Translation of "Trata de" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Trata de" in a sentence and their turkish translations:

Trata de encontrarlo.

Onu bulmaya çalışın.

Trata de averiguarlo.

Bunu anlamaya çalış.

Trata de disfrutar.

Keyfine bakmaya çalış.

Trata de recordar.

Hatırlamaya çalış.

Trata de descansar.

Dinlenmeye çalış.

Trata de controlarte.

Kendinizi kontrol etmeye çalışın.

Trata de no llorar.

Ağlamaktan kaçınmaya çalış.

Trata de ser puntual.

Dakik olmaya çalış.

Trata de permanecer alerta.

Tetikte kalmaya çalış.

- Trata de aprovechar tu tiempo.
- Trata de usar bien tu tiempo.

Zamanını en iyi şekilde kullanmaya çalış.

Cuando se trata de patria

Söz konusu vatan olduğunda

Si se trata de características

bir özellikleri ise

Trata de mejorar tu inglés.

İngilizceni geliştirmeye çalış.

Trata de animarme un poco.

Beni biraz teşvik etmeye çalış.

Trata de pensar al respecto.

Bunun hakkında düşünmeye çalışın.

Trata de ir más despacio.

Daha yavaş gitmeye çalış.

Trata de ser valiente, Tom.

Cesur olmaya çalış, Tom.

Trata de perder peso trotando.

Koşarak kilo vermeye çalışın.

Se trata de carne picada.

Bu, kıyma.

¿Sólo se trata de dinero?

Sadece para hakkında mı?

- Kate trata de andar de puntillas.
- Kate trata de andar en puntas de pie.

Kate parmak ucunda yürümeyi deniyor.

- Sólo trata de oraciones. No de palabras.
- Se trata de oraciones, no de palabras.

O, tümüyle cümlelerle ilgilidir. Sözcüklerle değil.

Se trata de los sesgos cognitivos.

Bilişsel ön yargılar üzerine araştırmalar diye adlandırılıyor.

Se trata de su versión informatizada,

Bunlar, onların bilgisayara işlenmiş hali

Se trata de mantener el equilibrio...

Bu tamamen... ...dengenizi korumakla ilgili.

Se trata de ir más despacio,

Yavaşlamak, vücudu dinlemek,

Se trata de la belleza pura.

Saf güzellik.

Trata de cumplir con tu deber.

Görevini yerine getirmeye çalış.

Él trata de mejorar su inglés.

İngilizcesini geliştirmeye çalışıyor.

Este libro trata de las estrellas.

Bu kitap yıldızlar hakkında.

Trata de memorizar tanto como puedas.

Elinden geldiğince ezberlemeye çalış.

La aritmética trata de los números.

Aritmetik, sayılarla ilgilenir.

No se trata de un chiste.

O komik bir mesele değil.

No se trata de Tom, ¿verdad?

Bu Tom hakkında değil, değil mi?

- ¿De qué trata?
- ¿De qué va?

O ne hakkındadır?

- Trata de ver las cosas tal como son.
- Trata de ver las cosas como son.

Her şeyi olduğu gibi görmeye çalış.

Si la persona quiere usar esas armas o si trata de usarlas o trata de hacerse

isteyen istediği gibi buna benzer silahlar kullansın veya kullanmaya çalışsın veya yapılmaya çalışılsın

Se trata de habilidad, conocimiento y riesgo.

Bu tamamen beceri, bilgi ve riskle ilgili.

Se trata de habilidad, conocimiento y riesgos.

Bu tamamen beceri, bilgi ve riskle ilgili.

La gente te trata de manera diferente.

insanlar size farklı davranıyor.

Se trata de indicadores de adicción comportamental.

Tüm bunlar, davranışsal bağımlılığın belirtileri.

Esa persona trata de leer un libro,

O kişi bir kitap okumaya çalışıyor

Se trata de una habilidad vital crítica.

hayati bir yaşam becerisidir.

Esta se trata de crear reliquias compartidas.

Bu aracı, ortak hatıralar olarak düşünüyorum.

La astronomía trata de estrellas y planetas.

Astronomi yıldızlar ve gezegenler ile ilgilenir.

Él trata de impresionar a sus amigos.

O, arkadaşlarını etkilemeye çalışır.

Trata de tener paciencia con los demás.

Başkalarıyla sabırlı olmaya çalış.

El gobierno trata de desarrollar nuevas industrias.

Hükümet yeni endüstriler geliştirmeye çalışıyor.

Idealmente, se trata de usar otro método diferente;

Tercihen, farklı bir metot kullanırdınız,

Normalmente su cerebro trata de descifrar las palabras

Çoğunlukla beyniniz kelimeleri deşifre etmeye çalışır,

Se trata de algo que todo el mundo

Bu, herkesin gerçekleştirmek için

No se trata de vergüenza ni de culpa.

Bu utanç ya da suçluluk ile ilgili değil.

Cuando se trata de nuestro propio mal comportamiento,

Kendi kötü davranışlarımıza gelince

Estoy mostrando esto porque se trata de belleza.

Bunu size gösteriyorum çünkü, bu güzelliktir.

No entiendo qué trata de decir el autor.

Yazarın ne söylemeye çalıştığını anlamıyorum.

Este sitio web se trata de la LGBT.

Bu web sitesi tamamen LGBT ile ilgilidir.

