Translation of "Buraya" in Arabic

0.012 sec.

Examples of using "Buraya" in a sentence and their arabic translations:

- Buraya gel!
- Buraya gel.

- تعال هنا.
- تعال إلى هنا.
- اقتربي.

Buraya bakalım.

‫انظر هنا.‬

Buraya sığışalım.

‫سأدخل بها.‬

Buraya gelmemeliydin.

لم يكن عليك المجيء هنا.

Buraya gelmemeliydim.

لا يجب علي أن آتي هنا.

Gel buraya!

تعال إلى هنا.

Buraya gelme.

لا تأت هنا.

Oraya buraya sürüklenir.''

على حسب الظروف المحيطة."

Buraya bakmaya değebilir.

‫وربما يستحق أن أتفحصه.‬

Birileri buraya saldırmıştı

هاجم شخص ما هنا

Adresini buraya yaz.

- اِكتب عنوانك هنا.
- اكتب عنوانك هنا.

Buraya nasıl geldin?

كيف جئت إلى هنا؟

Onu buraya getir.

احضره الى هنا.

Buraya tekrar gelme!

لا تأتي هنا أبداً مرة أخرى!

O buraya geldi.

أتَتْ إلى هنا حقا.

Neden buraya geldin?

لمذا أتيت إلى هنا؟

Bunu buraya bırakacağım.

أنا فقط سأترك هذه هنا.

Buraya nasıl girdin?

كيف دخلت هنا؟

Lütfen buraya gel.

تعال الى هنا من فضلك.

Buraya gel, John.

تعال إلى هنا يا جون.

Buraya yakın yaşıyorum.

أعيش بالقرب من هنا.

Buraya dün geldim.

- جئت هنا بالأمس.
- أتيت إلى هنا البارحة.
- كنت هنا البارحة.

Hemen buraya gel.

تعال إلى هنا حالاً.

Adınızı buraya yazın.

اكتب اسمك هنا.

Cüzdanımı buraya koydum.

لقد وضعت محفظتي هنا.

- İşte bu yüzden buraya geldim.
- Bu yüzden buraya geldim.

لهذا السبب جئت الى هنا.

buraya doğru yer değiştirmedik.

لم نتبادل هنا، أليس كذلك؟

Bu da buraya giriyor.

‫وهذه مكانها هنا.‬

Zaman damgasını buraya koydum,

لقد وضعت الختم الزمني هنا

Türbeye, ağaca, oraya, buraya

القبر ، الشجرة ، هنا

buraya kadar problem yok.

حتى الآن لا توجد مشكلة.

Buraya yalnız geldin mi?

هل جئت وحدك؟

Buraya daha erken gelmeliydin.

كأن عليك أن تأتي إلى هنا مبكراً.

Ne için buraya geldin?

من أجل ماذا أتيتَ إلى هنا؟

O tekrar buraya geldi.

هىَ أتت إلى هُنا مرةً أخرى.

Az önce buraya geldim.

وصلت منذ لحظات.

Her zaman buraya gelebilirsin.

- أنتَ يمكنكَ دائماً القدوم هنا.
- أنتِ دائماً يمكنكِ القدوم هنا.

O, yarın buraya gelmeyebilir.

- من الممكن ألا تأتي غداً.
- من الممكن أنها لن تأتي غداً.

Buraya geldiğime pişman değilim.

أنا لست نادماً على مجيئي هنا.

Buraya öğrenmek için geldim.

جِئْتُ إلى هنا لأتَعَلّم

Buraya çok sık gelmem.

لا آتي إلى هنا كثيرا.

Banka buraya uzak mı?

هل المصرف بعيد عن هنا؟

Siz ikiniz buraya gelin.

أنتُما الإثنان تعالا إلى هنا.

- Tedavi olmak için buraya geliyordu.
- O tedavi olmak için buraya gelirdi.

كان يأتي إلى هنا كي يتلقّ العلاج.

buraya taşıyabileceklerini bildiği zaman oluyor.

الاحتفال وطرح الأسئلة وإظهار شواغلهم.

Tamam, onu buraya sokmaya çalışacağız.

‫حسناً، سنحاول وضعه هنا.‬

Bunu yapmak için buraya kondum.

فهذا ما قد وضعته هنا لفعله

Nasıl buraya vardık? Ne oldu?

ما الذي تغير؟

buraya kadar her şey tamam

كل شيء على ما يرام حتى الآن

O, buraya dün gece geldi.

لقد وصل هُنا الليلة الماضية.

Tom buraya gelinceye kadar bekleyeceğiz.

سننتظر حتى يأتي توم هنا.

Senin asla buraya gelmeyeceğini düşündüm.

