Translation of "Sayesinde" in Arabic

0.008 sec.

Examples of using "Sayesinde" in a sentence and their arabic translations:

Araştırmalarım sayesinde

فقد تحول الأمر عندي من الفضول إلى الهوس

- Yardımın sayesinde başarabildim.
- Yardımınız sayesinde bunu başarabildim.

استطعت أن أنجح بفضلِ مساعدتكَ.

Yürüdükçe uyarıcı sayesinde

وعندما مشيت بفضل المُحفّز،

Bu program sayesinde,

وكنتيجة لهذا البرنامج،

Dijital teknoloji sayesinde,

من خلال التكنولوجيا الرقمية،

Geleceğin araçları sayesinde,

ومن خلال أجهزة المستقبل،

Ama çabalarım sayesinde

ولكن بجهودي

Bu olağanüstü adaptasyon sayesinde...

‫بفضل قدرته العجيبة على التكيف،‬

Bunun hepsi Cemal sayesinde.

كل هذا بفضل جمال.

Ve kar sayesinde güzelce yalıtıldım.

‫ومعزول جيداً‬ ‫بواسطة الثلج.‬

Bir destekleyici insan ordusu sayesinde

بفضل قوة بشرية داعمة،

Avcılardan ancak karanlık sayesinde korunabiliyor.

‫الظلام هو درعها الوحيد من المفترسات.‬

Işte bu besini sayesinde aslında

بفضل هذا الطعام ، في الواقع

Göbeklitepe sayesinde tarih yeniden yazılıyor

تتم إعادة كتابة التاريخ بفضل Göbeklitepe

Ve bunun sayesinde karşıya geçebiliyorlar

وبفضل ذلك يمكنهم العبور

İşbirliği sayesinde tedavi bulduğumuz bir hayat.

حياة نكون قد صممنا علاجاً من خلال تعاوننا.

Yeni teknoloji sayesinde... ...karanlığın içine bakabiliyoruz.

‫باستخدام التقنيات الحديثة،‬ ‫يمكننا رؤية ما يخفيه الظلام.‬

Dili sayesinde civardaki avcıları tespit edebiliyor.

‫يساعده لسانه في كشف المفترسات القريبة.‬

Koruyucu kabuğu sayesinde aralarından geçmeyi başarıyor.

‫بفضل قشوره الواقية، يتمكّن من العبور.‬

Hassas bıyıkları sayesinde geceleri de avlanabiliyorlar.

‫وبشواربها الحساسة، يمكنها الصيد ليلًا.‬

Belkide başarı bunu sayesinde gelmiş olabilir

ربما يكون النجاح قد تحقق من هذا

Aslında, sayesinde kendimi daha da kötü hissettim.

في الحقيقة ، هي جعلت شعوري يزداد سوءًا.

Bilim sayesinde evreni oldukça iyi biçimde kavrayabiliyoruz.

نفهمُ الكون بشكلٍ جيد بسبب العلم.

İnanılmaz koku duyusu sayesinde onları tespit ediyor.

‫تتعقبها بحاسة شمّها المذهلة.‬

Rüzgâr sayesinde, enkazın altı kilometre batısına savrulduk.

‫بسبب هذه الرياح، ‬ ‫طرنا بعيداً 6 كيلومترات غرب الحطام.‬

Koçluk sayesinde bir ekibin dönüşüm geçirdiğini gördüm.

لقد رأيت فريقاً قد تحول بسبب التدريب.

Bu para sayesinde yollar ve köprüler için

ماليًا لنُنفذ أعمال التطوير

sayesinde yükselen Suriye ekonomisi . İçinde milyarlarca lira

عمته انيس مخلوف حصارٌ فرض على مخلوف طالبه النظام السوري فيه

Diller taşa kazınmamıştır. Diller hepimizin sayesinde yaşar.

اللغات ليست مطبوعة في الصخر، بل إنها تعيش فينا.

Fadıl, Leyla sayesinde ciddi bir depresyondan çıktı.

تعافى فاضل من اكتئاب حادّ بفضل ليلى.

Ve 1,3 milyon yeni iş onların sayesinde var.

و تم خلق 1,3 مليون وظيفة جديدة.

...şehir ışıkları sayesinde 24 saat iş başında olabiliyorlar.

