Translation of "Siz" in Arabic

0.010 sec.

Examples of using "Siz" in a sentence and their arabic translations:

Siz generalsiniz.

أنت جنرالات.

Siz komutansınız.

أنت القادة.

Siz öğretmensiniz.

- أنتم معلّمون.
- أنتم مدرّسون.

Siz çocuksunuz.

أنتم أطفالٌ.

Siz şanslısınız.

أنتم محظوظون.

- Siz genç erkeksiniz.
- Siz genç erkeklersiniz.

إنكم أولاد يافعين.

Siz karar verin.

‫القرار لك.‬

Siz çok çalışıyorsunuz.

- إنك تجهد نفسك بالعمل.
- أنت تجهد نفسك في عملك.

Siz güçlükle duyabiliyorum.

- بالكاد أسمعك.
- بالكاد أستطيع سماعك.

Siz önce gidin.

اذهب أنت أولاً.

Siz geri zekalısınız.

أنتم أغباء.

Siz yeni öğrencisiniz.

أنتم طلبة جدد.

- Önce siz buyurun.
- Önden sen.
- Önce siz geçin.

من بعدك

Bu da siz olabilirsiniz.

والّذي يمكن أنْ يكون أنت.

Bunu siz de yapmalısınız.

ويجب أن ترفضوها أنتم أيضاً.

Siz geleceği tahmin etmiyorsunuz;

إنك لا تستشرف المستقبل؛

Siz dünyanın nasıl göründüğüsünüz.

أنتم هو ما يبدو عليه العالم،

Siz kimi kötü gösteriyorsunuz?

من تشيطنون أنتم؟

Peki siz ne bekliyorsunuz?

ما الذي تنتظرونه؟

Babanız olmazsa siz olmazsınız

إذا لم يكن لديك أب ، فلن تكون

Siz Google'a para vermediyseniz

إذا لم تعط Google أموالًا

Ne? Siz arkadaşları duyamıyorum.

- ماذا؟ أنا لا أستطيع سماعكم أيها الرفاق.
- ماذا؟ لا أستطيع سماعكم أيها الرفاق.

Siz kendi mezarlarınızı kazıyorsunuz.

انت تحفر قبرك.

Hey siz! Lütfen bekleyin.

أنت هناك! انتظر من فضلك.

- Sen kimsin?
- Siz kimsiniz?

- من أنت؟
- من أنتَ؟

- Sen zenginsin.
- Siz zenginsiniz.

- إنّك غنيّ.
- أنت غنيّ.

Siz sadece butona basmalısınız.

ماعليك إلا أن تضغط على الزر.

Siz ikiniz buraya gelin.

أنتُما الإثنان تعالا إلى هنا.

Siz yeniliklere açık, işbirliğine açık,

سيدي، أنتم منفتحون على الابتكار والتعاون،

Fakat siz bunu zaten biliyorsunuz.

‫أنت تعرف ذلك في أمعائك ، في عظامك.‬

Cesur olan yalnızca siz değilsiniz.

لستم وحدكم من يملك الشجاعة.

Yani bir başka deyişle, siz.

بمعنى آخر، أنت السبب.

Siz, bir şeyler yapılmasını istiyorsunuz.

فأنت تُريد الطبيب أن يقوم بشيء ما.

siz de aynı şeyi yapabilirsiniz.

يمكننا تطبيق الشيء ذاته.

siz bundan çok daha fazlasısınız.

على الرغم من رغبة الصناعات في بقائكم محصورين بهذين الشيئين.

siz Türk Tarih Kurumunun başına

أنت تتجه إلى الجمعية التاريخية التركية

Ve siz gece tırnak kestiğinizde

وعندما تقطع أظافر ليلا

siz televizyonda kendine profesör dedirten

تجعل نفسك أستاذ على شاشة التلفزيون

- Neden ağlıyorsun?
- Siz niçin ağlıyorsunuz?

لماذا تبكي؟

Bu kitabın yazarı siz misiniz?

أأنت مؤلف هذا الكتاب؟

Siz ikinizin birbirinizi tanıdığınızı düşündüm.

