Translation of "Binlerce" in Arabic

0.012 sec.

Examples of using "Binlerce" in a sentence and their arabic translations:

binlerce ama binlerce diğer mülteciyle.

الهاربين من كل أشكال القضايا والتعذيب.

Binlerce yıldır,

ولآلاف السنين،

Sayıları yüz binlerce.

‫مئات الآلاف منهم.‬

Binlerce işçiye iş verdik.

وظفنا آلاف الموظفين.

Yüzlerce, binlerce yıl önce,

أترى، منذ مئات الآلاف من السنين،

Binlerce insan hayatını kaybetti,

فقدَ الآلاف من الناس أرواحهم،

Binlerce çocuk okula gidemiyordu

لم يكن بمقدور الآلاف من الأطفال الذهاب إلى المدرسة

Binlerce insan açlıktan öldü.

آلاف من الشخاص ماتوا من الجوع.

Binlerce yıldır burada olan topluluklar

كلها مجتمعات بقيت لآلاف السنين

Peki, binlerce okuyucu ne yaptı?

ولكن ماذا فعل معظم القرّاء؟

Benimle birlikte binlerce sanatçı da

وكذلك مئات الآلاف من الفنانين

1958'de doğan binlerce bebeğin,

سجلو ولادة الآف الأطفال في عام 1958

Alt dallarında binlerce çeşit vardır

هناك الآلاف من الأصناف في فروعها الفرعية

Binlerce mektup ve e-posta aldım.

جاءتني العديد من الرسائل والخطابات.

Beyninizdeki yüz binlerce nöron kıvılcım saçar

تتوهج مئات الآلاف من الخلايا العصبية في الدماغ،

Altına hücum döneminde binlerce insan ölmüş.

‫مات آلاف الناس ‬ ‫أثناء عصر حمى التنقيب عن الذهب.‬

Yüzlerce, binlerce kişiyi eğlendiren adama dönüşebilirdim.

إلى الرجل الذي أمكنه حشد المئات أو الآلاف.

binlerce çocuğun yaşam sürecini takip ediyor.

وذلك كجزء من دراسة علمية مذهلة.

binlerce saat ders işlendi bile yahu

تم تدريس آلاف الساعات بالفعل

100 binlerce hayvan ise can verdi

مات 100 ألف حيوان

binlerce kat fazla yüreği vardır kadının

المرأة لديها القلب آلاف المرات

binlerce çevrimiçi belgesele ev sahipliği yapıyor

حول العلوم والتكنولوجيا والعالم الطبيعي والتاريخ.

binlerce at ve şövalye korkmuş görünüyordu.

هرعوا إلى الأمام في انسجام تام، لقد كان مشهدًا مرعبًا.

Hepsine burada, sizlerin huzurunda binlerce kez

كلهم هنا، وأشكرهم ألف مرة

Binlerce öğrenciye konuşacağız. Türkiye turnesine çıkacağız.''

سنتحدث مع الآلاف من الطلاب. سنخرج في جولة عبر تركيا."

- Milyonlarca teşekkürler.
- Binlerce kez teşekkür ederim.

ألف ألف شكر.

Binlerce yıl önce yaratılan dini sembollerimiz gibi

مثلما صيغت رموزنا الدينية قبل آلاف السنين،

Tüm insanlığın faydasına olacak binlerce şey var.

هناك مشاريع كثيرة للبشرية ككلّ.

Washington Anıtı bizzat kendim, binlerce kez gördüm

لقد رأيت نصب واشنطن آلاف المرات،

binlerce kilometreyi o küçücük ayaklarıyla kat ediyorlar

إنها تغطي آلاف الكيلومترات بأقدامها الصغيرة

Benden binlerce kat daha uyanık ve zekiydi.

‫كان يقظًا وأكثر ذكاءً مني بكثير.‬

Ki akademi, binlerce kişinin hayallerinin yıkıldığı bir yerdir.

أرض من ألف حلم متداخل.

Kutlama ve akşam yemeği için binlerce insan toplanır.

ويجتمع الآلاف من أجل العشاء والاحتفال.

Buraya ulaşmak için her yıl binlerce kilometre katediyorlar.

‫كل عام، تقطع آلاف الكيلومترات‬ ‫للوصول إلى هنا.‬

Liderliği, binlerce askerin onu tekrar canlandırmasına yardım etti.

ساعدت قيادته عدة آلاف من الجنود على استعادة الحياة.

