Translation of "çalışkan" in English

0.021 sec.

Examples of using "çalışkan" in a sentence and their english translations:

Çalışkan mısın?

- Are you hardworking?
- Are you hard-working?

Tom çalışkan.

- Tom is hardworking.
- Tom works a lot.

Tom çalışkan değil, ama Mary çalışkan.

Tom isn't hardworking, but Mary is.

O çok çalışkan.

She is very hardworking.

Tom çok çalışkan.

- Tom is very hard-working.
- Tom's very hard-working.

Tom oldukça çalışkan.

Tom is quite hardworking.

Tom işinde çalışkan.

Tom is diligent in his work.

Sen çalışkan mısın?

Are you hardworking?

Bütün sınıfım çalışkan.

All my class are hardworking.

Kunduzlar çalışkan hayvanlardır.

Beavers are hard-working animals.

Sanırım Tom çalışkan.

- I think Tom is hard-working.
- I think that Tom is hard-working.

Sonuçta çalışkan kişi başarır.

In the end, the diligent person succeeds.

Adam akıllı ve çalışkan.

The man is intelligent and industrious.

O çalışkan bir öğrenci.

She is an earnest student.

O çalışkan bir adamdır.

He is an industrious man.

Ondan daha çalışkan değilim.

I am no more diligent than he is.

Almanların çalışkan olduğu söyleniyor.

Germans are said to be hardworking.

Çocukların çalışkan olmaları iyidir.

It is good that children are industrious.

Tom çalışkan ve güvenilir.

Tom is hardworking and dependable.

O çalışkan ve güvenilir.

She's hardworking and dependable.

O, zeki ve çalışkan.

She's smart and hardworking.

Tom akıllı ve çalışkan.

Tom is smart and hardworking.

Tom çok çalışkan değil.

Tom isn't very hardworking.

Tom çok çalışkan biri.

Tom is a hard worker.

Sen çok çalışkan olamazsın.

- You can't be too diligent.
- You cannot be too diligent.

Burada öğrencilerin çoğu çalışkan.

- The majority of students here are diligent.
- Most of the students here are diligent.

Buradaki öğrencilerin çoğunluğu çalışkan.

The majority of students here are diligent.

Çalışkan olmadan başarılı olamazsın.

You cannot succeed without being industrious.

Tom azimli ve çalışkan.

Tom is determined and hard-working.

Tom çalışkan olduğunu düşünüyorum.

- I think Tom is hardworking.
- I think that Tom is hardworking.

- Tom çalışkandır.
- Tom çalışkan.

- Tom is hardworking.
- Tom is industrious.
- Tom is studious.

Biz çalışkan bir aileydik.

We were a hard-working family.

Tom çalışkan bir adamdır.

- Tom is a very hardworking man.
- Tom is a very hardworking person.

Tom'un çalışkan olduğunu biliyorum.

- I know that Tom is hardworking.
- I know Tom is hardworking.

Tom çalışkan bir kişidir.

- Tom is a hard-working person.
- Tom is a hardworking person.

Tom çok çalışkan değildi.

Tom wasn't very diligent.

Tom çalışkan, değil mi?

Tom is hardworking, isn't he?

Tom ve Mary çalışkan.

Tom and Mary are hardworking.

Mary çalışkan bir kızdır.

Mary is a hardworking girl.

Tom çalışkan bir adam.

Tom is a hardworking man.

Yinede etmiyorlar çalışkan yaratıklar sonuçta

they still do not work hard creatures after all

Tom Bill'den daha çalışkan değil.

Tom is no more hardworking than Bill is.

Tom sınıfta en çalışkan öğrencidir.

Tom is the most diligent student in class.

Tom sınıfında en çalışkan öğrencidir.

Tom is the most diligent student in his class.

O ikisinden daha çalışkan olanıdır.

He is the more diligent of the two.

O, herhangi biri kadar çalışkan.

He is as hardworking as any.

O, çalışkan bir öğrenci mi?

Is he a hardworking student?

Çinliler çok çalışkan bir halktır.

The Chinese are a hard-working people.

Tom çok çalışkan bir öğrencidir.

Tom is a very hardworking student.

Onlar onun çalışkan olduğunu söylüyorlar.

They say he is diligent.

Çalışkan kişi hayatta başarılı olacaktır.

An industrious person will succeed in life.

O, senden bile daha çalışkan.

- He's even more hardworking than you are.
- She's even more hardworking than you are.

O, sınıfında çalışkan bir çocuktur.

He is a diligent boy in his class.

İnsanların çalışkan olması gerektiğine inanıyorum.

I believe that people should be hardworking.

Hayatta, çalışkan insanlar başarılı oldu.

Hardworking people succeed in life.

George sınıfımızda en çalışkan çocuk.

George is the most diligent boy in our class.

Tanrı, çalışkan insanlara karşılığını verir.

God rewards diligent people.

Bush çalışkan bir ekip kurdu.

Bush put together a hard-working team.

Tom çalışkan bir aile adamı.

Tom is a hard-working family man.

Tom çalışkan bir öğrenci değildir.

Tom isn't a diligent student.

Tom her zamanki kadar çalışkan.

Tom is as hardworking as any.

Sami çok çalışkan bir bankacıydı.

Sami was a hard-working banker.

Sen çok çalışkan bir işçisin.

You're a very hard worker.

Tom, Mary'nin çalışkan olduğunu söyledi.

Tom said that Mary was hardworking.

Tom gerçekten çalışkan bir işçidir.

Tom is a really hard worker.

Tom benim kadar çalışkan değil.

Tom isn't as hardworking as I am.

Sami çok çalışkan biri adamdı.

Sami was a very hard-working guy.

Tom çok çalışkan, değil mi?

Tom is a hard worker, isn't he?

Tom çok çalışkan bir insan.

Tom is a very hardworking person.

Bu çok çalışkan midyeler resif yapıcılar,

These multitasking clams are reef builders,

O ondan daha az çalışkan değil.

He is no less diligent than she.

Hiç kimse sizden daha çalışkan değil.

No one is more hardworking than you all.

O gerçekten çok çalışkan bir işçi.

He is, indeed, a hard worker.

Tom gruptaki diğer herkes kadar çalışkan.

Tom is as hardworking as everyone else in the group.

Bildiğim kadarıyla, o çalışkan bir öğrenci.

As far as I know, he's a diligent student.

- O çok çalışkan.
- O çok çalışkandır.

- She is very hardworking.
- He's very studious.

Şu kız kesinlikle çalışkan bir işçi.

That girl is certainly a hard worker.

Tom eskiden olduğu kadar çalışkan değildir.

Tom isn't as hardworking as he used to be.

Tom her zaman çalışkan bir işçiydi.

Tom has always been a really hard worker.

Sınıfındaki diğer bütün öğrencilereden daha çalışkan.

He is more hardworking than any other student in his class.

Çalışkan bir adam uzun vadede başarılı olur.

A diligent man will succeed in the long run.

Çalışkan bir işçi olmasına rağmen fakir kaldı.

He remained poor despite being a hard worker.

O, zeki olmasa da çalışkan bir işçidir.

Though he's not clever, he's a diligent worker.

Erkek kardeşim ne kadar çalışkan olduğumu öğrendi.

My brother learned how hard working I am.