Translation of "Yazdı" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Yazdı" in a sentence and their japanese translations:

Raporu yazdı.

- 彼は報告書を作文した。
- 彼は報告書を作成した。
- 彼は報告書を書いた。
- 彼はレポートを書いた。
- 彼はレポートを作成した。

- Bill mektup yazdı.
- Mektubu Bill yazdı.

その手紙はビルが書いた。

- O bir mektup yazdı.
- Bir mektup yazdı.

- 彼は手紙を書いてしまった。
- 彼は手紙を書いた。

Evren çoktan yazdı.

宇宙が既に書いている

Hamlet'i kim yazdı?

ハムレットは誰が書いたのですか。

Mektubu kim yazdı?

その手紙は誰が書いたのですか?

Deftere adını yazdı.

彼はノートに彼女の名前を書き留めた。

İncili kim yazdı?

誰が聖書を書いたのか。

Tom parolayı yazdı.

- トムはパスワードを入力した。
- トムはパスワードを打ち込んだ。

Mektubu yazdı mı?

彼はもう手紙を書いてしまいましたか。

Bunu kim yazdı?

誰がこれを書いたの?

Onu kim yazdı?

誰がこれを書いたの?

O mürekkeple yazdı.

彼女はインクで書いた。

O, ebeveynlerine yazdı.

彼は両親に手紙を書いた。

"O, dün bir mektup yazdı mı?" "Evet, yazdı."

「彼は昨日手紙を書きましたか」「はい」

- İki tane kitap yazdı.
- O, iki kitap yazdı.

彼は2冊の本を著している。

- Jim mektubu Betty'ye yazdı.
- Jim mektubu Betty için yazdı.

ジムは、ベティーにかわって手紙を書いた。

Bu kitabı kim yazdı?

- 誰がこの本を書いたのか。
- だれがこの本を書いたのですか。

Şair birçok şiir yazdı.

その詩人はたくさんの詩を書いた。

O, birçok şiir yazdı.

彼女はたくさんの詩を書いた。

On kadar kitap yazdı.

彼女は10冊も本を書いた。

Ona iki satır yazdı.

- 彼は彼女の心をつかんだ。
- 彼は彼女に便りを出した。

Bir örnek için yazdı.

彼は見本請求の手紙を書いた。

O dün bana yazdı.

彼から昨日便りがあった。

Tom paragrafı yeniden yazdı.

トムはその一節を書き直した。

Defterine bir şey yazdı.

彼女はノートに何かを書き込みました。

Bu şiiri kim yazdı?

この詩を書いたのは誰ですか。

Dün günlüğünü yazdı mı?

彼女は昨日、日記を書きましたか。

O bana Japonya'dan yazdı.

彼は日本から手紙をくれた。

Kim bir mektup yazdı?

誰が手紙を書いたの。

Öğretmen tahtaya adını yazdı.

先生は自分の名前を黒板に書いた。

Bana bir mektup yazdı.

彼は私に手紙を書いた。

O kendi adını yazdı.

彼は自分の名前を書いた。

Bu hikayeyi kim yazdı?

この物語の著者は誰ですか。

Bana dört mektup yazdı.

彼は私に手紙を4通書いた。

Jane mektubu kendisi yazdı.

ジェーン自身がこの手紙を書いた。

O bir mektup yazdı.

彼は手紙を書いてしまった。

Tom telefon numarasını yazdı.

トムは自分の電話番号を書いた。

Bu mektubu kim yazdı?

- 誰がこの手紙を書きましたか。
- 誰がこの手紙を書いたのですか。

- O, bana uzun bir mektup yazdı.
- Bana uzun bir mektup yazdı.

彼女は私に長い手紙をくれた。

Sınıfımda dersime cevaben bunları yazdı.

私の授業では 生徒に質問をして それに答えるように促していました

Sonra Lannes'ın karısına şunları yazdı:

それから彼はランヌの妻に次のように書いた。

Gazetede yağmur yağacağını yazdı mı?

- 雨が降ると新聞に出てましたか。
- 新聞の天気予報には雨が降るって書いてあった?

Doktor hastasına biraz ilaç yazdı.

医者は患者に薬を処方した。

Romancı birkaç aşk romanı yazdı.

その小説家は何冊かの伝奇小説を書いた。

Derhal gelmem için bana yazdı.

彼女は私にすぐ来いとの便りをよこした。

Bu kitabı yirmi yaşında yazdı.

- 彼は二十歳のときにこの本を書いた。
- 彼は20歳の時にこの本を書いた。

O zaman zaman bana yazdı.

彼は時々手紙を書いた。

Şimdiye kadar beş kitap yazdı.

