Translation of "Geriye" in Italian

0.012 sec.

Examples of using "Geriye" in a sentence and their italian translations:

Geriye dön!

Girati!

Lütfen geriye gidin.

- Un passo indietro, per favore.
- Tornate indietro, per favore.

Geriye dönüş yok.

Non c'è ritorno.

O geriye düştü.

- È caduto all'indietro.
- Lui è caduto all'indietro.
- Cadde all'indietro.
- Lui cadde all'indietro.

Asla geriye bakma.

- Mai guardarsi indietro.
- Non guardarti mai indietro.
- Non ti guardare mai indietro.
- Non si guardi mai indietro.
- Non guardatevi mai indietro.

Tom geriye düştü.

Tom è caduto all'indietro.

Sadece geriye dön.

- Semplicemente girati.
- Semplicemente giratevi.
- Semplicemente si giri.

Geriye kalan tek şey

Quindi ciò che mi resta

Tom geriye adım attı.

- Tom fece un passo indietro.
- Tom indietreggiò.
- Tom è indietreggiato.
- Tom ha fatto un passo indietro.

Tom geriye doğru yürüyor.

Tom sta camminando all'indietro.

Şimdi geriye dönüş yok.

Non si può più tornare indietro.

Geriye doğru adım attım.

- Ho fatto un passo all'indietro.
- Feci un passo all'indietro.

Artık geriye dönüş yok.

Ormai non si torna indietro.

geriye tek bir yol kalıyor.

di essere una nazione costruita sulla violenza.

Bakın, geriye doğru kıvrıldığını görebilirsiniz.

Guarda, inizia ad arrotolarsi.

Geriye doğru bir adım attım.

- Ho fatto un passo indietro.
- Feci un passo indietro.

Tom geriye kalanımızdan daha yaşlı.

- Tom è più vecchio del resto di noi.
- Tom è più anziano del resto di noi.

Sizi birkaç yüzyıl geriye götürmem gerek.

ho bisogno di riportarvi indietro di un paio di secoli.

Tom geriye doğru bir adım attı.

- Tom fece un passo indietro.
- Tom ha fatto un passo indietro.

geriye kalan tek şey, kendimizi yeniden canlandırmak

tutto ciò che ci rimane da fare è renderci più indigeni

çünkü şu anda, bizi geriye çeken sistemi

perché ora è indispensabile un intervento strategico

Sarmal hâline gelip kafalarını öyle geriye çekmeleri

quando arretrano la testa e si arrotolano

Sarmal hâline gelip kafalarını böyle geriye çekmeleri

Quando arretrano la testa e si arrotolano,

- Şapkanı geriye doğru koydun.
- Şapkanı ters taktın.

Hai messo il cappello al contrario.

Tom ömrünün geriye kalanını hapiste geçirmek istemiyor.

Tom non vuole passare tutto il resto della sua vita in prigione.

El arabası sisteminden geriye kalan tek şey bu.

Ecco quel che rimane dell'impianto col carrello.

Geriye dönüp biraz su alacağım ve bunu deneyeceğim.

Quindi torneremo indietro a prendere l'acqua.

Anlam, her şey soyup çıkarıldığında geriye kalan şeydir."

Il senso è quello che rimane quando tutto il resto è strappato via".

Ve bir adım geriye gidip büyük resme bakmak

e volevo fare un passo indietro per guardare il quadro generale

Arabayı burada parkedelim ve yolun geriye kalanını yürüyelim.

Parcheggiamo qui e andiamo a piedi per il resto di strada

Sütün birazını içtim ve geriye kalanını dolapta tuttum.

Ho bevuto un po' di latte e ho lasciato il resto in frigo.

Lütfen hayatınızın geriye kalanı için bu kelimeleri hatırlayın.

Per favore ricordate queste parole per il resto della vostra vita.

Nereye gittiğimizi bilmek için bazen geriye bakmamız gerekir.

A volte abbiamo bisogno di guardare indietro per sapere dove stiamo andando.

Güvercin yarışı neredeyse 2000 yıl geriye uzanan bir spordur.

La corsa dei piccioni è uno sport che risale a quasi 2000 anni fa.

Tom hayatının geriye kalan kısmında Boston'da kalmaya niyeti yok.

Tom non ha intenzione di restare a Boston per il resto della sua vita.

Tom hayatının geriye kalan kısmında Boston'da yaşamaya karar verdi.

Tom ha deciso di vivere a Boston per il resto della sua vita.

Ya da geriye düşmemize sebep olacak gerçek tehditlerin olduğu anlardır.

o un'effettiva, concreta minaccia di tornare indietro.

Büyükbabam hayatının geriye kalan kısmını sakin bir şekilde yaşamak istiyor.

Mio nonno vuole vivere tranquillamente per il resto della sua vita.

Onlar Tom'u kurtarmak için zamanda geriye seyahat etmeye karar verdiler.

- Hanno deciso di tornare indietro nel tempo per salvare Tom.
- Loro hanno deciso di tornare indietro nel tempo per salvare Tom.
- Decisero di tornare indietro nel tempo per salvare Tom.
- Loro decisero di tornare indietro nel tempo per salvare Tom.

Geriye dönüp bakıldığında, belki de o fotoğrafı benim bloğa koymamalıydım.

Col senno di poi, forse non avrei dovuto postare quella foto nel mio blog.

Ben müdavim olmak istiyorsam, geriye kalanın iki katı kadar çok çalışmak zorundayım.

Se sto per diventare regolare, devo lavorare il doppio del resto.

Yataktan çıkmadan önce günün geriye kalanında ne yapacağım hakkında düşünerek biraz zaman harcarım.

Prima di alzarmi dal letto, passo un po' di tempo a pensare a cosa farò per il resto della giornata.

Sarmal hâline gelip kafalarını öyle geriye çekmeleri, saldırıya ve ileri atılmaya hazır oldukları anlamına gelir.

Quando arretrano la testa e si arrotolano, sono pronti a scattare e a colpire.