Translation of "Yüzmeyi" in English

- Ben yüzmeyi seviyorum.
- Yüzmeyi severim.

- I like to swim.
- I like swimming.

Yüzmeyi severim.

I like swimming.

Yüzmeyi severdin.

You used to love swimming.

Yüzmeyi seversin.

- You like to swim.
- You like swimming.

Yüzmeyi sevmiyorum.

- I don't like swimming.
- I don't like to swim.

Yüzmeyi severdim.

I used to love swimming.

Yüzmeyi seviyorsun.

- You like to swim.
- You like swimming.

Yüzmeyi seviyorum.

I love to swim.

Yüzmeyi sever.

He likes swimming.

Yüzmeyi severim fakat burada yüzmeyi sevmiyorum.

I like swimming, but I don't like to swim here.

- Ben yüzmeyi eğlenceli buluyorum.
- Yüzmeyi eğlenceli bulurum.

I find swimming fun.

- Tom da yüzmeyi sever.
- Tom da yüzmeyi seviyor.
- Tom, yüzmeyi de seviyor.

Tom likes swimming as well.

- Sanırım Tom yüzmeyi bilmiyor.
- Tom'un yüzmeyi bilmediğini düşünüyorum.
- Bence Tom yüzmeyi bilmiyor.

- I think Tom doesn't know how to swim.
- I think that Tom doesn't know how to swim.

Yüzmeyi bilmeme rağmen

Even though I already know how to swim,

Havuzda yüzmeyi sevmiyorum.

I don't like to swim in the pool.

Yüzmeyi eğlenceli bulurum.

I find swimming fun.

Tom yüzmeyi sever.

Tom likes swimming.

O yüzmeyi öğrendi.

He learned to swim.

Ben yüzmeyi biliyorum.

I know how to swim.

Denizde yüzmeyi severim.

I like swimming in the sea.

O yüzmeyi sever.

- He is fond of swimming.
- He likes to swim.

O yüzmeyi bilir.

He knows how to swim.

Tatilde yüzmeyi öğreneceğim.

I am going to learn to swim over the holiday.

Asla yüzmeyi öğrenmedim.

I never learned to swim.

Ben yüzmeyi seviyorum.

I like to swim.

Sen yüzmeyi seviyorsun.

- You like to swim.
- You like swimming.
- You love to swim.
- You love swimming.

Tom yüzmeyi öğreniyor.

Tom is learning to swim.

Onlara yüzmeyi öğretmiyorum.

I don't teach them to swim.

Yüzmeyi sevmiyor musun?

Don't you like swimming?

Havuzlarda yüzmeyi sevmiyorum.

I don't like swimming in pools.

Yüzmeyi hiç öğrenmedim.

I never learned how to swim.

Çocukken yüzmeyi öğrendim.

I learned how to swim when I was a kid.

Tom'a yüzmeyi öğrettim.

I taught Tom how to swim.

Çocukken yüzmeyi severdim.

I used to love swimming when I was a kid.

Yüzmeyi bilmiyorsan öğrenmelisin.

If you don't know how to swim, you should learn.

Sana yüzmeyi öğreteceğim.

I'll teach you how to swim.

O, yüzmeyi öğrendi.

- He learned how to swim.
- He learned to swim.

Yüzmeyi öğrenirsen boğulmazsın.

You won't drown if you learn how to swim.

O yüzmeyi seviyor.

- He is fond of swimming.
- He likes to swim.

Tom yüzmeyi biliyor.

Tom knows how to swim.

Tom yüzmeyi sevmiyor.

- Tom doesn't like swimming.
- Tom doesn't like to swim.

Yüzmeyi sever misin?

Do you like swimming?

Yüzmeyi bilmek istiyorum.

I'd like to know how to swim.

Yüzmeyi denedin mi?

Have you tried swimming?

Onlara yüzmeyi öğretiyorum.

I'm teaching them to swim.

O yüzmeyi öğreniyor.

He's learning to swim.

Yüzmeyi çok severim.

I like swimming very much.

Ben yüzmeyi planlamıyorum.

I don't plan to swim.

Gerçekten yüzmeyi sevmiyorum.

I really don't like swimming.

Kışın yüzmeyi sevmem.

I don't like swimming in the winter.

Gerçekten yüzmeyi seviyorum.

- I love swimming.
- I really like swimming.
- I like swimming a lot.

Sadece yüzmeyi öğreniyorum.

I'm just learning how to swim.

Hâlâ yüzmeyi bilmiyorum.

I still don't know how to swim.

Tom yüzmeyi severdi.

Tom liked swimming.

- Tom da yüzmeyi sever.
- Tom da yüzmeyi seviyor.

- Tom likes swimming, too.
- Tom also likes swimming.

- Yüzmeyi ne zaman öğrendiniz?
- Ne zaman yüzmeyi öğrendiniz?

- When did you learn to swim?
- When did you learn how to swim?

- Yüzmeyi ne zaman öğrendin?
- Ne zaman yüzmeyi öğrendiniz?

When did you learn to swim?

- Yüzmeyi kaymaya tercih ederim.
- Yüzmeyi kayak yapmaya tercih ederim.

I prefer swimming to skiing.

O yüzmeyi hiç beceremez.

- He cannot swim any more than a hammer can.
- He can no more swim than a hammer can.

O, oğluna yüzmeyi öğretti.

He taught his son how to swim.

Adaya yüzmeyi zor buldu.

He found it difficult to swim to the island.

Biz okyanusta yüzmeyi severiz.

We like swimming in the ocean.

O özellikle yüzmeyi seviyor.

He especially likes swimming.

O, yüzmeyi öğrenmek istiyor.

He wants to learn to swim.

O, bana yüzmeyi öğretti.

He taught me how to swim.

Tom, yüzmeyi de seviyor.

- Tom also likes swimming.
- Tom likes swimming as well.

Tom'un yüzmeyi sevmediğini biliyorum.

- I know Tom doesn't like swimming.
- I know that Tom doesn't like swimming.

Tom yüzmeyi seviyor mu?

- Does Tom like swimming?
- Does Tom like to swim?
- Does Tom enjoy swimming?

Sen yüzmeyi sevmezsin ki.

You don't even like swimming.

Tom yüzmeyi sever mi?

- Does Tom like swimming?
- Does Tom like to swim?

Tom gençken yüzmeyi severdi.

Tom liked to swim when he was younger.

Yaguati nehirde yüzmeyi sever.

Yaguatí likes swimming in the river.

Tom yüzmeyi sevdiğini söyledi.

Tom said that he likes to swim.

Ben havuzlarda yüzmeyi sevmiyorum.

I don't like to swim in pools.

Tom'un yüzmeyi bilmediğine şaşırdım.

I'm surprised Tom doesn't know how to swim.

Ben yüzmeyi sevdiğini sanıyordum.

- I thought you loved swimming.
- I thought that you loved swimming.

Tom yüzmeyi babasından öğrendi.

Tom learned how to swim from his father.

Tom'un yüzmeyi bilmediğini duydum.

I heard that Tom doesn't know how to swim.

Babam bana yüzmeyi öğretti.

My father taught me how to swim.

Tom bana yüzmeyi öğretti.

Tom taught me how to swim.

Melanie, yüzmeyi sevdiğini söyledi.

Melanie said that she likes swimming.