Translation of "Ailesi" in Arabic

0.006 sec.

Examples of using "Ailesi" in a sentence and their arabic translations:

Onun ailesi nerede?

أين عائلته؟

Tom'un bir ailesi yok.

إن توم لا يملك أسرة.

Çete, Fadıl'ın ailesi oldu.

أصبحت العصابة أسرة فاضل.

Fadıl'ın ailesi kasabaya geldi.

جاءت أسرة فاضل إلى المدينة.

Sami'nin ailesi onu aldı.

- سامي اصطحباه والديه.
- سامي أقلّاه والديه.

Ormanda yaşayan bir fil ailesi.

‫أسرة من الفيلة مرتادة الغابة.‬

Sami'nin ailesi acı içinde bekliyordu.

كانت أسرة سامي تنتظر في كرب.

Beyaz lahana ailesi sülfür açısından zengindir.

عائلة الملفوف غنية بالكبريت،

Mutlu ailesi ile ilgili çok konuştuk.

نتحدث كثيرًا عن عائلتها السعيدة.

Kendisi ve ailesi için engelleri vardı.

وحصل على رعاية لنفسه ولعائلته.

Onun geçindirecek büyük bir ailesi var.

لديه أسرة كبيرة لتتكفل به.

...bir gece maymunu ailesi daha yeni uyanıyor.

‫تستيقظ الآن أسرة من السعادين الليلية.‬

Zengin kısımda ziyaret ettiğimiz Howard ailesi var.

لدينا عائلة زرناها في غاية الرفاهية، آل هارودز.

Sami'nin ailesi onun hayatını karmaşık hale getirdi.

لقد عقّدت عائلة سامي حياته.

Kararla kabul edilmedi . ailesi, ama geldi Akhras sarayında

به العائلة الحاكمة لكنه تم ووصلت بنت الاخرس للقصر مع وجود

Fadıl'ın ailesi onu Kahire'deki prestijli bir okula kaydetti.

سجّل والدي فاضل ابنهما في مدرسة راقية في القاهرة.

Sami'nin ailesi onu hatırlamak için bir araya toplandı.

اجتمعت عائلة سامي كي تتذكّره.

16 üyeleri var. Buraların en büyük su samuru ailesi.

‫سرية من 16 فردًا.‬ ‫هذه أكبر أسرة قنادس هنا.‬

Ateist olduğunu itiraf ettiği zaman ailesi onu evden kovdu.

طُرد توم من منزله من طرف والديه عندما اعترف بأنه ملحد.

Başkenti Londra sessiz doğan Asma el-Esad ailesi uygun fiyatlı

البريطانية لندن الهادئة ولدت اسماء الاخرس لعائلةٍ ميسورة

22 dereceye düşen sıcaklığa katlanılabiliyor. Bu fil ailesi güneş çıkmadan içme suyu bulmak zorunda.

‫حيث تنخفض درجة الحرارة إلى 22 مئوية.‬ ‫على أسرة الفيلة هذه العثور‬ ‫على مياه شرب قبل إشراق الشمس.‬

Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.

لكل شخص الحق في مستوى من المعيشة كاف للمحافظة على الصحة والرفاهية له ولأسرته، ويتضمن ذلك التغذية والملبس والمسكن والعناية الطبية وكذلك الخدمات الاجتماعية اللازمة، وله الحق في تأمين معيشته في حالات البطالة والمرض والعجز والترمل والشيخوخة وغير ذلك من فقدان وسائل العيش نتيجة لظروف خارجة عن إرادته.