Translation of "üzerine" in Arabic

0.020 sec.

Examples of using "üzerine" in a sentence and their arabic translations:

üzerine kurulu.

من شَغْلِ مواقعَ قياديّةً

Larvayı üzerine koyacağım.

‫سأضع اليرقات عليه.‬

Kayalığın üzerine çıktım.

‫وصلت إلى قمة الجرف.‬

Kapağı üzerine kapatalım.

‫سأغلق عليه بالغطاء.‬

Yozlaşmanın üzerine gittik,

فرضنا قيودًا صارمة على الفساد،

Peki, zihinleri üzerine?

لكن ماذا عن عقولهم؟

Bunun üzerine düşünmemiz lazım.

يجب علينا التفكير في ذلك

Ekonomi üzerine son araştırmalar,

في الجامعات حول العالَم،

şiddet hareketleri üzerine çalıştım,

لقد قمتُ بدراسة حركات العنف،

Kendi değerimiz üzerine düşünmeyi

وكيف نفكر بقيمتنا،

Çatlakların üzerine inşa ediyoruz.

نحن نقوم بالبناء على قمة الانكسار.

Birde üzerine bunu hesapla

احسب هذا على واحد

üzerine mezar odası yaptır

بناء غرفة الدفن عليها

Haberi üzerine geri çekildi .

عن هبوط العدو بالقرب من باروزا.

İncil üzerine yardım etmelisin.

- ينبغي أن تقسم ويدك على الكتاب المقدس.
- ينبغي أن تقسم ويدك على الإنجيل.

Silahı masanın üzerine koy.

ضع المسدس على الطاولة.

Bulutta çalışan hava kalitesi üzerine

نظام دعم القرار لجودة الهواء

Sekiz yıldır bunun üzerine düşünüyorum.

أترون، لقد كنت أفكر بالأمر لثمانية أعوام حتى الآن.

Üzerine oturmak için ip... ...kullanacağım

‫سأستخدم حبلي...‬ ‫لأجلس عليه‬

Üzerine oturmak için... ...ip kullanacağım

‫سأستخدم حبلي...‬ ‫لأجلس عليه‬

Üzerine oturmak için... ...ip kullanacağım.

‫سأستخدم حبلي...‬ ‫لأجلس عليه‬

Üzerine ışığı tutun ve çekin.

‫سأسلط الضوء عليه ومن ثم أبعده.‬

Elektrofizyoloji üzerine bir deney yapacağız,

سنقوم بتجربة في الفيزيولوجيا الكهربائية،

Sabırlı bir zihin üzerine konsantre oluyoruz.

نركز عقلنا على الصبر.

İnsan kaynaklı ilaç verme hataları üzerine.

تلك المتعلقة بأخطاء العاملين.

Atın eğeri üzerine çıkmaya korkmama rağmen

وبالرغم من أني خفت من ركوب الخيل مجدداً،

Cinsel taciz farkındalığı ve koruması üzerine

لذا قررت بأنني سأبدأ بمشروع

Ne olacağını düşünmek üzerine ağırlıklarını koydular.

تقنية الذكاء الاصطناعي ستحدث في المستقبل

Halatı yüksekteki dalların üzerine atmayı denemeliyim.

‫يجب أن أحاول وضع الحبل...‬ ‫فوق أحد هذه الغصون العالية.‬

Kayalığın üzerine çıktık. Muhteşem bir manzara.

‫وصلنا إلى قمة الجرف.‬ ‫يا له من مشهد خلاب.‬

üçüncü kattaki pencereden betonun üzerine düştüm.

سقطت من نافذة من الطابق الثالث إلى الأسفل على خرسانة صلبة.

Ve bu atkıyı kullanıp üzerine işeyeceğim.

‫وإن استخدمت قطعة القماش هذه،‬ ‫وتبولت عليها.‬

Cildin hemen üzerine boşluğa bakteri ekliyorum,

وسوف أقوم بنشر بعض البكتيريا في الهواء فوق هذا الجلد.

Ve gerçekler üzerine kurulmayan köprüler yıkılacak.

والجسور غير المبنية على الحق ستنهار.

Ve reytinglerde rekor üzerine rekor kırıyor

وتحطيم الأرقام القياسية

1 milyar doların üzerine çıkmış üstelik.

لقد تجاوزت مليار دولار.

Yine aynı bölgede bir taşın üzerine

مرة أخرى على حجر في نفس المنطقة

Havuzun üzerine bir plastik tabak koyun

وضع طبق بلاستيكي فوق حوض السباحة

Bir de üzerine kendisi cepheye gidiyorken

وعندما يذهب إلى الأمام

Bir de üzerine Bacıyan-ı Rum

أيضا ، Bacıyan-ı Rum

Ben zarfın üzerine adresi yazmayı unuttum.

