Translation of "Açmamı" in English

- Işığı açmamı ister misin?
- Işığı açmamı ister misiniz?

- Do you want me to turn on the light?
- Would you like me to switch on the light?
- Would you like me to turn on the light?

Babam kapıyı açmamı istedi.

- Father asked me to open the door.
- My father asked me to open the door.

O, pencereyi açmamı istedi.

She asked me to open the window.

Babam pencereyi açmamı istedi.

My father asked me to open the window.

Tom kapıyı açmamı istedi.

Tom asked me to open the door.

Dişçi ağzımı açmamı söyledi.

The dentist told me to open my mouth.

Tom pencereyi açmamı söyledi.

Tom told me to open the window.

Kutuyu açmamı ister misin?

Do you want me to open the box?

Işığı açmamı ister misin?

Do you want me to turn on the light?

Pencereyi açmamı ister misin?

Do you want me to open the window?

Onlar kapıyı açmamı istediler.

They asked me to open the gate.

Klimayı açmamı ister misiniz?

Would you like me to turn on the air conditioner?

Işıkları açmamı ister misin?

- Would you like me to turn on the lights?
- Would you like me to turn the lights on?

Işığı açmamı ister misiniz?

- Would you like me to switch on the light?
- Would you like me to turn on the light?

Pencereyi açmamı ister misiniz?

Would you like me to open the window?

Pencereleri açmamı ister misin?

Do you want me to open the windows?

Bunu şimdi açmamı istiyor musun?

Do you want me to open this now?

Tom pencereyi açmamı rica etti.

Tom asked me to open the window.

O, bana pencereyi açmamı söyledi.

She told me to open the window.

O bana kapıyı açmamı rica etti.

He asked me to open the door.

Senin için kapıyı açmamı ister misin?

Would you like me to open the door for you?

Bir gümrük görevlisi, bavulumu açmamı istedi.

A customs official asked me to open my suitcase.

Kapıyı senin için açmamı ister misin?

Want me to open the door for you?

Bunu senin için açmamı ister misin?

- Would you like me to unwrap that for you?
- Would you like me to unwrap it for you?

Tom pencereyi açmamı istiyor, bu yüzden o içeriye tırmanabilir.

Tom wants me to open the window, so he can climb in.