Translation of "çalışan" in Arabic

0.011 sec.

Examples of using "çalışan" in a sentence and their arabic translations:

- Bu çalışan bir sistem.
- Bu çalışan bir sistemdir.

إنه نظامٌ يعمل.

Kurtarmaya çalışan yaşlılar kaldı.

الذين يكافحون حقا للارتقاء بأنفسهم فوق الفقر المدقع.

Çalışan anneler olmamız ve

وترابطنا معاً كأمهات عاملات

Avrupa'daki genç Müslümanlar için çalışan

بدأت التطوع لأجل منظمات متعددة

Bulutta çalışan hava kalitesi üzerine

نظام دعم القرار لجودة الهواء

Ve sadece işini yapmaya çalışan bizleri

ونحن الذين نحاول ببساطة القيام بعملنا

Bunun benzeri sistemlerde çalışan insanlar var

هناك أشخاص في العمل على أنظمة مثل هذا،

Erkek doğum kontrolü üzerinde çalışan araştırmacılar

الباحثون الذين يعملون على وسائل منع الحمل الذكورية

Getirmeye çalışan büyük bir bankada çalışıyordum.

التي كانت تحاول جلب المزيد من الابتكار في ثقافة الشركة.

NASA için çalışan bir arkadaşım var.

لديّ صديق يعمل عند وكالة الفضاء الأمريكية.

Ancak dişiyi etkilemeye çalışan sadece o değil.

‫لكنه ليس الوحيد الذي يريد جذب انتباهها.‬

Çocuklarla, çocuklarını büyütmek için çalışan bekâr annelerle.

خاصةً حيث يتواجد الأطفال، حيث تضطر الأمهات العازبات إلى تربيتهم.

Lütfen bugünün etkinliği üzerine sıkı çalışan gönüllülere

لذا أرجو أن تتذكروا شكر فريق المتطوعين

Ve hayatta kalmaya çalışan biri olarak, ellerimi kullanamazsam

‫وكناج، إن لم أتمكن من استخدام يدَي هنا،‬

Dilbilimi dili tanımlamak için çalışan bir bilim dalıdır.

علم اللغويات هو علم يتكلم في اللغات.

Ve Moldovya tahtını ele geçirmeye çalışan Prens Stefan'a askeri-

قوته ، فهو يقدم المساعدات العسكرية إلى الأمير ستيفان الذي يحاول أن يتولى

Ve bize bir şeyler empoze etmeye çalışan şeyler görüyoruz

ونرى أشياء تحاول فرض شيء علينا

Bu kadar çok şirket büyük bütçeler ve birçok çalışan.

الكثير من الشركات لديها ميزانيات كبيرة والعديد من الموظفين.

Milyonlarca yıldır çalışan dev bir su altı beyni gibi.

‫إنه أشبه بدماغ عملاق تحت الماء‬ ‫يعمل على مدى ملايين السنين.‬

Küçümsemeye çalışan bir toplumda siyasi bir davranıştır, bir başkaldırıdır der.

في مجتمع يهدف الى جعل الناس غير قابلين للتغير.

Onun vizyonu ile onu anlamaya çalışan bir öğretmen olarak söylüyorum.

أقوله كمعلم حاول فهم رؤيته.

"Almanya'ya breakdansı geri getirmeye çalışan 30 yaşlarında çılgın bir Koreli"

"هذا مجرد رجل كورِيٍّ مجنون يبلغ من العمر 30 عاماً

Rehber Köpekler Derneği için çalışan o dünya güzeli âmâ avukatla tanıştım.

التقيت المحامي القديم الجيد الذي عمل في رابطة دليل الكلاب.

Önceden ücretsiz çalışan Boyarlara(macar taraflarındaki şövalyelere verilen ad) para öder

قام بفرض الضرائب على البويار الذين كانوا معفيين عن الضرائب

Izlenirken, suçlamanın parmağı, uzun yıllardır bu projeyi edinmeye çalışan Çin'i işaret

عادت الصين لتجرب من جديد حيث قدمت عرضاً بانشاء خط سككٍ

Ama düşük ışıkta çalışan kameralar farklı bir yaklaşımı olan bir türü ortaya çıkarıyor.

‫لكن كاميرات الضوء المنخفض‬ ‫تكشف فصيلة مختلفة.‬

Bu, belki de savaştan sonra bu topraklar üzerinde kontrolü ele geçirmeye çalışan Sigismund'u rahatsız etti.

مما أثار استياء سيجيسموند، الذي ربما سعى للسيطرة على هذه الأراضي بعد الحرب.

Yani Al Fawal Grand Port'un uygulanması için umut bugün de devam ediyor. Ve onu tamamlamak için çok çalışan

حكومة تعمل بجديةٍ على اكماله فهل يصبح حلم العراقيين حقيقةً

Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.

لكل فرد يقوم بعمل الحق في أجر عادل مرض يكفل له ولأسرته عيشة لائقة بكرامة الإنسان تضاف إليه، عند اللزوم، وسائل أخرى للحماية الاجتماعية.