Translation of "Gelip" in English

Gelip gör!

- Come and see.
- Come and see!

Gelip şuraya bakın.

[Bear] Come and have a look in here.

Gelip gelmeyeceğini bilmiyorum.

I don't know whether she will come.

İşler gelip gidiyor.

Things come and go.

Gelip benimle yaşayabilirsin.

You could come and live with me.

Gelip kendiniz arayın.

Come and look for yourself.

Gelip gelemeyeceğimi bilmiyorum.

I don't know if I can come.

Gelip John'a anlattılar.

They came to John and told him.

Aylar gelip gidiyor.

The months come and go.

Gelip şöminede ısının.

Come and warm yourselves by the fireplace.

Gelip yanıma otur.

Come sit next to me.

- Gelip sana arkadaşlık edeceğim.
- Gelip sana eşlik edeceğim.

I'll come over and keep you company.

Çekici gelip arabamı götürüyor."

a man with the tow-truck repossessed my car."

Gelip gelmemen önemli değil.

It doesn't matter whether you come or not.

Bill'in gelip gelmeyeceği şüpheli.

It is doubtful whether Bill will come.

Onun gelip gelmeyeceği şüpheli.

It is doubtful whether she will come.

Onun gelip gelmeyeceğini bilmiyorum.

I don't know whether she will show up.

Gelip gelemeyeceklerinden emin değillerdi.

They were not sure whether they could come or not.

Onun gelip gelmeyeceği belirsiz.

It's uncertain if he'll come.

Gelip bizi ziyaret etmelisin!

You should come visit us!

Gelip gelmeyeceğini ona soracağım.

I'll ask him if he will come.

Gelip gelmeyeceğinden emin değildim.

I wasn't sure if you'd come or not.

Gelip beni almanı istiyorum.

I want you to come and get me.

Gelip benimle çalışmanı istiyorum.

I'd like you to come work for me.

Gelip şirketimizde çalışmanızı istiyorum.

I want you to come work here at our company.

Gelip yardım edebilir misin?

Could you come and help?

George'un gelip gelmediğini bilmiyorum.

I don't know if George is coming.

Sorun onun gelip gelmeyeceğidir.

The point is whether she will come or not.

George'un gelip gelmeyeceğini bilmiyorum.

- I don't know if George is coming or not.
- I don't know whether George will come or not.

Yanıma gelip "Nasılsın?" dedi.

She came up to me and said "How are you?"

Tom'un gelip gelmeyeceğini bilmiyorum.

- I don't know whether Tom will come or not.
- I don't know if Tom will come or not.

Bence gelip bunu görmelisin.

I think you should come and see it.

Gelip gelmediğini bize bildir.

Let us know if you're coming.

Gelip beni alabilir misin?

Can you come and get me?

Gelip beni alır mısın?

Could you come and get me?

Tom'un gelip gelmediğini bilmiyorum.

I don't know if Tom is coming or not.

Lütfen gelip bize katılın.

Please come and join us.

Tom'un gelip gelmeyeceği şüpheli.

It's doubtful whether Tom will come.

Gelip gelemeyeceğini bize bildir.

Let us know if you can come.

Buraya gelip denizi görebilirsin.

Come here, and you can see the sea.

Gelip gelemediğini bize bildir.

Let us know whether you can come.

Gelip beni görecek misin?

Will you come and see me?

Onun gelip gelmeyeceğinden şüpheliyim.

- I doubt if he will come.
- I am doubtful whether he will come.

Buraya gelip beni öp.

Come here and kiss me.

Onun gelip gelmediğini bilmiyoruz.

We do not know if he is coming or not.

Tom'un gelip gelmeyeceğini bilmiyoruz.

- We don't know whether Tom is going to come or not.
- We don't know whether Tom will come or not.

Birazdan gelip seni alacağım.

I'm gonna come get you in a second.

Leyla gelip beni aldı.