‫إلا أن أضواء المدينة‬ ‫تمكّنها من التحرك على مدار الساعة.‬

Vücutlarını kaplayan alıcılar sayesinde de... ...sudaki hareketleri sezerler.

‫وبوجود مستقبلات على كامل أجسادها،‬ ‫يمكنها تحسس التحركات في الماء.‬

Derisinin zarları sayesinde onu güvende tutabiliyor... ...ağaçların tepesinde.

‫تسمح لها أغشية الجلد بتأمينه...‬ ‫في أعالي الأشجار.‬

Biz büyüttük aslında bunu,bizler sayesinde buralara geldi.

لقد كبرنا هذه الحقيقة ، بفضلنا ، جئنا إلى هنا.

Bunun öldüren mantarlardan olmadığını, içinde bulunduğu çevre sayesinde biliyorum.

‫وأعرف أن هذا ليس من الأنواع المميتة،‬ ‫بناء على البيئة التي وجدته فيها.‬

Dünya'nın biyoçeşitliliği en zengin çölü bu katkı sayesinde burasıdır.

‫ما يساعد في جعل هذه الصحراء‬ ‫الأكثر تنوعًا حيويًا على هذه الأرض.‬

Ama artık, yeni teknoloji sayesinde bu karanlığın içine bakabiliyoruz.

‫لكن الآن، بالتقنيات الجديدة،‬ ‫يمكننا الرؤية في الظلام...‬

. Hepsi devletin ve ekonominin doğru kurulması sayesinde. Bugün aynı

من العام. كل ذلك بفضل التأسيس الصحيح للدولة والاقتصاد. كما

Baybars'ın istisnai bir liderliği sayesinde Memlük Öncüleri disiplin altında kalıp

بفضل القيادة الاستثنائية للبيبرس، فإن طليعة المماليك كانت قادرة على الحفاظ على الانضباط

Yumuşak tabanları sayesinde altı tonluk bir erkek bile fark edilmeyebilir.

‫على أقدامها المبطنة،‬ ‫يمكن حتى لذكر يزن 6 أطنان ألا يُلحظ.‬

Ama sıcak yağmur ormanı geceleri sayesinde karanlıkta da iş görebiliyor.

‫لكن ليالي الأدغال الباردة تعني‬ ‫أنه يستطيع البقاء نشطًا بعد حلول الظلام.‬

Fakat Mimar Sinan'ın istinat duvarı ve içeriden yaptığı kemerler sayesinde

ولكن بفضل جدار ميمار سنان والأقواس الداخلية

Türk Tarih Kurumu sayesinde ise biz artık tarihimizi öğrenmeye başladık

بفضل الجمعية التاريخية التركية ، بدأنا في معرفة تاريخنا.

, General Victor'un çok önemli desteği sayesinde muhteşem bir zafer kazandı.

من تحقيق نصر رائع بفضل الدعم الحاسم من الجنرال فيكتور.

Ve belki de bunun sayesinde tuhaf bir ahtapot sevinci yaşıyor.

‫وربما يمنحك ذلك‬ ‫بعض من مستوى فرح الأخطبوط الغريب.‬

Boyut ve şekil doğruluğunun hoş bir dengesi sayesinde kendine benimsedi.

انها تؤدي للتساوي بين المساحة والشكل الحقيقي بشكل أدق

Daha sonra sivil toplum örgütlerinin girişimi sayesinde giriş yasağı askıya alındı

ثم تم تعليق الحظر على الدخول بفضل مبادرة المنظمات غير الحكومية

Bu zekice diplomatik hamle sayesinde Sultan, Macarlara karşı güçlü bir destek kurmuş

بفضل هذه الدبلوماسية الذكية، حصل السلطان على منطقة عازلة قوية ضد المجر

Bir yandan tehlike var, bir yandan da aşk sayesinde dikkatini o tehlikeden uzaklaştırabiliyorsun.

كيف أمكن أن يلهينا الحبّ عن أيّة أخطار تحيط بنا.

O, buranın kaynakları ve insan gücü sayesinde Osmanlı İmparatorluğunun arazisini daha da büyütebileceğini biliyordu.

مستعرفا بأن مواردها وقوتها البشرية يمكن أن تغذّي التوسع العثماني.