Translation of "ıslanmış" in English

Terden ıslanmış gibiyim.

I'm like drenched in sweat.

Tom ıslanmış gibi görünüyordu.

Tom looked like he was wet.

Suda bir gecede ıslanmış elbiseler ağırdılar.

The clothes soaked in water overnight were heavy.

O yağmur nedeniyle tamamen ıslanmış geldi.

He arrived all wet from the rain.

Trebia'nın soğuk sularını geçtikten sonra, askerleri aç, ıslanmış, ve neredeyse dondurucu olan soğuk havaya maruz bir şekilde durmakta.

After fording the cold Trebia, his men are hungry, soaked, and standing in the near-freezing temperature.