Translation of "Ağzımı" in English

0.048 sec.

Examples of using "Ağzımı" in a sentence and their english translations:

Ağzımı sulandırıyor.

It makes my mouth water.

- Benim ağzımı çalkalamam gerekiyor.
- Ağzımı çalkalamalıyım.

I need to rinse my mouth.

- Bayramlık ağzımı açtıracaklar bana.
- Ağzımı bozacağım ama.

Pardon my French.

- Asla ağzımı açmamalıydım.
- Ağzımı hiç açmamam gerekirdi.

- I never should've opened my mouth.
- I never should have opened my mouth.

- Açtırma ağzımı.
- Açtırma bayramlık ağzımı.
- Başlatma şimdi.

Don't get me started.

Ağzımı kapalı tutacağım.

I'll keep my mouth shut.

Ağzımı kapalı tutuyorum.

I'm keeping my mouth shut.

Ağzımı kapalı tuttum.

I kept my mouth shut.

Muhteşem kek ağzımı sulandırdı.

The gorgeous cake made my mouth water.

Sadece ağzımı kapalı tuttum.

I just kept my mouth shut.

Dişçi ağzımı açmamı söyledi.

The dentist told me to open my mouth.

Ben ağzımı açtığım için üzgünüm.

- I'm sorry I opened my mouth.
- I'm sorry that I opened my mouth.

- Beni başlatmayın.
- Açtırma ağzımı.
- Başlatma şimdi.

- Don't get me started.
- Don't provoke me.
- Don't get me started!

Tom bana ağzımı kapalı tutmamı söyledi.

Tom told me to keep my mouth shut.

- O beni öldüresiye dövdü.
- O benim ağzımı burnumu kırdı.

He beat the shit out of me.

- Dilimi ısırdım.
- Çenemi kapalı tuttum.
- Ağzımı açmadım.
- Hiçbir şey söylemedim.

I bit my tongue.

Burada ağzımı açmadan senden daha uzun süre oturabileceğime bahse girerim.

- I bet I can sit here longer without saying a thing than you can.
- I bet I can sit here longer without saying anything than you can.