彼は今までのところ本を五冊書いている。

Üç yılda üç kitap yazdı.

彼は3年間に3冊本を書いた。

Öğretmen tahtaya İngilizce cümleler yazdı.

- 先生は黒板に英語の文を書いた。
- その教師は黒板に英文を書いた。

Bu devlet başkanı anılarını yazdı.

大統領は自分の回想記を書き留めました。

Mektubuma çabucak bir cevap yazdı.

彼は私の手紙にすぐさま返事を書いてくれた。

Fabre böcekler hakkında kitaplar yazdı.

ファーブルは昆虫についての本を書いた。

Tom bilgisayarının kapağına adını yazdı.

トムはノートの表紙に名前を書きました。

Öğretmen tahtaya Fransızca kelime yazdı.

先生は黒板にフランス語の単語を書いた。

Öğretmen, onu yoklamada "yok" yazdı.

先生は彼の名前に欠席の印をつけた。

Tom Mary'ye bir mektup yazdı.

トムはメアリーに手紙を書いた。

O unutmamak için ismi yazdı.

彼は忘れないように名前をメモした。

O unutmasın diye numarayı yazdı.

彼はその数を忘れないように書き留めた。

Ann tahtaya bir şeyler yazdı.

アンは黒板に何か書いた。

O dün bir mektup yazdı.

彼は昨日手紙を書いた。

Ona arkadaşça bir cevap yazdı.

私は彼に親しみを込めた返事を書いた。

Tom raporu tek başına yazdı.

トムはそのレポートを全て自分で書いた。

Tom kısa bir hikaye yazdı.

トムは短編小説を書いた。

- O, kuşlar hakkında bir kitap yazdı.
- O, kuşlarla ilgili bir kitap yazdı.

彼女は鳥についての本を書いた。

Fred annesine uzun bir mektup yazdı.

フレッドは母に長い手紙を書いた。

Naoko bu mektubu dün gece yazdı.

ナオコは昨晩この手紙を書きました。

O, hayvanlar hakkında bir kitap yazdı.

彼女は動物に関する本を書いた。

- Düşüncelerini defterine yazdı.
- Düşüncelerini defterine geçirdi.

彼は自分の考えをノートに書き留めた。

O oyun hakkında birkaç eleştiri yazdı.

彼はその劇の批評をいくつか書いている。

O bana uzun bir mektup yazdı.

彼は私に長い手紙をくれた。

Öğretmenim benim için bir tavsiye yazdı.

- 先生は私のために推薦状を書いた。
- 先生は推薦状を書いてくれた。

O bana bir aşk mektubu yazdı.

彼は私にラブレターをくれた。

Gerard de Nerval Doğuya Seyahat'i yazdı.

ジェラール・ド・ネルヴァルが『東方紀行』を書いた。

O, kuş hakkında bir kitap yazdı.

彼女は鳥についての本を書いた。

O yorumlarını kompozisyonun kenar boşluğuna yazdı.

彼は作文の余白に自分の論評を書いた。

O, ünlü bir şairin biyografisini yazdı.

彼はある有名な詩人の伝記を書いた。

Tom Mary'ye bir aşk mektubu yazdı.

トムはメアリーにラブレターを書いた。

O, bu romanı yirmi yaşında yazdı.

彼は20歳の時にこの小説を書いた。

O tamamen farklı birine hikaye yazdı.

彼はその話を書き換えてまったく別のものにした。

Tom mektubun arkasına bir şeyler yazdı.

トムさんが手紙の後ろに何かを書きました。

Tom dün gece bu mektubu yazdı.

昨夜、トムはこの手紙を書きました。

O, ziyaretçiler hakkında bir kitap yazdı.

彼女は訪れた人々について本を書いた。

O, mektubu bir dolma kalemle yazdı.

彼は万年筆で手紙を書きました。

Çin hakkında çok sayıda kitap yazdı.

彼は中国に関する本をたくさん書いた。

Bu yıllar içerisinde ölümsüz şiirler yazdı.

この数年間に彼は不朽の名詩を書いた。

Çok az bir gayretle kitabı yazdı.

彼女はわずかな努力で本を書き上げた。

O, müzik dinleyerek, bir mektup yazdı.

彼は音楽を聞きながら手紙を書いた。

- Yurtdışı deneyimleriyle ilgili birçok kitap yazdı.
- O, yurt dışındaki deneyimi hakkında çok sayıda kitaplar yazdı.

彼は外国での経験についての本をたくさん書いた。

"Durumlarımızın farklı olduğunu biliyorum," diye yazdı bana,

「俺たち状況は違うけど