Translation of "öğrenecek" in English

0.009 sec.

Examples of using "öğrenecek" in a sentence and their english translations:

Tom öğrenecek.

- Tom will find out.
- Tom'll find out.

İngilizce öğrenecek misin?

Are you going to learn English?

Tom nasıl öğrenecek?

How is Tom going to find out?

Tom sonunda öğrenecek.

- Tom is going to find out eventually.
- Tom will find out eventually.

Tom gerçeği öğrenecek.

Tom will find out the truth.

Gerçeği öğrenecek miyiz?

Will we ever learn the truth?

Tom yaptıklarımızı öğrenecek.

- Tom is going to find out what we did.
- Tom will find out what we did.

Tom Fransızca öğrenecek.

Tom will study French.

Tom yakında öğrenecek.

Tom is going to find out soon.

O, araba sürmeyi öğrenecek.

She is going to learn how to drive.

Önünde sonunda sırrı öğrenecek.

He'll know the secret sooner or later.

Öğrenecek çok şeyim var.

- I have a lot to learn.
- I've got a lot more to learn.
- I have a lot of learning to do.

Öğrenecek çok şeyin var.

You have a lot to learn.

Tom sonunda gerçeği öğrenecek.

Tom will eventually find out the truth.

Tom yakında gerçeği öğrenecek.

Tom will soon know the truth.

Öğrenecek çok şeyimiz var.

We have a lot to learn.

Öğrenecek çok şey var.

There's so much to learn.

Tom muhtemelen Fransızca öğrenecek.

Tom will probably study French.

Tom her halükârda öğrenecek.

Tom will find out anyway.

İnsanlar yakında gerçeği öğrenecek.

People will soon learn the truth.

- Öğrenecek çok şeyin var, oğlum.
- Öğrenecek çok şeyin var oğluşum.

You have a lot to learn, my boy.

O zaman içerisinde gerçekleri öğrenecek.

He will learn the facts in the course of time.

Eninde sonunda Fransızcayı iyice öğrenecek.

Sooner or later, he will master French.

Öğrenecek çok fazla şeyimiz var.

We've got a lot to learn.

Daha öğrenecek çok şeyim var.

I still have a lot to learn.

Öğrenecek çok şeyim olduğunu biliyorum.

- I know I have a lot to learn.
- I know that I have a lot to learn.

Benimle İngilizce öğrenecek birini arıyorum.

- I'm looking for someone with whom to learn English.
- I'm looking for someone who will learn English with me.

Hâlâ öğrenecek çok şeyin var.

You still have so much to learn.

Senden öğrenecek çok şeyim var.

I've got a lot to learn from you.

Tom gelecek yıl Fransızca öğrenecek.

Tom will study French next year.

Hâlâ öğrenecek çok şeyim var.

I've still got a lot to learn.

Tom kısa sürede gerçeği öğrenecek.

Tom will soon learn the truth.

Öğrenecek çok fazla şeyim var.

I have so much to learn.

Hâlâ öğrenecek çok şey var.

There's still a lot to learn.

Hâlâ öğrenecek çok şeyimiz var.

We still have a lot to learn.

Tom'un öğrenecek çok şeyi var.

Tom has a lot to learn.

Daha öğrenecek çok şeyimiz var.

We still have more to learn.

Hepimizin öğrenecek çok şeyi var.

We all have a lot to learn.

Bugün öğrenecek çok şeyimiz var.

We have a lot to learn today.

Hala öğrenecek çok şey var.

There's still a lot of learn.

Tom bunu nasıl yapacağını öğrenecek.

Tom is going to learn how to do that.

Öğrenecek daha çok şey var.

There's a lot more to learn.

Tom'un hâlâ öğrenecek çok şeyi var.

- Tom has a lot to learn.
- Tom still has a lot to learn.

Onun hâlâ öğrenecek çok şeyi var.

- She still has much to learn.
- He still has much to learn.

İş hakkında öğrenecek çok şeyin var.

You have a lot to learn about business.

Tom bu yaz araba sürmeyi öğrenecek.

- Tom is going to learn to drive this summer.
- Tom is going to learn how to drive this summer.
- Tom will learn to drive this summer.

Hâlâ Tom'dan öğrenecek çok şeyimiz var.

We still have so much to learn from Tom.

Tom er ya da geç öğrenecek.

Tom'll find out sooner or later.

Shinto hakkında öğrenecek çok şey var.

- There's much to learn about Shinto.
- There's much to learn about Shintō.

Erkekler hakkında öğrenecek çok şeyin var.

You have a lot to learn about men.

Her zaman öğrenecek çok şey var.

There's always more to learn.

Fransa'ya gitmeden önce oğlum Fransızca öğrenecek.

Before going to France, my son is going to study French.

Diğer kültürlerden öğrenecek çok şeyimiz var.

We have a lot to learn from other cultures.

Tom sonunda bunu nasıl yapacağını öğrenecek.

- Tom will eventually learn how to do that.
- Tom is going to eventually learn how to do that.

Tom sonunda onun nasıl yapılacağını öğrenecek.

Tom is going to learn how to do that, eventually.

Tom sonunda bunu kimin yaptığını öğrenecek.

Tom will find out who did that, eventually.

Tom sonunda bunun nasıl yapılacağını öğrenecek.

Tom will learn how to do that, eventually.

Tom bir şeyin yanlış olduğunu öğrenecek.

Tom is going to know something's wrong.

Hâlâ ilişkiler hakkında öğrenecek çok şeyin var.

You still have a lot to learn about relationships.

Tom er ya da geç sırrı öğrenecek.

Tom will learn the secret sooner or later.

Tom bu yaz nasıl araba kullanacağını öğrenecek.

Tom will learn how to drive this summer.

Daha öğrenecek o kadar çok şey var ki.

There's so much more to learn.

Herkes er veya geç senin bütün sırlarını öğrenecek.

Sooner or later, everyone will know all your secrets.

Sanırım Tom sonunda insanların ona davranma tarzıyla başetmeyi öğrenecek.

I imagine that Tom will eventually learn to deal with the way people treat him.

Sen iyi bir öğrencisin ama hala öğrenecek çok şeyin var.

You're a good student, but you still have a lot to learn.

- Japonca çalışacak mıyız?
- Japonca öğrenecek miyiz?
- Japonca eğitimi alacak mıyız?

Are we going to study Japanese?

Google Translate'in öğrenecek çok şeyi var ama her gün daha iyi oluyor.

Google Translate still has a lot to learn, but it's getting better every day.

Bir bilim adamı hayatı boyunca düzinelerce kitap okuyacak, ama hala öğrenecek çok daha fazla şeyi olduğuna inanıyorum.

A scientist will read dozens of books in his lifetime, but still believe he has a lot more to learn.