Translation of "öğrendiği" in English

O, bunu öğrendiği için şaşırdı.

She was surprised to learn this.

Bu, Tom'un yüzmeyi öğrendiği havuzdur.

This is the pool where Tom learned to swim.

Bu onun İngilizce öğrendiği yoldur.

This is the way he learned English.

O öğrendiği zaman, çok geç olacak.

By the time he finds out, it will be too late.

Bence o Amanca öğrendiği için zekidir.

I think he is intelligent because he is learning German.

Tom'un bunu öğrendiği zaman ne söyleyeceğini düşünüyorsun?

What do you think Tom will say when he finds out about this?

Kız arkadaşın öğrendiği zaman sana çok kızacak.

Your girlfriend is going to be so mad at you when she finds out.

O Almanca öğrendiği için onu zeki buluyorum.

I find that he is intelligent because he is learning German.

Sence Tom, Mary'nin Fransızca öğrendiği yeri biliyor mu?

- Do you think Tom knows where Mary studied French?
- Do you think that Tom knows where Mary studied French?

O, oğlunun başarılı olduğunu öğrendiği için çok mutlu oldu.

He was overjoyed to find out that his son had succeeded.

Kültür birisi birinin öğrendiği her şeyi unuttuktan sonra kalan şeydir.

Culture is what remains after one has forgotten all the things one has learned.

Tom ailesini öldüren yangını onun başlattığını öğrendiği için Mary'yi öldürdü.

Tom killed Mary because he found out she had started the fire that had killed his family.

Seyircisini kazanmak için konuşmacı, iletişim kurslarından öğrendiği retorik teknikleri kullanarak başvurdu.

To win his audience, the speaker resorted to using rhetorical techniques he learned from his communication courses.

Linda teyzesi Nancy'nin onu ziyaret etmek için geldiğini öğrendiği için aşırı heyecanlıydı.

Linda was wildly excited to learn that her aunt Nancy was coming to visit her.

Tom Mary'nin nabzını kontrol etti ve onun hâlâ hayatta olduğunu öğrendiği için rahatladı.

Tom checked Mary's pulse and was relieved to find that she was still alive.

- Tom ne yaptığımı öğrendiğinde çok kızacak.
- Tom yaptığım şeyi öğrendiğinde çok kızacak.
- Tom yaptıklarımı öğrendiğinde çok kızacak.
- Tom yaptıklarımı öğrendiği zaman çok kızacak.
- Tom yaptıklarımı öğrenince çok kızacak.

Tom will be mad when he finds out what I've done.