Translation of "Cevap" in Chinese

0.015 sec.

Examples of using "Cevap" in a sentence and their chinese translations:

- Sorun için cevap yok.
- Sorunuza cevap yok.

你的问题没有答案。

Soruya cevap veremedi.

她無法回答這個問題。

Soruma cevap vermedi.

他沒有回答我的問題。

O, cevap vermedi.

她沒有回覆。

O cevap vermedi.

她沒有回答。

Ona cevap verme.

不回答这个问题吧。

Ailesine cevap verdi.

他回答了他的父母。

Ne cevap verdin?

你回答了什么?

Nasıl cevap verdin?

- 你回答了什么?
- 你怎么回答的?

Sorularıma cevap verin.

回答我的問題。

Kısa cevap, evet.

短回答是是。

Bana cevap ver.

回答我。

Cevap verebilir misin?

你能回答吗?

- Tom farklı cevap verdi.
- Tom değişik bir cevap verdi.

湯姆給出了不同的答案。

Bedenlerimiz duygularımıza cevap verir.

我们的身体会对我们的感情做出反应。

Cevap ana fikirden uzaktır.

回答偏了。

Lütfen bana cevap ver.

請回答我。

Bana cevap ver, lütfen.

请回答我。

Onların sorularına cevap veremez.

他不能回答他们的问题。

Sorunuza cevap vermeyi reddediyorum.

我拒绝回答你的问题。

Sorun için cevap yok.

你的问题没有答案。

Telefona cevap ver, lütfen?

請你接聽一下電話,好嗎?

Tom, Mary'ye cevap yazmadı.

汤姆没给玛丽写回复。

Benim soruma cevap nedir?

我问题的回答是什么?

Bütün sorulara cevap veremedim.

我无法回答所有问题。

Tom cevap verdi mi?

汤姆有回应了吗?

Sen telefonlara cevap vereceksin.

你要接電話。

Hemen cevap vermen gerekmiyor.

你不用马上回答。

O, cevap verdiğinde ağlıyordu.

她邊哭邊回答。

Bir cevap bulmak imkansızdı.

不可能找得到答案。

Senin soruna cevap veremem.

我能回答您的问题。

Şimdi sana cevap veremem.

我现在不能回答你。

Tom, bana cevap ver.

湯姆,回答我!

Üç gün içinde cevap vereceğim.

我會在三天之內回覆。

Üç gün sonra cevap geldi.

我在三天之後收到了回覆。

Yoko soruma cevap vermekten kaçındı.

洋子回避我提出的问题。

O aşağıdaki gibi cevap verdi.

他给了以下的答复。

O, mektubuma henüz cevap vermedi.

他还没回我的信。

- Telefona cevap ver.
- Telefonu cevapla.

接电话。

Birisi soruma cevap verebilir mi?

有人可以回答我的問題嗎?

O, mektubuma hemen cevap verdi.

她立刻回信給我。

Bu soruya cevap vermek kolaydır.

回答這個問題很容易。

Bu soruya cevap verebilir misin?

你能回答這條問題嗎?

Geç cevap için özür dilerim.

我很抱歉回复晚了。

O hâlâ mektubuma cevap vermedi.

他还没回我的信。

Bob, tüm sorulara cevap verebilir.

Bob可以回答所有的問題。

O belirsiz bir cevap verdi.

她给了个模糊的答案。

- Sorularıma cevap verin.
- Sorularımı yanıtla.

回答我的問題。

Tom sorulara cevap vermeyi reddetti.

湯姆拒絕回答任何問題。

Hemen cevap vermek zorunda değilsiniz.

你不用马上回答。

Çabucak cevap vermek zorunda değilsin.

你不必快速作答。

Jane cevap veremediği soruları atladı.

珍略過了她無法回答的問題。

Mektubuna cevap vermedim, çünkü meşguldüm.

我是因為太忙,所以才沒有回信給你的。

Altı ikiyle bölünürse cevap üçtür.

六除以二得三。

Bu soruya cevap vermek zor.

这个问题很难回答。

Tom telefon görüşmelerime cevap vermedi.

湯姆沒有回我的電話。

- İngilizce cevap ver.
- İngilizce olarak cevap verin.
- İngilizce olarak yanıtla.
- İngilizce olarak yanıtlayın.

