Translation of "şanstır" in English

Belki kötü şanstır.

Maybe it's bad luck.

Siyah kediler kötü şanstır.

Black cats are bad luck.

Havanın çok güzel olması şanstır.

It is fortunate that the weather is so nice.

Bu bir ömür boyu şanstır.

This is the chance of a lifetime.

- Bu bizim için bir şanstır.
- Bu bizim için bir servettir.

This is a fortune for us.

Kimin kazanacağına gelince bir şanstır; her iki takım da kalite olarak aynıdır.

It's a tossup as to who will win; both teams are about the same in quality.