Translation of "övmek" in English

0.002 sec.

Examples of using "övmek" in a sentence and their english translations:

Hiç kimse ülkemi övmek istemedi.

Nobody wanted to praise my country.

Çocukları övmek önemli bir şeydir.

Praising children is an important thing.

Hiç kimse benim ülkemi övmek istemiyor.

Nobody wants to praise my country.

O bütün zamanını erdemlerini övmek için harcar.

He spends all his time extolling her virtues.

Birinin adını daha sonraki kuşaklarda yükseltmek ve böylece birinin ebeveynlerini övmek, bu anne babaya saygının en büyük ifadesidir.

To raise one's name in later generations and thereby glorify one's parents, this is the greatest expression of filial piety.