用英文回答。

Sana çabucak cevap vermediğim için üzgünüm.

抱歉,我沒有早點回覆你。

Kapıyı çaldım fakat kimse cevap vermedi.

我敲门,但是没有人回应。

Onlar öğretmenlerinin sorusuna güçlükle cevap verdi.

他们好不容易才回答了他们老师的问题。

Kısa sürede bana cevap vereceğini umarım.

希望你能尽早回复。

O mektuba cevap vermek gerekli değil.

沒有必要回那封信。

Ben sadece açık bir cevap istiyorum.

我只想要一个明确的答案。

Sen ne söylersen söyle, cevap "hayır".

不管你說什麼, 答案就是"不。"

Onun sorusuna nasıl cevap vereceğimi bilmiyordum.

我不知道該怎麼答他。

O mektuba cevap vermenize gerek yok.

你不必回复那封信。

Sen soruya doğru şekilde cevap vermiyorsun.

你所答非所问。

Lütfen Çince veya İngilizce cevap verin.

请您用中文或英文回答。

Sana bugün net bir cevap veremem.

我今天无法给您一个最终的答复。

Üzgünüm, mektubuna daha erken cevap vermedim.

抱歉,我沒能早點回覆你的信。

Tom sana yarın bir cevap verebilir.

汤姆明天会给你一个答案。

Nasıl cevap vereceğimi bilmediğim için, sessiz kaldım.

我不知道該怎麼回答,便乾脆甚麼也不說。

Onun mektubuna cevap vermem gerekip gerekmediğini bilmiyorum.

我應該回信給他嗎?

O çabuk bir cevap için beni zorladı.

他要求我盡快回覆。

Tom Mary'nin sorusuna cevap vermeme izin vermedi.

湯姆沒有讓我回答瑪莉的問題。

Bir soru sorduğun zaman bir cevap beklersin.

當你提出一個問題,你期望得到答案。

Telefon çaldığında cevap vermek için ona koştu.

電話響起時,他跑去接起。

O, zilin çaldığını duyar duymaz telefona cevap verdi.

她一聽到鈴響,就接了電話。

Ah, lütfen benim için telefona cevap verir misin?

哦,能不能请你帮我听一下电话?

- Sorun için cevap yok.
- Senin sorunun cevabı yok.

你的问题没有答案。

Sanırım, bu tüm sorularım için ortak cevap bu olacak.

我敢肯定这个答案将会是我以下所有问题的答案。

- "Telefon çalıyor." "Ben bakarım."
- " Telefon çalıyor. " "Ben cevap veririm."

- “电话响了。”“我去接。”
- “电话响了。”“我来接。”

Lütfen bu postayı alır almaz bana bir cevap gönder.

收到此邮件后请尽快给我答复。

İnsanlara böyle ters bir cevap vermenin kabalık olduğunu düşünüyor musun?

你回答得這麼簡短,不覺得有點沒禮貌嗎?

- Üzgünüm fakat şu anda cevaplayamam.
- Üzgünüm ama hemen cevap veremem.

我很抱歉,但我無法立即回答。

Pandemiye cevap olarak, Kongre eyaletlere bir milyar dolardan fazla para verdi

为了应对新冠肺炎大流行, 国会拨给各州超过十亿美元

Tom Mary'ye bazı sorular sordu ama o onlara cevap vermeyi reddetti.

汤姆问了玛丽一些问题,但是她拒绝回答。

O telefona cevap vermedi, bu yüzden ona bir e-posta gönderdim.

他没有接电话,所以我给他发了封邮件。

Sorular ne kadar zor olursa, muhtemelen onlara o kadar az cevap verebilirim.

問題愈難,我懂得回答的機會就愈低。

- Mary öğretmenin sorusunu yanıtlıyor.
- Mary öğretmenin sorusuna cevap veriyor.
- Mary öğretmenin sorusunu cevaplıyor.

玛丽正在回答老师的问题。

- Sorun için cevap yok.
- Senin sorunun bir cevabı yok.
- Sizin sorunuzun bir cevabı yok.

你的问题没有答案。

"Para yok ve cevap yok...Devletin yeni 63 milyon dolarlık işsizlik web sitesindeki sorunlar nedeniyle."

“领不到钱,也得不到答案,因为该州6300万美元新建的的失业网站存在问题。”