Translation of "Tanımadığım" in English

0.006 sec.

Examples of using "Tanımadığım" in a sentence and their english translations:

Tanımadığım birinden tavsiye almıyorum.

I'm not taking advice from someone I don't know.

Tanımadığım bir ses duydum.

I heard a voice I didn't recognize.

Tanımadığım insanlarla konuşmayı sevmem.

I don't like talking to people I don't know.

Tanımadığım insanlarla konuşmaya alışkınım.

I'm used to talking to people I don't know.

Sadece tanımadığım bazı şeyler gördüm.

I just saw some things I couldn't identify.

Tanımadığım insanlarla konuşmaya alışkın değilim.

I'm not used to talking to people I don't know.

Henüz tanımadığım bir adamla nasıl konuşabilirim?

How can I speak to a man I have not yet met?

Cuma akşamı, tanımadığım biriyle buluşmaya gidiyorum.

I'm going to go on the blind date Friday evening.

Evin önünde tanımadığım bir adam var.

- There is a stranger in front of the house.
- There's a man that I don't know in front of the house.

Ben hiç tanımadığım bir kişiden mektuplar aldım.

I got letters from a person I've never met.

Tanımadığım insanlarla hayatım hakkında konuşmaya alışkın değilim.

I'm not used to talking about my life with people whom I don't know.

Hiç tanımadığım bir adam beni çok iyi tanıyordu.

The man, whom I didn't know at all, knew about me well.

Tanımadığım bir adam evimin önünde ileri geri yürüyordu.

A man I didn't know was walking back and forth in front of my house.

Tom ve Mary tanımadığım bir dille birbirleriyle konuşuyorlardı.

Tom and Mary were speaking to each other in a language I didn't recognize.

Kusura bakmayın, tanımadığım insanların içeri girmesine izin vermem.

I'm sorry, I don't let in people I don't know.