Translation of "Arayın" in English

0.017 sec.

Examples of using "Arayın" in a sentence and their english translations:

Kocamı arayın.

Call my husband.

Polisi arayın.

- Call the police!
- Call the police.

Evi arayın.

Search the house.

Tom'u arayın.

- Call Tom.
- Give Tom a call.

Milletvekilinizi arayın.

Call your congressman.

Beni ofiste arayın.

Call me at the office.

911'i arayın!

Call 911!

Sorun varsa arayın.

Call if there's trouble.

Derhal Tom'u arayın.

Call Tom immediately.

Sadece onu arayın.

Just call her.

Onları yine arayın.

Call them back.

Her odayı arayın.

Search every room.

Gelip kendiniz arayın.

Come and look for yourself.

Şimdi Tom'u arayın.

Call Tom now.

Sadece onları arayın.

Just call them.

Hemen doktoru arayın.

Call the doctor right away.

Lütfen itfaiyeyi arayın.

Please call the fire department.

Lütfen tekrar arayın.

Please call again.

Onu yarın arayın.

Call her tomorrow.

Kayıp anahtarı arayın.

Look for the lost key.

Dâhil olabileceğiniz toplulukları arayın,

Go search for communities that you can be part of.

Hemen 112'yi arayın

Call 112 now

Bu akşam beni arayın.

Call me this evening.

Oraya vardığınızda bizi arayın.

Call us when you get there.

Daha sonra beni arayın.

Please call me up later.

Mesaj önemliyse onu arayın.

Call him if the message is important.

Beni her zaman arayın.

Call me anytime.

Lütfen beni sonra arayın.

Please call me later.

Acil bir durumda polisi arayın.

In case of an emergency, call the police.

Acil durumda, 119'u arayın.

In case of emergency, call 119.

Acil bir durumda, polisi arayın.

In case of emergency, call the police.

Yangın durumunda, 119'u arayın.

In the case of fire, dial 119.

Yardıma ihtiyacınız olursa beni arayın.

Call me if you need assistance.

Yardımıma ihtiyacınız olursa beni arayın.

Call me if you need my help.

Bir şey olursa beni arayın.

Call me if something happens.

Bir sıkıntı varsa beni arayın.

Call me if there's any trouble.

Eğer zorluk oluşursa, beni arayın.

If there are difficulties give me a call!

Sorun olursa, lütfen beni arayın.

In case of trouble, please call me.

Yağmur yağarsa, lütfen beni arayın.

If it rains, please call me.

Bir iş arıyorsanız, beni arayın.

If you're looking for a job, call me.

Lütfen beni bu numaradan arayın.

Please call me at this number.

Lütfen istediğiniz zaman beni arayın.

Please call me at any time.

Zamandan tasarruf için önce arayın.

Call ahead to save time.

Devam edin ve polisi arayın.

Go ahead and call the police.

Herhangi bir güçlük durumunda bizi arayın.

Call on us in case of any difficulties.

Bu fotoğraftaki kediyi görürseniz, lütfen arayın.

If you see the cat in this photo, please call.

Lütfen yarın sabah sekizde beni arayın.

Please call me at eight tomorrow morning.

Bir şeye ihtiyacınız olursa, sadece arayın.

If you need anything, just call.

Herhangi bir şey düşünüyorsanız bizi arayın.

Call us if you think of anything.

- Bu numarayı ara.
- Bu numarayı arayın.

Call this number.

Kel ve terli bir adam arayın.

Look for a bald and sweaty guy.

Benim yardımıma ihtiyacınız olursa beni arayın.

Call on me if you need my assistance.

Daha fazla bilgi için Tom'u arayın.

Call Tom for more information.

Daha fazla ayrıntı için Tom'u arayın.

Call Tom for more details.

Lütfen 911'i arayın. Ben kaçırılıyorum.

Please call 911. I'm being kidnapped.

Lütfen yedi ile sekiz arasında beni arayın.

Please call me up between seven and eight.

Jose şu anda konuşamaz; daha sonra arayın.

José cannot speak at the moment; please call later.

Bu resimde kediyi görürseniz, lütfen bizi arayın.

If you see the cat in this picture, please call us.

Lütfen sizin için uygun olduğunda beni arayın.

Please call me whenever it is convenient to you.

Çalıştaya katılmak istiyorsanız lütfen şimdi bizi arayın.

Please give us a call now if you want to participate in the workshop!

Tom'u arayın ve ona yolda olduğumuzu söyleyin.

Call Tom and tell him we're on our way.

İlgileniyorsanız bana bir mesaj gönderin veya beni arayın.

Send me a message or give me a call if you're interested.

- Polis çağır!
- Polisi çağır!
- Polisi arayın!
- Polisi ara!

- Call the police!
- Call the police.

- Döndüğünüzde bana bir telefon açın.
- Döndüğünüzde beni arayın.

Give me a call when you get back.

Ücretsiz cümle için şimdi 1-800 Tatoeba'yı arayın.

Call 1-800 TATOEBA now for a free sentence.

Eğer onu yapamıyorsanız, en kısa sürede bizi arayın.

If you can't make it, call us as soon as possible.

Durumu kontrol etmek için pazartesi sabahı beni arayın.

Call me Monday morning to check on the status.

- İtfaiyecileri çağır.
- İtfaiyecileri çağırın.
- İtfaiyecileri ara.
- İtfaiyecileri arayın.

Call the firefighters.

Bizi ücretsiz olarak 1-800-446-2581'den arayın.

Call us toll-free at 1-800-446-2581.

Ücretsiz broşür için 1-800-828-6322'yi arayın.

Call 1-800-828-6322 for a free brochure.

- Sadece onu arayın.
- Sadece onu ara.
- Yalnızca onu ara.

Just call him.

- Yangın durumunda, 119'u arayın.
- Yangın haline, 119'u ara.

In case of fire, call 119.

- Hemen şimdi 110'u arayın.
- Hemen şimdi 110'u ara.

Call 110 right now.

Ücretsiz bir broşür için 1-800-828-6322'yi arayın.

Call 1-800-828-6322 for a free brochure.

Daha fazla bilgi için 1-800-828-6322'yi arayın.

Call 1-800-828-6322 for more information.

Jose şu anda konuşacak bir durumda değil; daha sonra arayın.

José is not in a position to speak right now; please call later.

Herhangi bir şeye ihtiyacınız olursa bana bir e-posta gönderin veya arayın.

If you need anything, send me an e-mail or call me.

- Eğer herhangi bir şey yanlış giderse, Tom'u çağır.
- Ters giden bir şey olursa Tom'u arayın.

If something goes wrong, call Tom.

Ne yazık ki şimdi size yardımcı olabilecek kimse yok. Bir saat sonra yeniden arayın lütfen.

I'm afraid there is nobody available to help you right now. Please call back in an hour.

"Bana seni aramamı istemediğini mi söylüyorsun?" "Hayır, hiç değil. Lütfen beni herhangi bir zaman arayın."

"Are you saying you don't want me to call?" "No, not at all. Please call me anytime."