Translation of "Alışverişe" in Dutch

0.004 sec.

Examples of using "Alışverişe" in a sentence and their dutch translations:

- O, alışverişe gitti.
- Alışverişe gitti.

- Ze is gaan shoppen.
- Ze is gaan winkelen.

Alışverişe gidiyorlar.

Ze gaan boodschappen doen.

Alışverişe gitmem gerekiyor.

Ik moet inkopen doen.

- Her sabah alışverişe çıkarım.
- Her sabah alışverişe giderim.

Ik doe iedere morgen boodschappen.

Ben alışverişe gitmek zorundayım.

- Ik moet gaan winkelen.
- Ik moet boodschappen gaan doen.

Maria'nın alışverişe gitmesi gerekir.

Maria moet gaan winkelen.

Her sabah alışverişe çıkarım.

Ik doe iedere morgen boodschappen.

Alışverişe gitmeye ihtiyacımız var.

We moeten inkopen doen.

Yoko dün alışverişe gitti.

Joko heeft gisteren boodschappen gedaan.

- Pazartesi günleri genellikle alışverişe çıkmam.
- Pazartesi günleri genellikle alışverişe gitmem.

Normaal ga ik ‘s maandags niet winkelen.

O bir mağazaya alışverişe gitti.

Hij ging boodschappen doen in een warenhuis.

Benimle alışverişe gitmek ister misin?

Heb je zin om mee te gaan winkelen?

Anne az önce alışverişe gitti.

Moeder is net gaan winkelen.

Sık sık alışverişe gider misin?

Ga je vaak winkelen?

Annem dün çarşıya alışverişe gitti.

Mijn moeder is gisteren inkopen gaan doen in het centrum.

Her gün alışverişe gider misin?

Doe je iedere dag boodschappen?

O mağazaya alışverişe gitmeyi seviyorum.

Ik ga graag in die winkel inkopen.

O, başka bir yere alışverişe gitti.

Ze ging ergens anders winkelen.

Sen alışverişe giderken ben çocuklara bakarım.

Ik let op de kinderen terwijl jij naar de winkel gaat.

Alışverişe gitmek zorundayım. Bir saat içinde döneceğim.

Ik moet boodschappen doen. Ik ben over een uur terug.

Tom Mary'ye alışverişe genellikle nereye gittiğini sordu.

Tom vroeg aan Mary waar ze gewoonlijk gaat winkelen.

Sen her zaman yalnız mı alışverişe gidersin?

Ga je altijd alleen winkelen?

Haftada en az bir kere alışverişe gidiyorum.

Ik ga minstens een keer per week winkelen.

Sen telefon ettiğinde ben sadece alışverişe çıkmak üzereydim.

Ik stond op het punt om te gaan winkelen, toen jij belde.

Maria ve Natalia alışverişe giderler. Kendileri için bir şeyler alırlar.

Maria en Natalia gaan winkelen. Ze willen iets kopen voor zichzelf.

Maria ve Natalia alışverişe gidiyor. Onlar kendileri için bir şey satın almak istiyor.

- Maria en Natalia gaan winkelen. Ze willen iets kopen voor zichzelf.
- Maria en Natalia gaan winkelen. Ze willen iets voor henzelf kopen.