행기표에 씁니다.

Karanlık ve rutubetli yerler börtü böcek bulmak için her zaman iyidir. Biz de oraya gidiyoruz.

어둡고 축축한 곳은 언제나 벌레가 가득하죠 갱도로 가겠습니다