Translation of "Jane" in Dutch

- Jane, Avustralyalı.
- Jane, Avustralya'dan geliyor.

Jane komt uit Australië.

Jane sıkıntılıydı.

Jane was ontsteld.

Jane yatakta hasta.

Jane ligt ziek in bed.

Belki Jane gelecektir.

- Misschien komt Jane.
- Misschien zal Jane komen.

Jane ödevini yapıyor.

- Jane maakt haar huiswerk.
- Jane is haar huiswerk aan het maken.

Jane biriyle konuşuyor.

Jane is met iemand aan het praten.

Jane mutlu görünüyor.

Jane ziet er gelukkig uit.

Jane muhtemelen gelecektir.

Jane zal waarschijnlijk komen.

Jane mutlu değildi.

- Jane was niet blij.
- Jane was niet gelukkig.

Jane mektubu kendisi yazdı.

Jane heeft de brief zelf geschreven.

Jane başvuru formunu doldurdu.

- Jane vulde een sollicitatieformulier in.
- Jane vulde een aanvraagformulier in.

Jane onun ödevini yapıyor.

Jane heeft haar opdracht gemaakt.

Jane aynada kendini inceledi.

Jane bestudeerde zichzelf in de spiegel.

Jane şarkı söyleyecek mi?

Zal Jane zingen?

Jane istasyona neden gitti?

Waarom ging Jane naar het station?

Jane Susan'dan daha çekici.

Jane is aantrekkelijker dan Susan.

- Onlar bebeğe Jane adını verdiler.
- Onlar bebeklerine Jane adını verdiler.

Ze noemde hun baby Jane.

Metin ve anlatım: Jane Goodall

Tekst en commentaar door Jane Goodall

Sonuçta, Jane onu satın almadı.

Ten slotte heeft Jane het niet gekocht.

Biz Jane ile arkadaşlık kurduk.

We hebben vriendschap gesloten met Jane.

Jane onu satın almaktan vazgeçti.

Jane heeft het dan toch maar niet gekocht.

Jane erken yatıp erken kalkar.

- Jane is een vroege vogel.
- Jane is matineus.

Jane çiçek aranjmanı ile ilgileniyor.

Jane is geïnteresseerd in bloemschikken.

Jane tenis oynamadı, değil mi?

Jane speelde geen tennis, nietwaar?

Jane, bir erkek gibi giymişti.

Jane was gekleed als een man.

Şans eseri mağazada Jane ile karşılaştım.

Ik heb Jane toevallig in de supermarkt ontmoet.

Jane daha önce Kar Ülkesi'ni okudu.

Jane heeft "Sneeuwland" al eens gelezen.

Jane böyle bir şey söylemiş olamaz.

Jane kan zoiets niet gezegd hebben.

Jane annesinin taktığı gibi aynı kurdeleyi taktı.

Jane droeg hetzelfde lint als haar moeder.

Hem Nancy hem de Jane okulda yoktu.

Nancy en Jane waren beiden afwezig van school.

Arkadaşın Jane, Milano'da ne kadar süre kalacak?

Hoelang blijft je vriendin Jane nog in Milaan?

Jane ve ben çok iyi piyano çalarız.

Jane en ik spelen goed piano.

Jane geçen hafta bu kitabını bana ödünç verdi.

Jane heeft me dit boek van haar vorige week geleend.

Tom ve Jane tartıştılar fakat ertesi sabah barıştılar.

Tom en Jane hadden ruzie, maar de volgende morgen was het al bijgelegd.

Jane, İngilizceyi iyi konuşan Japon bir arkadaşa sahiptir.

Jane heeft een Japanse vriend die goed Engels spreekt.

Jane yeni kıza hoş görünmek için tarzının dışına çıktı.

Jane deed haar uiterste best om aardig tegen het nieuwe meisje te zijn.

Jane iyi bir koşucu olmasa da, o çok hızlı yüzebilir.

Hoewel Jane geen goede hardloopster is, kan ze heel snel zwemmen.

Jane Goodall Institute'un iş birliğiyle oluşturulmuştur JaneGoodall.org sitesinden daha fazla bilgi edinebilirsiniz

Ontwikkeld in samenwerking met het Jane Goodall Institute Ga voor meer informatie naar JaneGoodall.org

Jane Goodall tarafından, Jane Goodall ve Phillip Berman'ın hazırladığı Reason for Hope: A Spiritual Journey (Sönmeyen Umut: Spiritüel Bir Yolculuk) adlı kitaptan sesli olarak okunmuştur Telif Hakkı © 1999 Soko Publications Ltd. ve Phillip Berman. Hachette Audio'nun izniyle kullanılmıştır. Tüm hakları dünya çapında saklıdır.

Audio voorgelezen door Jane Goodall uit 'Reason for Hope: A Spiritual Journey' door Jane Goodall met Phillip Berman Copyright © 1999 door Soko Publications Ltd. en Phillip Berman. Gebruikt met toestemming van Hachette Audio. Alle rechten wereldwijd voorbehouden.

Jane şişman ve kaba ve çok sigara içiyor. Fakat, Ken onun güzel ve çekici olduğunu düşünüyor. Aşkın gözü kördür demelerinin nedeni bu.

Jane is dik en onbeschoft en rookt te veel. Maar Ken vindt haar schattig en charmant. Daarom wordt er gezegd dat liefde blind is.