نسيت كتابة العنوان على الظرف.

Bilişsel ön yargılar üzerine araştırmalar diye adlandırılıyor.

إنها تسمى بالبحث عن التحيزات المعرفية.

Aptal gibi bir dondurma kabının üzerine koymuştum,

‫وقمت بموازنته بغباء على غطاء علبة آيس كريم‬

Tamam, şimdi bunu bir dalın üzerine atacağız.

‫حسناً، الآن لنلق بهذا...‬ ‫فوق أحد الأغصان.‬

Bu teknolojinin potansiyeli üzerine büyük bahis yaptılar

هم من راهنوا على نجاح وإمكانيات هذه التقنية

Ve bir sinek üzerine konduğunda yaprağın içerisinde

وسنلقي نظرة على ما يحدث داخل الورقة

Ama bugün bir bulgu üzerine odaklanmak istiyorum:

ولكن اليوم أود أن أُركز على إكتشاف واحد،

Kıtasal taban bizim bildiğimiz üzerine bastığımız yer

القاعدة القارية هي حيث نعرفها

Neil Armstrong'un üzerine bir set ışığı düşmesi

يسلط الضوء على نيل أرمسترونغ

Derslerimde yaratıcılık üzerine en sevdiğim alıştırmalardan biri,

فواحدة من تماريني المفضلة على الإبداع في فصولي

Tamamen anlamadığım bir şey üzerine çalışmama rağmen

على شيء لا أفهمه تماما،

- Onu masamın üzerine koymayın.
- Onu masama koymayın.

ليس على مكتبي.

Lütfen bugünün etkinliği üzerine sıkı çalışan gönüllülere

لذا أرجو أن تتذكروا شكر فريق المتطوعين

Yani işleri ilaç verme hataları üzerine veri toplamaktı.

لذلك كانت مهمتهم هي جمع معلومات عن إعطاء الأدوية الخاطئ

Bunun üzerine kendime "mutlu feminist" demeye karar verdim.

لذا قررت أن أطلق على نفسي "نسوية سعيدة"

Her şey, tamamen her şey bunun üzerine kurulu.

كل شيء -أعني كل شيء- مبني على هذا.

Ve bu çelişkiyi aşıp dayanışmayı bencilliğin üzerine çıkarmanın

لتجاوز هذا التناقض، وللتعاون للارتقاء فوق هذه الأنانية،

Aslında sırt çantası bile olur. Bakın, üzerine yatıyorum.

‫حتى حقيبة الظهر تفيد.‬ ‫انظروا، ارقد فوقها.‬

ırkçılık üzerine konuşmaları için çok küçük olduklarını düşünebilir

أصغر من أن يشاركوا في حوارات حول العنصرية،

Ve Mark Facebook'u düzeltme konusundaki suçlamaları üzerine alıyor.

ومارك يقود مسئولية اصلاح فيس بوك.

Ve bizim bu konu üzerine olacak çalışmalarımızın yalnızca başı.

وهي مجرد بداية لقصة بحثنا في هذا الموضوع.

Erkeklerin neden intihar ettikleri üzerine çok az araştırma var

هناك بحوث قليلة حول الأسباب الكامنة وراء انتحار الرجال،

Ya da basitçe "alışma" dediğimiz psikolojik süreç üzerine kurdum.

أو ببساطة ما نشير إليه "بالاعتياد،"

Genellikle, acılarımızın üzerine temiz bir sayfa çekme arzusu duyarız,

غالبا ما نميل لوضع لائحة فارغة من الآمنا،

şu anda bulunan 3. sü, 2. sinin üzerine yapıldı

المركز الثالث حاليًا في المركز الثاني

Bir de üzerine bu duvarın ücretini Meksika'ya ödeteceğini açıklayınca

وعندما أعلن أنه سيدفع للمكسيك مقابل هذا الجدار.

Dünya Faw büyük limanı hikayesini unuttum. Kağıt üzerine mürekkep

الفاو الكبير وكأنه لم يكن موجوداً من الاساس. حبرٌ على ورق

Eğer'ki buzul kütlenin üzerine çıkıp devam edersek dünyadan aşağıya düşebiliriz

إذا صعدنا على الكتلة الجليدية واستمرنا ، يمكن أن نسقط من الأرض

Bu fotoğrafta ise tamamen kıyafeti farklı olması dikkatleri üzerine çekiyor

في هذه الصورة ، تجدر الإشارة إلى أن الزي مختلف تمامًا.

Ertesi sabah General Osten-Sacken'in üzerine yürüdü Montmirail yakın kuvvet.

في صباح اليوم التالي سار على الجنرال أوستن ساكن القوة بالقرب من Montmirail.