Parece que Tom trata de alentar las negociaciones.

Tom sanki müzakereleri yavaşlatmaya çalışıyor gibi görünüyor.

Tom siempre trata de ayudar a los demás.

Tom her zaman diğerlerine yardım etmeye çalışır.

Creo que se trata de un Picasso auténtico.

Bunun gerçek bir Picasso olduğuna inanıyorum.

Tom siempre trata de salirse con la suya.

Tom her zaman kendi yoluna sahip olmaya çalışır.

También se trata de cómo somos influidos a diario.

Günlük hayatlarımızda nasıl çevremizin etkisi altında kaldığımızla da alakalı.

No se trata de que cuanto más se duerma,

Ne kadar çok uyursanız, ölüm riskiniz o kadar düşük

Como dice un explorador, se trata de estar preparado.

Her izcinin de dediği gibi, önemli olan hazırlıklı olmaktır.

A la final todo se trata de nuestra responsabilidad.

Günün sonunda bu sorumlulukların tümü bize ait.

Se trata de una pieza de caoba blanquecina hondureña.

Sadece ağartılmış Honduras Maunu'nun bir parçası.

No se trata de una ciudad informal ni improvisada.

Bu gayri resmi ya da portatif bir şehir değil.

Se trata de entender nuestro lugar en el universo.

İşin ucunda evrendeki yerimizi anlamak var.

Trata de ver las cosas tal como realmente son.

Olayları gerçekten oldukları gibi görmeye çalış.

- Intenta resolver el problema.
- Trata de resolver el problema.

Problemi çözmeye çalış.

Por favor trata de ser lo más breve posible.

Lütfen mümkün olduğu kadar kısa ve öz olmaya çalış.

¿Estás sugeriendo que se trata de un diseño defectuoso?

Tasarım hatası olduğunu mu ima ediyorsun?

Este libro trata de la invasión de los Romanos.

Bu kitap Romalıların istilası ile ilgilenir.

Trata de entenderlo en español, sin traducir al inglés.

İngilizce çeviri olmadan bunu İspanyolca anlamaya çalışın.

Tom ni siquiera trata de estar a la moda.

Tom modaya ayak uydurmaya bile çalışmaz.

Trata de no pensar en Tom todo el tiempo.

Tom'u her zaman düşünmemeye çalışın.

Esto no se trata de antagonizar a la industria farmacéutica.

Bu ilaç endüstrisini kötü adam yapmakla ilgili değil.

Pero se trata de estilos de vida difíciles, casi masoquistas,

Ancak şüphesiz bu yaşamlar; dengesizlik, siyaset, stres

Esta vez cuando se trata de criticar a la oposición

bu sefer iş muhalefeti eleştirmeye geldiğinde

Pero cuando se trata de darle lecciones a tu hijo

ama konu çocuğunuza ders anlatmaya gelince

Cuando se trata de música, no tengo talento para eso.

Müziğe gelince benim bunun için hiçbir kulağım yok.

Trata de ver el problema desde su punto de vista.

Sorunu onun bakış açısından görmeye çalış.

Él siempre trata de ver lo bueno en los otros.

O her zaman başkalarının iyi tarafını görmeye çalışır.

- Esto no es sobre dinero.
- No se trata de dinero.

Bu, parayla ilgili değil.

Trata de cortar la carne con otro un cuchillo diferente.

Eti başka bir bıçakla dilimlemeye çalış.

Trata de asegurarte de que Tom no haga algo estúpido.

- Tom'un aptalca bir şey yapmayacağından emin olmaya çalış.
- Tom'un aptalca bir şey yapmadığından emin olmaya çalış.

- El libro trata de China.
- Este libro es sobre China.

Bu kitap Çinle ilgilidir.

Tom siempre trata de culpar a otro por sus errores.

Tom hataları için her zaman başka birini suçlamaya çalışır.

Tom no parece entender lo que Mary trata de decir.

Tom Mary'nin ne yapmaya çalıştığını anlayamıyor gibi görünüyor.

Trata de entender por qué Tom hizo lo que hizo.

Tom'un yaptığı şeyi neden yaptığını anlamaya çalış.

Podríamos pensarlo de este modo; no solo se trata de finanzas:

Yani, şöyle düşünebilirsin -- ki sadece finansta da değil:

Trata de explorar esta idea de dónde está alojado el conocimiento.

bilginin nasıl bulunduğu konusundaki bu düşünceyi anlamaya çalışmaktır.

El sector corporativo estadounidense dice que se trata de las ganancias.

Amerikalı şirketlere göre “kâr için.”

Se trata de nuestra salud y bienestar en un sentido holístico.

Bütün sağlığımız ve iyiliğimizle alakalıdır.

Cuando se trata de la protección de la intimidad en general,

Genel anlamda iş mahremiyetin korunmasına geldiğinde

No se trata del mundo plano, se trata de la ufología

O konu düz dünyayla ilgili değil, ufolojiyle alakalı

Lo que él trata de decir es bien sencillo de comprender.

Onun söylemek istediği oldukça açık.

En el que observan una esfera que trata de subir una colina.

altı aylık bebekler.

Se trata de hacer equilibrio en una cuerda y avanzar sobre ella.

Bir halat üzerinde dengenizi sağlayıp karşıya geçiyorsunuz.