Translation of "Kızı" in Dutch

0.012 sec.

Examples of using "Kızı" in a sentence and their dutch translations:

Kızı görüyorum.

Ik zie het meisje.

- Sami'nin kızı başını açtı.
- Sami'nin kızı başörtüsü takmayı bıraktı.

Sami's dochter stopte met het dragen van de hijaab.

Bu kızı beğeniyor musunuz?

Vind je dit meisje leuk?

Tenis oynayan kızı tanıyorum.

Ik ken het meisje dat tennis speelt.

Onun iki kızı var.

Ze heeft twee dochters.

Tom'un bir kızı vardı.

Tom had één dochter.

Onun bir kızı vardı.

- Hij had één dochter.
- Hij had een dochter.

O kızı tanıyor musun?

- Kent u dat meisje?
- Ken je dat meisje?
- Kennen jullie dat meisje?

O benim hayallerimin kızı.

Ze is het meisje van mijn dromen.

Tom kızı için okur.

Tom leest voor aan zijn dochter.

Tom'un üç kızı vardır.

Tom heeft drie dochters.

Sami'nin kızı başörtüsü takıyordu.

Sami's dochter droeg de hijaab.

- Onun bir piyanist olan bir kızı var.
- Piyanist bir kızı var.

Ze heeft een dochter die pianiste is.

Ve patent yenilikçisi avukat kızı

de gepatenteerde wetenschapper

Yanında orta yaşlı kızı var

met haar dochter van middelbare leeftijd naast haar

Genç adam kızı boğulmaktan kurtardı.

De jongeman redde het meisje van verdrinking.

Bay Suzuki'nin üç kızı var.

- Meneer Suzuki heeft drie dochters.
- Mijnheer Suzuki heeft drie dochters.

Hayatı pahasına küçük kızı kurtardı.

Hij redde het kleine meisje ten koste van zijn leven.

Bu, Tom'un kızı değil mi?

Is dat niet Toms dochter?

O, küçük kızı evlatlık aldı.

Ze adopteerden het kleine meisje.

Onun üç tane kızı var.

Hij heeft drie dochters.

Onun kızı bir avukat olmak istiyor.

Zijn dochter wil advocaat worden.

Tom kızı için bir hediye aldı.

- Tom kocht een cadeautje voor zijn dochter.
- Tom kocht een cadeau voor zijn dochter.

Tom'un 13 yaşında bir kızı var.

- Tom heeft een dochter van dertien.
- Tom heeft een dertienjarige dochter.

Tom'un en küçük kızı onun gözbebeğidir.

Tom zijn jongste dochter is zijn oogappel.

Pencerenin yanında duran kızı tanıyor musun?

Ken je het meisje dat aan het raam staat?

Onun kızı güzel bir kadın oldu.

Zijn dochter is een mooie vrouw geworden.

Onun Mary adlı bir kızı var.

- Ze heeft een dochter genaamd Mary.
- Ze heeft een dochter die Mary heet.

Bir çocuğun kızı bir kız torundur.

De dochter van een kind is een kleindochter.

- O bir kız doğurdu.
- Bir kızı oldu.

Zij is van een dochter bevallen.

Onların en büyük kızı henüz evli değil.

Hun oudste dochter is nog niet getrouwd.

Onun bir oğlu ve iki kızı vardır.

Hij heeft een zoon en twee dochters.

Tom kızı için bir armağan satın aldı.

Tom kocht een cadeau voor zijn dochter.

Sami diğer altı kızı öldürdüğünü itiraf etti.

Sami bekende zes andere meisjes vermoord te hebben.

Bu sefer kızı mümkün olduğunca dikkatli bir şekilde

en de dochter zegt zo tactvol mogelijk:

Onun kızı, artık eski kıyafetleri gelmeyecek kadar büyümüş.

Zijn dochter is uit al haar oude kleren gegroeid.

- Onun iki kız çocuğu var.
- İki kızı var.

Hij heeft twee dochters.

Onun dört tane kızı vardır ve dördü de güzeldir.

Ze heeft vier dochters, en ze zijn alle vier mooi.

Bana tüm o emojileri gönderen o genç kızı görmeye gittim.

om het tienermeisje op te zoeken dat me al die emoji's had gestuurd.

- Bu akşam o kızı arayacağım.
- Bu gece ona telefon edeceğim.

Ik zal haar vanavond bellen.

- Kızları canavarları gördüğünü iddia ediyor.
- Onların kızı canavarları gördüğünü iddia ediyor.

Hun dochter beweert monsters te zien.

Onların kendi çocukları olmadığı için küçük bir kızı evlat edinmeye karar verdiler.

Daar zij zelf geen kinderen hadden, besloten ze een klein meisje te adopteren.

Napolyon'un üvey kızı olan Aglaé-Louise Auguié ile evlendi ve onu Fransa'nın gelecekteki imparatorluk ailesine yaklaştırdı.

nu de stiefdochter van Napoleon, waardoor hij dichter bij de toekomstige keizerlijke familie van Frankrijk komt te staan.

Gerçekleştirdiği 'Arabuluculuk Yasası'nı İsviçre'ye empoze etme hassas görevini verdi . Aynı yıl Ney, Josephine'nin kızı Hortense'nin arkadaşı olan ve

In hetzelfde jaar trouwde Ney met Aglaé-Louise Auguié, een vriend van Josephine's dochter Hortense,