أظنّكما تعرفان بعضكما.

Sanırım siz ikiniz birbirinizi tanıyorsunuz.

أفترض أنكما تعرفان بعضكما.

Siz benden daha çok formdasınız.

- مظهرك أفضل من مظهري .
- أنت في حال أفضل من حالي.
- أنت في حالة أفضل مما أنا عليه.

- Nerelisin?
- Siz nerelisiniz?
- Memleket nere?

- من أين أنت؟
- من أي بلد أنت؟
- مِنْ أَيْنَ أَنْتُمْ؟

Bunu siz de kendi topluluğunuzda yapabilirsiniz.

وبإمكانك أن تطبق هذا في مجتمعك أيضًا.

Siz fincanlara bakın, ben içeriği netleştireyim.

ولكن فقط افحص الأكواب، سأقول بعض الكلام.

Ve siz de genç bir süngerin

وجميعكم تشهدون واحدة من أرعب اللحظات

Siz birinin değerlerinin ne olduğunu bilmiyorsanız

إن لم تكن تعلم ما هي القيم التي يمتلكها أحدهم،

Oysa siz sizsiniz, dugularınız ise veri.

بينما أنت نفسك والشعور هو مصدر بيانات.

Lütfen siz de konu hakkındaki düşüncelerinizi

من فضلك هل تعتقد أن أفكارك حول هذا الموضوع

Yani siz bir dağın başına gidiyorsunuz

لذلك تذهب إلى الجبل

Lütfen yorumlara siz de düşüncelerinizi bırakın

يرجى ترك أفكارك في التعليقات

Siz de lütfen kadınlarımıza sahip çıkın

يرجى رعاية نسائنا.

Kullanmak yerine ya siz de araştırın

بدلا من استخدامه يمكنك التحقيق

Veya siz bu muhabbetleri yapmadınız mı?

أم أنك لم تجر هذه المحادثات؟

- Siz burada yüzemezsiniz.
- Sen burada yüzemezsin.

لا يمكنك السباحة هنا.

Umarım, siz de aynı üç dersi alırsınız.

آمل أن تنعلموا هذه الدروس نفسها.

Siz de ilkokul öğrencisisiniz bu arada unutmayın.

ولا تنسوا انكم الآن طلاب المرحلة الابتدائية.

Biliyorum ki dışarıda ve siz seyircilerin arasında

وأعلم أن هناك أشخاص في الجمهور قد يكون مروا بتجربة كهذا

çünkü çocuklarımın deneyimlediğini siz de deneyimleyin istiyorum.

لأني أريدكم أن تعيشوا ما يعيشه هؤلاء الأطفال.

Siz koltuğunuzu bulana kadar sizin için tutayım

لذا سأحملها لك ريثما تجد مقعدك،

"Siz laftan anlamıyor musunuz? O koltuk benim!"

قال: "بم عليّ إخبارك؟ إنه مقعدي!"

Ayrıca açıklığa kavuşturayım, siz de bunu yaşıyorsanız

للتوضيح فقط، إذا وقع لكن نفس الأمر،

Küreselci dostlarım, eğer siz de benim gibiyseniz

زملائي العولميون، إذا كنتم مثلي،

Ula o kadar büyük gazetesiniz siz yahu

أنت جريدة كبيرة

Sadece siz kendinizi bu kadar çok önemsiyorsunuz

أنت فقط تهتم كثيراً بنفسك

Siz o insanlara bu videoyu zorla izlettirin

اجعل هؤلاء الناس يشاهدون هذا الفيديو بالقوة

Peki ya siz benim avantajlarıma sahip değilseniz?

ولكن ماذا لو لم تكن لديكم سماتي؟

Siz de bu dev hediyeye sahipsini: Hayat,

تعطى لكل واحد فيكم هذه النعمة الكبيرة وهي الحياة،

Lütfen siz de düşüncelerinizi yorumlar kısmında yazın

يرجى كتابة أفكارك في قسم التعليقات

- Yorgunsun, değil mi?
- Siz yorgunsunuz, değil mi?