Layla came and picked me up.

Tom gelip bizimle yaşayabilir.

Tom can come and live with us.

Gelip gelmeyeceğini Tom'a söyle.

Tell Tom whether you'll come or not.

Tom'un gelip gelemeyeceğini bilmiyoruz.

We don't know whether Tom can come or not.

Tom'un gelip gelmeyeceğinden şüpheliyim.

I'm doubtful whether Tom will come.

Ona gelip gelmediğini sor.

Ask him whether he comes.

Şehirler, insanlar, mimari gelip geçer

She said, cities, people, architecture will come and go,

gelip bu insanla etkileşim kuruyor.

so you go and you interact with this human.

Gelip beni görmen ne hoş.

It is nice of you to come and see me.

Onun zamanında gelip gelmeyeceği şüphelidir.

It is doubtful whether she will come on time.

Bana onun gelip gelmediğini sordu.

He asked me whether she was coming.

Hemen gelip konuyu araştıracağını duyurdu.

- He gave out that he would come over at once and investigate the matter.
- He announced that he would come at once and investigate the matter.

Onun gelip gelmeyeceğini merak ediyorum.

I wonder if he will come.

Onun zamanında gelip gelmeyeceğinden süpheliyim.

I doubt if he will come on time.

Onun gelip gelmeyeceği konusunda şüpheliyim.

- I doubt if he will come.
- I am doubtful whether he will come.

Seninle gelip gelemeyeceğimden emin değilim.

- I am not sure whether I will be able to come with you.
- I'm not sure whether I'll be able to come with you.

Neden buraya gelip benimle oturmuyorsun?

Why don't you come over here and sit with me?

Sadece gelip gelmediğini bilmek istiyorum.

I'd just like to know if you are coming or not.

Aslında, gelip gelemeyeceğimden emin değilim.

Actually, I'm not sure whether I can come or not.

Onların gelip gelmediğini bilmek istiyorum.

I'd like to know if they have arrived.

Şimdi gelip sizi görebilir miyim.

May I come and see you now?

Partine gelip gelemeyeceğimden emin değilim.

I'm not sure if I'm going to be able to come to your party.

Bugün gelip gelmeyeceğinizi merak ediyordum.

I was wondering if you were going to show up today.

Tom'un gelip gelmediği umurumda değil.

I don't care if Tom comes or not.

Yarın seni kaçta gelip alayım?

When should I come to pick you up tomorrow?

Neden buraya gelip kendin bakmıyorsun?

Why don't you come out here and look for yourself?

Daha sonra gelip beni gör.

Come and see me afterwards.

Bu gece gelip gelemeyeceğim şüpheli.

It's doubtful whether I'll be able to come tonight.

Seni her gün gelip göremem.

I can't come and see you every day.

Onun gelip gelmeyeceğini ona soracağım.

I'll ask him if he's going to come.

Tom'un gelip gelemeyeceğini merak ediyorum.

- I wonder if Tom can come.
- I wonder whether Tom can come.

Gelip bizim için çalışabilir misin?

Can you come work for us?

Gelip beni almana ihtiyacım yok.

I don't need you to come and get me.

Onun gelip gelmediği beni ilgilendirmez.

It makes no difference to me whether he comes or not.

Tom Mary'nin gelip gelmeyeceğini bilmiyor.

Tom doesn't know whether Mary will come or not.

Tom Mary'nin gelip gelmediğini bilmiyor.

- Tom doesn't know whether Mary will come or not.
- Tom doesn't know if Mary is coming or not.

Tom onun gelip gelmeyeceğini bilmiyor.

- Tom doesn't know if he will come or not.
- Tom doesn't know if he'll come or not.

Tom gelip seni görmek istiyor.

Tom wants to come and see you.

Neden evime gelip piyano çalmıyorsun?

Why don't you come to my house and play the piano?

Benim için gelip çalışman gerekir.

You should come and work for me.