Translation of "Alırdım" in English

0.005 sec.

Examples of using "Alırdım" in a sentence and their english translations:

Onu alırdım.

- I'd buy that.
- I'll buy that.

Onlardan birini alırdım.

I'd buy one of those.

Arabayı alırdım ama fakirim.

I would buy the car, but I am poor.

Ben bundan keyif alırdım.

- I would've enjoyed that.
- I would have enjoyed that.

Züğürt olmasam onu alırdım.

- I'd buy it if I weren't broke.
- If I weren't broke, I'd buy it.

- Yeterli param olmuş olsaydı çantayı alırdım.
- Yeterli param olsaydı çantayı alırdım.

If I had had enough money, I would have bought the bag.

Yeterli param olsaydı kalemi alırdım.

- If I had had more money, I would have bought the pen.
- If I'd had more money, I'd have bought that pen.

Senin yerinde olsaydım, bunu alırdım.

- If I were you, I would buy it.
- If I were you, I'd buy it.

Zengin olsaydım onu satın alırdım.

- If I were rich, I would buy it.
- If I were rich, I'd buy it.

Ben Fransızcada iyi notlar alırdım.

I used to get good grades in French.

Tom'la tenis oynamaktan zevk alırdım.

I used to enjoy playing tennis with Tom.

Bir çocuktan hoşlandığımda Okuloma'nın fikrini alırdım.

If I liked a boy, I would ask Okuloma's opinion.

Yeterli param olsaydı o kitabı alırdım.

- If I had had enough money, I would have bought the book.
- If I'd had enough money, I would've bought the book.
- If I'd had enough money, I would have bought the book.

Yeterli param olsaydı, bu kamerayı alırdım.

If I had enough money, I could buy this camera.

Biraz daha param olsaydı onu alırdım.

- If I had had a little more money, I would have bought it.
- If I'd had a little more money, I would've bought it.

Yerim olsaydı bir bonzai ağacı alırdım.

I'd buy a bonsai tree if I had the room for it.

Eğer fazla param olsaydı, kalemi alırdım.

If I had had more money, I would have bought the pen.

Yeterli param olsaydı o bilgisayarı alırdım.

- If I had had enough money, I would have bought that computer.
- If I'd had enough money, I would've bought that computer.

Parayı olsaydı, daha fazla kıyafet alırdım.

- I would've bought more clothes if I had had the money.
- I would have bought more clothes if I had had the money.

Fazla param olsaydı onu satın alırdım.

If I had more money, I'd buy that.

Eğer yeterince param olsaydı, bunu alırdım.

If I had enough money, I'd buy this.

- Eğer yeterince param olsaydı, onu satın alırdım.
- Eğer yeterli param olsaydı, onu satın alırdım.

If I had enough money, I'd buy that.

Yeterli param olsaydı o hoş arabayı alırdım.

If I had enough money, I would buy that nice car.

Eğer param olsaydı, bu bilgisayarı satın alırdım.

If I had money, I'd buy this computer.

Senin yerinde olsaydım, çabucak bir karar alırdım.

I'd make a decision quickly if I were you.

Fransızcayı daha iyi konuşabilseydim, o işi alırdım.

- If I could have spoken French better, I might have gotten that job.
- If I could've spoken French better, I might've gotten that job.
- If I could have spoken French better, I might've gotten that job.

Bu saati satın alırdım fakat çok pahalı.

I would buy this watch, except it's too expensive.

Param olsaydı konser için bilet satın alırdım.

If I had money, I would buy tickets for the concert.

Eğer Tom Fransızca konuşabilseydi onu işe alırdım.

If Tom could speak French, I'd hire him.

Eğer yeterince param olsaydı, o arabayı alırdım.

If I had enough money, I'd buy that car.

Biraz daha param olsaydı o dolma kalemi alırdım.

If I'd had more money, I'd have bought that pen.

Zengin olsaydım deniz kenarında bir ev satın alırdım.

If I was rich I'd buy a house by the sea.

Fazla param olsaydı onu senin için satın alırdım.

If I had more money, I'd buy that for you.

Yeterince param olsaydı onu senin için satın alırdım.

If I had enough money, I'd buy that for you.

Zengin bir adam olsaydım sana elmas bir yüzük alırdım.

If I were a rich man, I would buy you a diamond ring.

Keşke zengin olsaydım. Deniz kenarında bir villa satın alırdım.

If only I were rich, I would buy a villa on the seashore.

- Bundan zevk alırdım.
- Bu hoşuma gider.
- Bundan zevk duyarım.

I would enjoy that.

"Senin yerinde olsaydım, bunu alırdım." "Ama sen ben değilsin!"

"If I were you, I'd buy it." "But you aren't me!"

Ben gece motosikletimin üstüne bir kılıf koyduğumu sağlama alırdım.

I used to make sure I put a cover over my motorcycle at night.

Ah! Zengin olsaydım, kendime İspanya'dan bir ev satın alırdım.

Ah! If I were rich, I'd buy myself a house in Spain.

Daha fazla param olsaydı daha iyi bir bisiklet alırdım.

- If I'd had more money, I would've bought a better bicycle.
- If I'd had more money, I would have bought a better bicycle.

- Ben olsam daha ucuzunu alırdım.
- Ben olsam daha ucuz olanı alırım.

If it were me, I'd buy the cheaper one.

- Yeterli param olsaydı, bu kamerayı alırdım.
- Yeterli param olsa, bu kamerayı alırım.

If I had enough money, I could buy this camera.

- Şimdi 1,000,000 yenim olsa, bir araba alırım.
- Şimdi bir milyon yenim olsa, bir araba alırdım.

If I had one million yen now, I would buy a car.

- Ne sakalla filozof olunur, ne de hırkayla.
- Dervişlik olaydı taç ile hırka, ben de alırdım otuza kırka.

A beard doesn't make a philosopher, nor does wearing a cheap coat.