Translation of "Sürmeyi" in English

At sürmeyi öğrenebilirdim.

I could learn to ride a horse.

Bisiklet sürmeyi bilmiyorum.

- I don't know how to ride a bicycle.
- I can't ride a bicycle.

Araba sürmeyi bilmiyorum.

- I do not know how to drive a car.
- I don't know how to drive a car.

Ruj sürmeyi sevmem.

I don't like to wear lipstick.

Oje sürmeyi sevmem.

I don't like to wear nail polish.

At sürmeyi öğrenmelisin.

You have to learn how to ride a horse.

Bisiklet sürmeyi öğrenmelisin.

You need to learn how to ride a bike.

Kamyon sürmeyi biliyorum.

I know how to drive a truck.

Bisiklet sürmeyi seviyorum.

I like cycling.

- İrlanda'da araba sürmeyi öğrendi.
- O, İrlanda'da araba sürmeyi öğrendi.

- He learnt driving in Ireland.
- He learnt how to drive in Ireland.

Hani araba sürmeyi bilirsiniz

I know how to drive,

O, araba sürmeyi öğrenecek.

She is going to learn how to drive.

O, araba sürmeyi öğreniyor.

She is learning how to drive a car.

Öğrencilerim araba sürmeyi öğreniyor.

My students are learning to drive.

Tom otobüs sürmeyi sevmez.

Tom doesn't like riding buses.

Tom araba sürmeyi öğreniyor.

Tom is learning how to drive a car.

Tom araba sürmeyi bilmez.

Tom doesn't know how to drive.

O, araba sürmeyi bilmez.

He does not know how to drive a car.

Jim araba sürmeyi öğreniyor.

Jim is learning how to drive a car.

Ağabeyim araba sürmeyi bilir.

My older brother knows how to drive.

Annem bisiklet sürmeyi bilmiyor.

My mother doesn't know how to ride a bicycle.

Ben araba sürmeyi öğrenmekteyim.

I've been learning to drive.

Güneş kremi sürmeyi unutma.

Don't forget to put on sunscreen.

Tom hızlı sürmeyi sever.

Tom likes to drive fast.

Araba sürmeyi öğrendin mi?

Have you learned to drive a car?

Tom araba sürmeyi seviyor.

Tom loves to drive.

Araba sürmeyi istedin mi?

Did you want to drive?

Nerede araba sürmeyi öğrendin?

Where did you learn to drive?

Bisiklet sürmeyi tercih ederim.

I prefer to ride a bike.

Hepimiz bisiklet sürmeyi severiz.

We all like to ride bikes.

Ben araba sürmeyi severim.

I love to drive.

Güneş kremi sürmeyi unuttum.

I forgot to put on sunscreen.

Arabamı bugün sürmeyi planlamıyorum.

- I don't plan to drive my car today.
- I don't plan on driving my car today.

Araba sürmeyi bilmediğini sanıyordum.

- I thought you didn't know how to drive.
- I thought that you didn't know how to drive.

Araba sürmeyi öğrenmek istiyorum.

I want to learn how to drive.

Bisiklet sürmeyi öğrenmek istiyorum.

I want to learn how to ride a bicycle.

Bir araba sürmeyi öğrenmeyi başardı.

She managed to learn to drive a car.

Sabahleyin tostuma bal sürmeyi severim.

I like to spread honey on my toast in the morning.

Bir araba sürmeyi hiç denemedim.

I've never tried driving a car.

Araba sürmeyi öğrenmeme yardım et.

Help me learn how to drive.

Tom bana araba sürmeyi öğretti.

Tom taught me how to drive.

Tom ağabeyinden bisiklet sürmeyi öğrendi.

Tom learned how to ride a bicycle from his older brother.

Sanırım araba sürmeyi öğrenmen gerekebilir.

I think you might need to learn how to drive.

Tom'un araba sürmeyi öğrendiğini duydum.

I heard that Tom is learning how to drive.

Araba sürmeyi biliyorsun, değil mi?

You do know how to drive, don't you?

Ona araba sürmeyi öğretmeye çalıştım.

I tried to get him to learn to drive.

Buralarda insanlar araba sürmeyi bilmiyorlar.

People don't know how to drive around here.

Kırmızı ruj sürmeyi tercih etmem.

I don't prefer to wear red lipstick.

Tom araba sürmeyi asla öğrenmedi.

Tom never learned to drive.

Tom yağmurda araba sürmeyi sevmiyor.

Tom doesn't like driving in the rain.

Yoğun trafikte araba sürmeyi sevmiyorum.

I don't like to drive in heavy traffic.

Tom oğluna bisiklet sürmeyi öğretti.

Tom taught his son how to ride a bicycle.

