Translation of "Belirsizlik" in English

0.012 sec.

Examples of using "Belirsizlik" in a sentence and their english translations:

Belirsizlik yok.

There is no ambiguity.

Bu belirsizlik katlanılmazdır.

This uncertainty is unbearable.

Hiçbir belirsizlik olmayacak.

There will be no ambiguity.

Belirsizlik bizi öldürüyor.

The suspense is killing us.

Belirsizlik fazla sürmedi.

The uncertainty didn't last long.

Bazen çeviriler belirsizlik yaratır.

Sometimes translations do create ambiguity.

Her yerde belirsizlik var.

There's uncertainty everywhere.

Ama belirsizlik ile karşı karşıyaydım

but I faced uncertainty

Geçen yıl bir ekonomik belirsizlik dönemiydi.

Last year was a period of economic uncertainty.

- Belirsizlik beni öldürüyor.
- Erteleme beni öldürüyor.

The suspense is killing me.

Belirsizlik ve karşıya bağımlılık yoksa iyi hoş,

If you have no uncertainty and no interdependence, it's fine.

Bütün tahminler belirli bir ölçüde belirsizlik içerirler.

All forecasts have a certain degree of uncertainty.

Sonraki üç ay için bir belirsizlik hâkimdi.

The next three months were a blur.

Belirsizlik, bedene olduğu kadar ruha da bir işkencedir.

Uncertainty is to the soul as torture is to the body.

Hava hakkındaki belirsizlik İngilizlerin karakterlerinde belirli bir etkiye sahiptir.

The uncertainty about the weather has had a definite effect upon the Englishman's character.