Translation of "Çocukları" in English

- Çocukları korkutuyorsun.
- Çocukları korkutuyorsunuz.

You're scaring the kids.

Çocukları yatırıyor.

She's putting the children to bed.

Çocukları korumalıyız.

We must protect the children.

Çocukları sevmiyorum.

I don't like kids.

Çocukları istemiyorum.

- I don't want kids.
- I don't want children.

Çocukları istemiyor.

He doesn't want kids.

Çocukları getir.

Bring the kids.

Çocukları düşünün.

Think about the children!

Çocukları yataktalar.

Her kids are in bed.

Çocukları uyandır.

Wake the kids.

Çocukları cezalandırma!

Don't punish the children.

Çocukları korkutmayın.

Don't scare the children.

Çocukları duymadın.

You have not heard the children.

Çocukları güldürdüm.

I got the children to laugh.

- Çocukları yatağa gönder.
- Çocukları yatağa yolla.

Send the kids to bed.

- Birçok çocukları oldu.
- Birçok çocukları vardı.

They had several children.

- Onun çocukları okuldalar.
- Onun çocukları okulda.

- His kids are at school.
- His children are at school.

- Çocukları Tom uyutuyor.
- Çocukları yatıran Tom.

Tom is the one who puts the children to sleep.

Çocukları okula gönderin.

Keep kids in school.

Hediyeler çocukları sevindirecek.

The gifts will delight the children.

Onun çocukları büyüdü.

His children have grown up.

Kötü çocukları sevmem.

I don't like bad boys.

Çocukları yatağa gönder.

Send the kids to bed.

Birçok çocukları vardı.

They had a lot of kids.

Neden çocukları giydiriyorsun?

Why are you dressing the kids?

Ben çocukları seviyorum.

I love kids.

O, çocukları sever.

- She loves children.
- She loves the children.

Çocukları içeride tutun.

Keep the kids indoors.

Çocukları içeride tut.

Keep the kids inside.

Çocukları korkutmak istemiyoruz.

We don't want to scare the children away.

Çocukları okula götürdüm.

I took the children to school.

O, çocukları yatırır.

She puts the boys to bed.

Erkek çocukları yaralandı.

The boys were injured.

Çocukları okula götür.

Take the kids to school.

Tom çocukları sevmez.

- Tom doesn't like kids.
- Tom doesn't like children.

Tom çocukları sever.

Tom loves kids.

O, çocukları güldürdü.

He made the children laugh.

Tom çocukları eğlendirdi.

Tom amused the children.

Onun çocukları var.

She has children.

Çocukları almaya gitmeliyim.

I have to go pick up the kids.

Papaz çocukları kutsadı.

The priest blessed the children.

Tom'un çocukları yok.

- Tom doesn't have children.
- Tom doesn't have kids.

Siz çocukları özleyeceğim.

- I will miss you all.
- I'll miss you.
- I am going to miss you.
- I will miss you.
- I'm going to miss you.
- I'll miss you guys.

Tom'un çocukları var.

- Tom has children.
- Tom has kids.

O, çocukları korkuttu.

She scared the children.

Çocukları yatırmam gerek.

I have to put the kids to bed.

Biz çocukları severiz.

We like children.

Ben çocukları severim.

I like children.

Onlar çocukları duymadı.

They didn't hear the children.

Hepimizin çocukları var.

We all have kids.

Tom'un çocukları kaçırıldı.

Tom's children were kidnapped.

Tom'un çocukları hasta.

Tom's children are sick.

O, çocukları seviyor.

She loves the children.

Ben çocukları eğlendirmem.

I don't amuse children.

Onların çocukları var.

They have kids.

Tom çocukları seviyor.

Tom loves children.

Çocukları yatırma zamanı.

It's time to put the children to bed.

Lütfen çocukları yıkayın.

Please bathe the children.

Sen çocukları korkuttun.

You scared the children.

O çocukları tanımıyordum.

I didn't know those boys.

Tom çocukları izledi.

Tom watched the children.

Çocukları gördün mü?

Did you see the kids?

Dan çocukları uyandırdı.

Dan woke up the children.

Öyle çocukları severim.

I like boys like that.

O, çocukları uyutuyor.

She's putting the children to sleep.

Tom çocukları uyutuyor.

Tom is putting the children to sleep.

Tom çocukları güldürdü.

Tom made the children laugh.

Tom'un çocukları harika.

Tom's children are wonderful.

Onlar çocukları eğlendirdiler.

They have amused the children.

Erkek çocukları iyi.

The boys are fine.

Çocukları çantaya koymayın.

Don't put children into the bag.

Onlar kilisenin çocukları.

They are the boys of the parish.

Tom çocukları korkuttu.

Tom scared the children.

O çocukları eğlendirir.

She entertains the children.

Çocukları okula götüreceğim.

I'll take the children to school.

Tom çocukları seviyordu.

Tom loved kids.

Tom'un çocukları nasıldı?

What are Tom's children like?

Tom'un çocukları okulda.

Tom's kids are at school.

Ninni çocukları uyutur.

A lullaby makes children sleepy.

Onun çocukları okuldalar.

- His kids are at school.
- Her children are at school.
- His children are at school.

Onun çocukları okulda.

- Her kids are at school.
- Her children are at school.

Onların çocukları okuldalar.

- Their kids are at school.
- Their children are at school.

Çocukları uyandırmak istemedim.

- I didn't want to wake up the kids.
- I didn't want to wake the kids up.
- I didn't want to wake up the children.
- I didn't want to wake the children up.

Tom'un çocukları şirin.

Tom's children are cute.