- إنك متعب ، أليس كذلك؟
- إنك متعب أليس كذلك؟

Sanırım belki de siz o sınıfa baktığınız zaman,

ربما أنتم أيضاً عندما تنظرون لهذا الفصل،

Siz ve ben bu yardım çığlıklarına cevap verdiğimizzaman,

وحين نجيب رد النجدة

Güzergâhı siz seçin, uzun otlar mı? Bataklık mı?

‫اختر الطريق، الساوجراس أم المستنقع؟‬

Ve siz de bu mücadelenin hakkını kesinlikle verdiniz.

‫وكنت بالتأكيد‬ ‫أهلاً للتحدي.‬

Çünkü dal aşağı düşer ve siz de yuvarlanırsınız.

‫وإلا ستسقط،‬ ‫وستتهاوى معها.‬

Ama bunu siz hayatta kalma stratejisini seçmeden yapamayız.

‫ولكن لا يمكننا أن نبدأ حتى تختار‬ ‫استراتيجية النجاة.‬

Kararı siz verin. Kıyıdan mı, kaya tırmanışı mı?

‫القرار لك.‬ ‫المشي مع الساحل ‬‫أم تسلق الجرف؟‬

Buna var mısınız? Siz varsanız ben de varım.

‫هل أنت أهل لذلك؟‬ ‫إن كنت أهلاً له، فأنا كذلك.‬

Buna var mısınız? Siz varsanız, ben de varım.

‫هل أنت أهل لذلك؟‬ ‫إن كنت أهلاً له، فأنا كذلك.‬

Sizin 6 aylık ömrünüz kalsa siz ne yapardınız

ماذا ستفعل إذا كان لديك حياة 6 أشهر

Ilk siz öğrenmek istiyorsanız kanala abone olmayı unutmayın

لا تنس الاشتراك في القناة إذا كنت تريد أن تتعلم أولاً

Lütfen siz de düşüncelerinizi yorumlar kısmına yazmayı unutmayın

من فضلك لا تنسى كتابة أفكارك في قسم التعليقات.

Çoğu vakit siz rahat uyuyabilin diye nöbet tuttum.

عدة ليالي لم سهرت لحراستكم كي تناموا بأمان

Fakat siz Google'a para öderseniz insanlara kolaylıkla ulaştırabilirsiniz.

ولكن إذا كنت تدفع لشركة Google ، يمكنك الوصول إلى الأشخاص بسهولة.

Lütfen siz de düşüncelerinizi yorumlar kısmına yazmayı unutmayın.

من فضلك لا تنسى كتابة أفكارك في قسم التعليقات.

- Sen Tom değil misin?
- Siz Tom değil misiniz?

ألست طوم؟

Siz ve Mısır halkına konukseverliğiniz için teşekkür borçluyum.

وإنني ممتن لكم لحسن ضيافتكم ولحفاوة شعب مصر.

Hayat siz diğer planları yapmakla meşgulken size olanlardır.

الحياة هي ما يحصل لك و أنت مشغول بالتخطيط لأشياء أخرى.

- Sorumlu kişi sen misin?
- Yetkili kişi siz misiniz?

هل أنت الشخص المسؤول؟

- Ben hazırım, ya siz?
- Ben hazırım; ya sen?

أنا مستعد. وأنت؟

Jamal Sadiq siz misiniz? Ben büyük bir hayranım!

هل أنتَ جمال صادق؟ أنا من محبّيكَ.

Sadece bunu siz ve gerçekliğin arasındaki bir engel yapmayın.

ولكن لا تدعها تكون حاجزاً بينك وبين الحقيقة.

Partiye siz de davetli değilsiniz ben de davetli değilim.

أنت وأنا لسنا مدعوين إلى هذا الحوار.

Ve siz bu süreci tekrarlarken fikriniz özüne ulaşarak iyileşir.

ويمكنكم القيام بذلك مرارًا وتكرارًا، وبذلك ستصقلُ وستنطلق الفكرة.

Siz burada, sahnede olmalısınız ve biz size alkış tutmalıyız.

أنتم من يجب عليه الوقوف على المنصّة. ونحن من عليهم التصفيق لكم.