Translation of "şişmiş" in English

0.003 sec.

Examples of using "şişmiş" in a sentence and their english translations:

Tom'un bacakları şişmiş.

Tom's legs are swollen.

Davul gibi şişmiş kamu hizmeti.

bloated civil service.

Her iki ayağım da şişmiş.

Both my feet are swollen.

Soğuk havalarda, onun eklemleri şişmiş olur.

In cold weather, her joints become swollen.

Leyla'nın şişmiş cesedi bir nehirde bulundu.

Layla's bloated corpse was found in a river.

Ayakkabıların çok küçük olduğu için ayakların şişmiş.

Your feet are swollen because your shoes are too small.

Bütün gece ağlıyor muydun? Gözlerin tamamen şişmiş.

Have you been crying all night? Your eyes are all puffy.

Ben nehri görmeye gittim, onu büyük ölçüde şişmiş buldum.

I went to see the river, which I found greatly swollen.

Bir tabak Pad Thai yedikten sonra kendimi şişmiş hissediyorum.

I feel bloated after eating a plate of Pad Thai.

Şişmiş lenf düğümleri genellikle enfeksiyon, tümör ya da iltihap barındıran bölgelerin civarında olur.

Swollen lymph nodes are usually found near the site of an infection, tumour, or inflammation.