Translation of "Sizin" in Chinese

0.077 sec.

Examples of using "Sizin" in a sentence and their chinese translations:

Sizin ayakkabılar burada.

你的鞋在这儿。

Hangi köpek sizin?

哪只狗是你的?

O sizin sorumluluğunuzdadır.

这是您的义务。

Bu sizin anahtarınız.

這是您的鑰匙。

Sizin önünüzde konuşamıyorum.

在你面前我說不出話來。

Ben sizin tarafınızdayım.

- 我支持你。
- 我站在你这边。

Ben sizin hayranınızım.

我是你的粉丝。

Sizin yöntem benimkinden farklı.

你的方法和我的不一樣。

Sizin ona verdiğiniz neydi?

你给了他什么?

Sizin kravatınız iyi görünüyor.

你的領帶不錯。

Paranın hiçbiri sizin değil.

這些錢都不是你的。

Bu sizin kalem mi?

這是你的鉛筆嗎?

Bilgisayar sizin söylediklerinizi yapar.

计算机按照人的指示执行操作。

Adresi sizin için yazdım.

我給你寫下了地址。

Bu hediye sizin için.

这是给你的礼物。

Sizin neyiniz var millet?

你们怎么搞的?

Bu sizin kızınız mı?

這是你的女兒嗎?

Sizin dilinizi öğrenmek istemiyorum.

我不想学习你的语言。

Bu daktilo sizin mi?

- 這是你的打字機馬?
- 这是你的打字机吗?

Sizin yüzünüz bana tanıdık.

我對你的臉很熟悉。

İşte, bu sizin için!

给,给你!

Sizin burada olacağınızı bilmiyordum.

我不知道你要來這裡。

Sizin için ne zaman uygundur?

你什么时候方便?

Sizin hangi tür şarabınız var?

- 您有什麼樣的葡萄酒?
- 你们有哪一种红酒?

Her şey sizin kararınıza bağlı.

所有事都取決於你的決定。

Sizin için çok geç değil.

对你来说还不太晚。

Sizin yardımınızla, biz Tom'u yakalayacağız.

在你的帮助下我们会抓到汤姆。

Sizin evde kim yemek yapar?

你家里谁做饭?

Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.

我知道你是老师。

Benim öncelikli ilgim sizin güvenliğinizdir.

我最關心的是你的安全。

Sizin bu konudaki fikriniz nedir?

关于那个你有什么看法?

Sizin için bir mektup var.

你有一封信。

Sizin dans etme tarzınızı hatırlıyorum.

我记得你以前跳舞的方式。

Sizin için ders ne zaman?

你几点上课?

Sizin için yararlı olabildiğime sevindim.

我很高兴我能帮助到你。

Bu sizin için bir hediye.

- 這是給你的禮物。
- 這份禮物是送給你的。
- 这是给你的礼物。

Bu valizi sizin için taşırım.

我會幫你提這個手提箱。

Bunun sizin yeriniz olduğunu düşünmedim.

我不認為這是你的座位。

Ben sizin kadar uzun boyluyum.

我跟你一樣高。

Sizin için bir şey yapabilir miyim?

我能為你做點甚麼嗎?

- O senin mi?
- O sizin mi?

这是你的吗?

- Sıra sende.
- Sizin sıranız.
- Sıra sizde.

- 輪到您了。
- 輪到你了。

- Senin için geldim.
- Sizin için geldim.

我为你而来。

- Senin bildiğini biliyor.
- Sizin bildiğinizi biliyor.

她知道你知道。

Onun, sizin telefonlarınızla oynamasına izin vermeyin.

別讓他玩你的手機。

Ben 5 saattir sizin için bekliyordum.

我等了你五个小时。

Sizin gibi hoş insanlara rastlamak enderdir.

很少能见到像你那么好的人。

- Senin hakkında endişeliyim.
- Sizin için endişeliyim.

我很担心你。

Bütün gün oturmak sizin için kötü.

整天坐著對你不好。

Can yelekleri sizin koltukların altında bulunmaktadır.

在您的座位下有救生衣。

- Şu senin araban.
- Şu sizin arabanız.

那是你的车。

- Bu sizin için.
- Bu senin için.

这是给你的。

Bu sizin ve benim aramda sır.

这是我们之间的秘密。

Ne zaman sizin için uygun olurdu?

您什么时候方便?

Sizin için ne zaman uygun olur?

什麼時候對你來說是方便的?

- Senin olmak istiyorum.
- Sizin olmak istiyorum.

- 我想变成您。
- 我想变成你。

Dert etmeyin. O sizin sorununuz değil.

不要在意,不是你的问题。

Sizin gibi insanların burada olmaması gerekir.

你這樣的人不該在這裡。

- Çocuklar senin öğrettiklerinden çok senin yaptıklarını öğreniyor.
- Çocuklar sizin öğrettiklerinizden çok sizin yaptıklarınızı öğreniyor.