- اعتقدت انك لن تأتي الى هنا
- اعتقدت انك لا تريد ان تأتي الى هنا .

Bob buraya geldi, değil mi?

- بوب أتى إلى هنا أليس كذلك؟
- ألم يأتِ بوب إلى هنا؟

Her gün buraya geliyor musun?

هل تأتي إلى هنا كل يوم؟

Ben dün gece buraya geldim.

وصلت البارحة.

Buraya tek başına mı geldin?

هل جئت وحدك؟

Buraya geleceğinden emin olmam gerekiyordu.

أردتُ أن أتأكد أنك ستأتي إلى هنا.

Çok sayıda turist buraya gelir.

الكثير من السياح ياتون هنا .

Buraya gelmekten gerçekten zevk alıyorum.

كم أستمتع بالمجيء هنا!

Seni buraya gelmemen için uyardım.

حذّرتك من المجيء إلى هنا.

Onu buraya gelmemesi için uyardım.

حذّرته من المجيء إلى هنا.

Tom gündoğumundan önce buraya geldi.

توم جاء الى هنا قبل الغروب

Adını ve adresini buraya doldur.

أكتب اسمك و عنوانك هنا.

Arabamı buraya park edebilir miyim?

هل بإمكاني إيقاف سيارتي هنا؟

- İşte o geliyor.
- Buraya geliyor.

ها قد أتى.

İşte bu yüzden buraya geldim.

لهذا السبب جئت الى هنا.

Tom'u görmeyi umarak buraya geldim.

أتيت هنا آملا رؤية توم.

Ben buraya pazartesi gecesi geldim.

وصلت هنا مساء الإثنين.

Buraya gelme nedenimi biliyor musun?

هل تعلم لماذا أتيت؟

Ona derhal buraya gelmesini söyle.

أخبره ليأت فورًا.

Ve buraya baktığınızda toplar bizi başladığımız

وعندما تشاهد هنا ستظهر مرة أخرى هنا

Ve buraya da bir mikrofon yerleştirdik.

وميكروفون.

Bazı rakipleri 30 yıldır geliyor buraya.

‫بعض منافسيه يحضرون اجتماع التزاوج‬ ‫منذ 30 سنة.‬

Kumu burdan al ve buraya taşı.

حرّكوا الرمال من هذه المنطقة إلى تلك.

Ama bunun altında, buraya gelebilmek için

‫لكن وراء ذلك،‬ ‫تكمن مقدرة ذلك الحيوان المذهلة‬

Bir sürü ünlü kişi buraya gelir.

الكثير من المشاهير يأتون إلى هنا.

O, onu duyar duymaz buraya geldi.

أتت إلى هنا فور ما سمعت بالأمر.

Jacksonlar buraya taşınmadan önce Boston'da yaşadılar.

كان الجاكسونيون يعيشون في بوسطن قبل الانتقال إلى هنا.

Buraya gel ve bana yardım et.

تعال و ساعدني.

- Kitapları burada bırakıyorum.
- Kitapları buraya bırakıyorum.

سأترك الكتب هنا.

Sınıf arkadaşlarımdan hiçbiri buraya yakın yaşamazlar.

لا أحد من زملائي يعيشون بالقرب من هنا.

"Buraya biraz renk katalım," falan diyebildiği için,

"أعطني بعض اللون هنا" يمكنهم قول

Bir tane var. Hadi. Hadi, buraya gel.

‫ها هي سمكة. هيا.‬ ‫هيا، تعالي هنا.‬

Buraya kuracağım, hazırlayacağım ve tepeden aşağı koşacağım.

‫سأضعها هنا وأطلقها‬ ‫وأجري مباشرة لأقفز من أعلى الجرف‬

Ve bunu buraya saracağız. Yüzde yüz pamuk.

‫يمكنني أن ألفه هنا.‬ ‫قطن 100 بالمئة.‬

Kayalar da aşırı kaygan. Buraya düşmek istemem.

‫وبه صخور شديدة الانزلاق كذلك.‬ ‫لا أريد أن أنجرف لأرتطم بها.‬

Yılanlar, aklınıza ne gelirse. Buraya bayılıyor olmalılar.

‫جميع أنواع الثعابين ستحب التواجد هنا.‬

Dişlerini buraya koymalısınız, dişler eldivenin içinden geçer

‫وتضع أنيابها فتخترق القفاز‬

Dişlerini buraya koymalısınız. Dişleri eldivenin içinden geçer

‫وتضع أنيابها فتخترق القفاز‬

Dişleri buraya koymalısınız, dişler eldivenin içinden geçer

‫وتضع أنيابها فتخترق القفاز‬