Translation of "Beşe" in English

Toplantı beşe kadar sürdü.

The meeting lasted until 5.

Üye sayısı beşe düştü.

The members decreased to five.

Beşe kadar burada olmalısın.

You must be here by five.

Gemi beşe kadar gelecek.

The ship will arrive by five o'clock.

O dokuzdan beşe çalıştı.

He worked from nine to five.

Beşe kadar döneceğini sanmıyorum.

I don't think she will come back by five.

O, beşe kadar dönecek.

He'll be back by five o'clock.

Beşe kadar dönersen, gidebilirsin.

If you come back by five, you may go.

Beşe kadar evde olmak istiyorum.

I'd like to get home by five.

Ben beşe kadar işten ayrılamam.

- I can't leave work until five.
- I can't leave work until five o'clock.

O, beşe kadar geri dönmeyecek.

She won't be back till five.

Biz dokuzdan beşe kadar çalışırız.

We work from nine to five.

Beşe kadar iş yerinden ayrılamam.

I can't leave work until five o'clock.

O, sekizden beşe kadar çalışır.

He works from 8 to 5.

Beşe kadar bu işi bitireceğim.

I will finish this work by 5 o'clock.

Konferans beşe kadar devam etti.

The conference continued till 5 o'clock.

Tom dokuzdan beşe kadar çalışır.

Tom works from nine to five.

Genellikle dokuzdan beşe kadar çalışırım.

I usually work from nine to five.

Saat beşe kadar mutlaka burada olun.

Be sure to come here by five.

Bu işin beşe kadar bitirilmesini istiyorum.

I want this work finished by five.

Her gün dokuzdan beşe kadar çalışırım.

I work from nine to five every day.

Sabah dokuzdan akşam beşe kadar görevdeyim.

I'm on duty from 9:00 a.m. to 5:00 p.m.

Tom genelde dokuzdan beşe kadar çalışır.

Tom usually works from nine to five.

Sabah sekizden akşam beşe kadar çalışıyor.

He works from eight to five.

Program başladıktan sonra bu rakam beşe düştü.

After we started the program, it dropped to five.

Saat beşe kadar bu işi bitirmek istiyorum.

I want to finish this work by five.

On beş defa beş, yetmiş beşe eşittir.

Fifteen times five equals seventy-five.

Sami genellikle saat dokuzdan beşe kadar çalışır.

Sami usually works from nine to five.

Lütfen beşe kadar bekle, o zaman geri dönecek.

- Please wait till five, when he'll be back.
- Please wait till five, when he will back.

Bu bürodaki normal iş saatleri dokuzdan beşe kadardır.

The usual business hours in this office are from nine to five.

Beşe kadar geri gelmem şartıyla oraya gitmeme izin verildi.

I was allowed to go there on condition that I came back by five o'clock.

O, bana en geç beşe kadar geleceğine söz verdi.

He promised me to come by five at the latest.

- On bölü beş iki eder.
- Onun beşe bölümü ikidir.

Ten divided by five is two.

- Beşe üç eklerseniz sekiz yapar.
- Beş artı üç sekiz yapar.

Add 5 to 3 and you have 8.

- "On dolar." "Beş olur mu?"
- "On dolar." "Beşe ne dersin?"

"Ten bucks." "How about five?"

Ben genelde dokuzdan beşe kadar çalışırım ama bugün ona kadar çalıştım.

I usually work from 9:00 a.m. to 5:00 p.m., but today I worked until 10:00 p.m.

- Beşe üç eklerseniz sekiz yapar.
- Üçe beş eklerseniz sekiz elde edersiniz.

Add 5 to 3 and you have 8.