Translation of "Açlıktan" in Arabic

0.002 sec.

Examples of using "Açlıktan" in a sentence and their arabic translations:

- Açlıktan ölüyorum!
- Ben açlıktan ölüyorum.

أنا في غاية الجوع.

Binlerce insan açlıktan öldü.

آلاف من الشخاص ماتوا من الجوع.

Yaşlı adam açlıktan ölüyordu.

جاع الرجل العجوز حتى الموت.

Çalmaktansa açlıktan ölmeyi yeğlerim.

أفضّل أن أتضوّر جوعاّ على أن أقوم بالسرقة.

Shinji'nin açlıktan öleceği gün gibi açıktı.

كان واضحاً كالشمس أن شنجي سيموت من الجوع.

- "Açlıktan ölüyorum." "Buzdolabında biraz yemek artığı var."
- "Açlıktan ölüyorum." "Buzdolabında bazı yemek artıkları var.

"أنا أتدوّر جوعا." "هناك بعض بقايا الأكر في الثلاجة."

Virüsten ölmeyen açlıktan ölecek bu gidişle. Bilinçli insanlar olarak evdeyiz.

بهذه الدورة سيموت من الجوع الذي لا يموت من الفيروس. نحن في المنزل كأشخاص واعين.

- Dünyada bazı insanlar açlıktan muzdariptir.
- Dünyada bazı insanlar açlık çeker.

في هذا العالم يعاني بعضُ الناسِ الجوعَ.

Herkes virüsten ve ölümden bahsediyor. Hiç açlıktan ve kıtlıktan bahseden yok.

الجميع يتحدث عن الفيروس والموت. لا أحد يتحدث عن المجاعة والمجاعة.