Translation of "çırılçıplak" in English

0.003 sec.

Examples of using "çırılçıplak" in a sentence and their english translations:

Tom çırılçıplak.

Tom is stark naked.

O çırılçıplak.

- She's stark naked.
- She's as naked as a jaybird.
- He's stark naked.

Çırılçıplak yatarım.

I sleep in the nude.

Çocuklar çırılçıplak yüzüyordu.

The children were swimming in the altogether.

Çocuklar çırılçıplak yüzüyorlardı.

The children were swimming in the nude.

Tom caddede çırılçıplak koştu.

Tom ran down the road as naked as a jaybird.

Hiç çırılçıplak yüzmeye gittin mi?

Have you ever gone skinny dipping?

Bu tayfunun ortasında çırılçıplak dışarı gitmek istiyorum.

I'd like to go out stark naked in the middle of this typhoon.

Küçük erkek kardeşim oturma odasında çırılçıplak koştu.

My little brother ran through the living room stark naked.

Tom ile Mary çırılçıplak bir şekilde birbirlerine sarılıyorlar.

Tom and Mary are hugging each other naked.

Tom çırılçıplak yüzmeye gitmenin çok iyi bir fikir olduğunu düşünmüyor.

Tom doesn't think it's a very good idea to go skinny dipping.

Nuh çiftçiydi, ilk bağı o dikti. Şarap içip sarhoş oldu, çadırının içinde çırılçıplak uzandı.

And Noah a husbandman began to till the ground, and planted a vineyard. And drinking of the wine was made drunk, and was uncovered in his tent.