Tom Mary'ye araba sürmeyi öğretti.

Tom taught Mary how to drive.

Biraz güneş kremi sürmeyi unutma.

Don't forget to put on some sunscreen.

Ne zaman araba sürmeyi öğrendin?

When did you learn to drive?

Hızlı arabaları sürmeyi sever misin?

Do you like to drive fast cars?

Tom, Boston'da araba sürmeyi sevmiyor.

Tom doesn't like driving in Boston.

Ben asla araç sürmeyi öğrenmedim.

I never learned to drive.

Tom bana bisiklet sürmeyi öğretti.

Tom taught me how to ride a bicycle.

Babam bana bisiklet sürmeyi öğretti.

- My father taught me how to ride a bicycle.
- My father taught me how to ride a bike.

Araç sürmeyi öğrenmek istemiyor musun?

Don't you want to learn to drive?

Buzlu yollarda araba sürmeyi sevmem.

I don't like driving on icy roads.

Yağmurlu havada araba sürmeyi sevmiyorum.

I don't like driving in the rain.

Ailem bana araba sürmeyi öğretti.

My parents taught me how to drive.

Bana araba sürmeyi öğretir misin?

Would you teach me how to drive?

Geçen yıl bisiklet sürmeyi öğrendi.

She learned to bicycle over the last year.

Marie bana araba sürmeyi sevdiğini söyledi.

Marie told me that she enjoyed the drive.

Arabayı sürmeyi bir süre devralabilir misin?

Can you take over driving for a while?

- Araba sürmeyi bilmiyorum.
- Ben araba kullanamam.

- I do not know how to drive a car.
- I can't drive.
- I don't know how to drive a car.

Ben hâlâ bir araba sürmeyi öğrenmedim.

- I still haven't learned to drive a car.
- I still haven’t learned how to drive.

Bir süre için sürmeyi devralabilir misin?

Can you take over the driving for a while?

Tom Mary'nin araba sürmeyi bilmediğini biliyor.

- Tom knows that Mary doesn't know how to drive.
- Tom knows Mary doesn't know how to drive.

Tom bu yaz araba sürmeyi öğrenecek.

- Tom is going to learn to drive this summer.
- Tom is going to learn how to drive this summer.
- Tom will learn to drive this summer.

Tom Mary'ye bisiklet sürmeyi öğreten kişiydi.

Tom was the one who taught Mary how to ride a bicycle.

On beş yaşındayken araba sürmeyi öğrendim.

I learned how to drive when I was fifteen years old.

Tom Mary'nin araba sürmeyi öğrenmesini istiyor.

Tom wanted Mary to learn how to drive.

Tom'un araba sürmeyi öğrenmediğini biliyor muydun?

- Did you know that Tom has never learned to drive?
- Did you know Tom has never learned to drive?

Araç sürmeyi öğrenmek birçok uygulama gerektirir.

Learning to drive requires a lot of practice.

Araba sürmeyi öğrenmeme yardım etmek zorundasın.

You've got to help me learn to drive.

Bu kasabada insanlar araba sürmeyi bilmiyorlar.

People don't know how to drive in this town.

Mary'ye araba sürmeyi öğreten kişi Tom'du.

Tom was the one who taught Mary how to drive.

Tom on yaşındayken bisiklet sürmeyi öğrendi.

Tom learned to ride a bike when he was ten years old.

Mary'ye at sürmeyi öğreten kişi Tom'dur.

Tom is the one who taught Mary how to ride a horse.

Tek tekerlekli bisiklet sürmeyi hiç denemedim.

I've never tried riding a unicycle.

Babam elli yaşındayken nihayet araba sürmeyi öğrendi.

My father finally learned to drive when he was fifty.

Gelecek yıl Shikoku çevresinde bisiklet sürmeyi planlıyorum.

I plan to cycle around Shikoku next year.

Bu kadar iyi araba sürmeyi nerede öğrendin?

Where did you learn to drive so well?

Bütün gece araba sürmeyi gerçekten istiyor musun?

Do you really want to drive all night?

Benim bildiğim kadar iyi araba sürmeyi bilmiyorsun.

You don't know how to drive as well as I do.

Tom otuz yaşına kadar araba sürmeyi öğrenmedi.

Tom didn't learn to drive until he was thirty.

Tom on sekiz yaşındayken araba sürmeyi öğrendi.

Tom learned to drive when he was eighteen.

Tom on üç yaşındayken araba sürmeyi öğrendi.

Tom learned to drive when he was thirteen.

- O, araba sürmeyi bilmez.
- O araba süremez.

She can't drive a car.

Tom, Mary'nin araba sürmeyi nerede öğrendiğini bilmiyor.

Tom doesn't know where Mary learned how to drive.