Bu yaramaz adam bir de üzerine islamafobik açıklamalarda da bulundu

هذا الرجل المشاغب أدلى أيضًا ببيانات إسلامية

Sonra, Khumbu Buz Çağlayanı'nın üzerine ahşap bir köprü inşa edildi.

بعد ذلك‏، تم تشييد جسر خشبي مصنوع من الأشجار عبر انحدار خمبو الجليدي‏.

, bunun üzerine ülkenin zor mali durumu ve ardından korkunç petrol

وكان على رأسها الحالة المادية الصعبة للبلاد ومن ثم اسعار

Deneğimin üzerine hem içeride, hem dışarıda 1.8 metreden sprey sıktım.

واستخدمتها على شخص تجريبي في الداخل والخارج، من على بعد ٣ أقدام.

En büyük sebebi rezil olma korkun ve bir korkunun üzerine

سببه الأكبر هو الخوف من الإحراج، ودون التغلب على الخوف،

Çoğu zaman bu tarantulaları hareket ettirmenin yolu nazikçe üzerine doğru üflemektir.

‫عادة ما تكون الوسيلة الجيدة ‬ ‫لجعل هذه الرتيلاء تتحرك‬ ‫هي أن تنفخ فيها بخفة.‬

Lateks eldiveni alıp bunun üzerine iyice germeli ve başını aldıktan sonra

‫ما عليك أن تفعله ‬ ‫هو أن تستخدم القفاز المطاطي‬ ‫وتشده جيداً حول هذه، وتمسك بالرأس،‬

Lateks eldivenimizi alıp bunun üzerine iyice germeli ve başını aldıktan sonra

‫ما عليك أن تفعله ‬ ‫هو أن تستخدم القفاز المطاطي‬ ‫وتشده جيداً حول هذه، وتمسك بالرأس،‬

Papa ile antlaşması bittikten sonra Fransa Kralının daveti üzerine Paris'e gitti

بعد انتهاء اتفاقه مع البابا ، ذهب إلى باريس بدعوة من ملك فرنسا.

Generallerinin ve birliklerinin minnettarlığım üzerine sonsuza kadar hak iddia ettiğini söyleyin ."

وجنرالاته وقواته اكتسبوا مزاعم أبدية عن امتناني".

Sonra Mareşal Lannes'ın tavsiyesi üzerine, Napolyon ona Üçüncü Kolordu'nun komutasını verdi

ثم بناءً على توصية المارشال لانيس ، أعطاه نابليون قيادة الفيلق الثالث ،

Bir de üzerine Rusya'nın seçimlerde Trump'a yardım ettiği söylentileri ortaya çıkınca

وعندما ترددت شائعات بأن روسيا ساعدت ترامب في الانتخابات ،

Leyla, en yakın arkadaşı Salima'nın kaybı üzerine derin bir depresyona girdi.

دخلت ليلى في اكتئاب عميق بسبب فقدانها لصديقتها المقرّبة، سليمة.

Eğitim, saldırıların önlenmesi ve insanların yaşadığı alanlarda dolaşan kedilerin takibi üzerine çalışıyor.

‫تُركّز جهوده على الدراسة،‬ ‫منع الصراع وتعقب القطط الهائمة‬ ‫في المساحات البشرية.‬

Romalılar Ticinus nehri üzerine bir köprü yaparak karşıya geçtiler ve kamp kurdular.

أقام الرومان جسرا عائما فوق نهر تيسينوس وجهزوا معسكرهم على الضفة الغربية

Fakat adam bir de üzerine Amerikanın gireceği savaşları ve tarihlerini de söylüyor

لكن الرجل يحكي أيضا عن الحروب والتاريخ الأمريكي

Komitesi aracılığıyla bir dizi Rami hayır kurumunun satın alınmasından ve bunun üzerine Beşar'ı

غسيل الاموال التي اسستها هي ووضع بشار على رأسها مع استمرار

Belki 100 tane kabuk ve taşı toplamış, kollarını da savunmasız kafasının üzerine doğru katlıyor.

‫تلتقط نحو مئة صدفة وحجر...‬ ‫ثم تطوي أذرعها فوق رأسها الضعيف.‬

Tom Shippey'in Viking destanları üzerine şiddetle tavsiye edilen kitabı 'Laughing Shall I Die' bağlantısına ulaşabilirsiniz.

يمكنك العثور على رابط لكتاب Tom Shippey الموصى به للغاية عن Viking sagas ، "Laughing Shall I

- Ruhun geldiğini ve kaldığını gördüğün adam Kutsal Ruhla vaftiz edecek olandır.
- Ruhun kimin üzerine inip durduğunu görürsen, Kutsal Ruh'la vaftiz eden odur.

الذي ترى الروح نازلا ومستقرا عليه فهذا هو الذي يعمد بالروح القدس.