比起父母的说教,小孩子会从父母的品格中习得更多知识。

Sizin sınıfta Percy adında biri var mı?

你班裏有沒有一個叫做珀西的人?

Nancy, burada sizin için bir mektup var.

南希,這裡有一封你的信。

8:30 sizin için uygun olur mu?

八時半方便你嗎?

Küçük bir yansıma sizin hatalı olduğunuzu gösterecektir.

只要你細心想一想,就會明白自己的錯處了。

Aşk sizin için sadece bir oyun mu?

爱情对你来说是否只是一个游戏?

Bizde sizin ölçünüz var o renkte değil.

我们有你的尺寸,但是没有那个颜色。

Çiğ yumurta yemek sizin için kötü olabilir.

吃生蛋可能是危險的。

Bu sizin yurt dışına ilk seyahatiniz mi?

這是你第一次出國嗎?

Sizin fikirleriniz hemen hemen hiç pratik değil.

你的想法难以实践。

- Sizin işiniz nedir?
- Hangi işle meşgulsün?
- Mesleğiniz nedir?

你做什麼工作?

O halde, ben sizin bugün gelmeniz gerektiğini düşünüyorum.

在这种情况下,我认为你今天应该来。

Ben sizin için bir kılavuz olarak hareket edeceğim.

我为你充当导游。

- Zengin olduğunu biliyorum.
- Ben sizin zengin olduğunuzu biliyorum.

我知道你很有钱。

- Ben dün sizin babanızla tanıştım.
- Dün babanla karşılaştım.

昨天我見到了你父親。

- Senin iki kitabın var.
- Sizin iki kitabınız var.

你有两本书。

- Bizim sizin yardımınıza ihtiyacımız var.
- Yardımına ihtiyacımız var.

我們需要你的幫忙。

- Bu senin elman mı?
- Bu sizin elmanız mı?

這是你們的蘋果嗎?

- O sadece sizin kuruntunuz.
- Bu sadece senin hayal gücün.

- 那只是你的想象。
- 这只是你的想象。
- 这仅是你的想像而已。

- Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.
- Senin öğretmen olduğunu biliyorum.

我知道你是老师。

- Sizin ayakkabılarınız burada. Benimkiler nerede?
- Senin ayakkabıların burada. Benimkiler nerede?

你的鞋子在这儿。我的呢?

Burada bir süre kalmamın sizin için bir sakıncası var mı?

你介意我在这儿待一会儿吗?

- Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.
- Senin bir öğretmen olduğunu biliyorum.

我知道你是老师。

Bunun sizin benim tavsiyemi dinlemediğinizden kaynaklı bir hata olduğunu düşünüyorum.

我觉得您没有接受我的意见是个错误。

- Ben, sizin ev arkadaşınız Paul'üm.
- Ben senin ev arkadaşın Paul.

我是你的室友,保羅。

Ben, sizin için alışveriş yapacağım, evi temizleyeceğim, ve akşam yemeği pişireceğim.

我會幫你買菜,打掃,以及做晚餐。

- O, sizin poliglot olmanızı gerektirmez.
- Çok dil bilen biri olmanızı gerektirmiyor.

您无需通晓多国语言。

- Benim sizin yardımınıza ihtiyacımız yok.
- Senin yardımına kalmadım.
- Senin yardımına ihtiyacım yok.

我不需要你的幫助。

- Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.
- Senin bir öğretmen olduğunu biliyorum.
- Senin öğretmen olduğunu biliyorum.

我知道你是老师。

Dinsel görüşlerini sizinle paylaşmak isteyen insanlar, sizin dinsel görüşünüzü onlarla paylaşmanızı neredeyse hiç istemezler.

想要跟你分享他们宗教信仰的人几乎从不愿你跟他们分享你的。

- Sorun için cevap yok.
- Senin sorunun bir cevabı yok.
- Sizin sorunuzun bir cevabı yok.

你的问题没有答案。

- Bu senin tek şansın.
- Bu senin yegâne şansın.
- Bu senin yegâne imkâniyetin.
- Bu sizin tek şansınız.

這是你唯一的機會。

- Neden mutlu olduğunu biliyorum.
- Neden mutlu olduğunuzu biliyorum.
- Senin neden mutlu olduğunu biliyorum.
- Sizin neden mutlu olduğunuzu biliyorum.

我知道你为什么高兴。

- Aradığın anahtar bu mudur.
- Aradığın anahtar bu mu?
- Aradığınız anahtar bu mu?
- Aradığın anahtar bu mudur?
- Bu mu aradığın anahtar?
- Aradığınız anahtar bu mudur?
- Bu mu senin aradığın anahtar?
- Senin aradığın anahtar bu mu?
- Sizin aradığınız anahtar bu mu?
- Senin aradığın anahtar bu mudur?
- Sizin aradığınız anahtar bu mudur?
- Aramakta olduğun anahtar bu mu?

这是你找的钥匙吗?