Ve Rahovo'da binlerce veya yakın tutsağı öldürmeden önce

تمّ إعدام ألف أو نحو ذلك من السجناء المحتجزين من مدينة راهوفو، خوفًا من حدوث

Her yıl binlerce turist bu tapınağa akın eder.

الاف السياح يحتشدون عند هذا المعبد كل سنة .

Fadıl ve Leyla binlerce aşk mektubu alışverişinde bulundu.

تبادلا فاضل و ليلى أكثر من ألف رسالة حبّ.

Fakat binlerce yıl içinde evrilen zehri yıkıcı etkilerinin anahtarıdır.

‫لكنها سمها الذي تطور عبر آلاف السنين،‬ ‫هو سر هذه الآثار المُدمرة.‬

Yüz binlerce kullanıcısı olan video oyunları geliştirmek için harcamıştım

على تطوير ألعاب فيديو لأجل مئات الملايين من المستخدمين،

Tek başına diyetin işe yaramadığı binlerce başka hikâye olabilir

ربما هناك الآلاف من القصص الأخرى التي فشلت فيها الحمية وحدها

İncir ağaçları günde 24 saat binlerce türün karnını doyurur.

‫تُطعم أشجار التين أكثر من ألف فصيلة‬ ‫من الحيوانات في هذا الوقت.‬

Yemek ve alan kapma derdindeki binlerce farklı türün arasında...

‫بآلاف الفصائل المختلفة‬ ‫التي تبحث عن الغذاء والمسكن،‬

Ve mitingde de binlerce kişi toplanıyor, burada olduğu gibi.

ويحتشد في الاجتماع آلاف الأشخاص، كما هو الحال هنا.

En az 60 kişi hayatını kaybetti ve binlerce yaralı vardı.

توفي على إثرها أكثر من 60 شخصاً وجرح الآلاف.

Doğuştan öfkeli, binlerce leşi olan, neredeyse görünmez, ufak bir gulyabani.

‫هذا الشرير الصغير جداً وغير المرئي تقريباً‬ ‫والذي يولد وهو غاضب ويقتل الآلاف.‬

Azuri isimli bir şirket, on bir ülkede on binlerce birimini

وزعت إحدى الشركات وهي (أزوري) عشرات الآلاف من وحداتها

Binlerce savaş esiri Türk'ü kazığa oturttur ardından Hamza Paşa'nın kellesini

قام بخزق الآلاف من الأتراك القتلى حول تارغوفيست و أرسل رأس حمزة في جرة

Yeni Ay'ın oluşturduğu gelgitten faydalanarak binlerce soydaşıyla beraber yüzeye çıkıyor.

‫يساعدها مد المحاق،‬ ‫يعتلي الآلاف من نوعها السطح.‬

Binlerce yıldır çözülemeyen Da Vinci'nin şifresini burada çözecek halimiz yok

ليس لدينا طريقة لفك شفرة كود دافنشي ، التي لم يتم فك تشفيرها لآلاف السنين.

...tarafından idare edilen ve boynuzlarına meşalelerin bağlanmış olduğu binlerce öküzdü.

من الثيران المحتجزة تصحبهم فروع محترقة مرتبطة بقرونهم، مسترشدين بأتباع المعسكر القرطاجي.

şu anda sizin karşınıza gelip de binlerce kişi karşısında konuşabiliyorsam

أنني إذا كنت الآن أقف أمامكم وأستطيع أن أتحدث أمام الآلاف،

Amerika Birleşik Devletleri'nde herhangi bir zamanda hapiste yüz binlerce kadın var.

هناك مئات الآلاف من النّساء في السّجون الأمريكيّة في أيّة لحظة.

Binlerce arı, kanat kaslarını titreterek kovanı sıcak tutmaya yetecek kadar ısı üretiyor.

‫آلاف النحلات تهز عضلات أجنحتها‬ ‫مولدةّ ما يكفي من الحرارة‬ ‫لإبقاء القفير دافئًا.‬

Binlerce ufak lensten oluşan gözleri ortamda bulunan en ufak ışığı bile süzer.

‫عيناه، المكونة من آلاف العدسات الصغيرة،‬ ‫تجمع أكبر قدر ممكن من الضوء المتاح.‬

binlerce çevrimiçi belgesele ev sahipliği yapıyor . Onların tarih bölümü, erken insan ve tarih öncesinden

حول العلوم والتكنولوجيا والعالم الطبيعي والتاريخ.

-- eylemler büyüyerek devam etti ve şimdiye dek 100 ölüm ve binlerce yaralanmaya sebep oldu

استمرت الإحتجاجات بالازدياد مما نجم عن 100 قتيل وآلاف الجرحى