Translation of "Descansar" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Descansar" in a sentence and their turkish translations:

- Podés descansar.
- Puedes descansar.

Dinlenebilirsin.

- Tengo que descansar.
- Debo descansar.

Dinlenmeliyim.

¿Quieres descansar?

Dinlenmek istiyor musunuz?

Quiero descansar.

Dinlenmek istiyorum.

Necesito descansar.

- Dinlenmeliyim.
- Dinlenmem gerekiyor.

Podemos descansar.

Dinlenebiliriz.

Deberías descansar.

Dinlenmelisin.

Necesitaba descansar.

Dinlenmeye ihtiyacım vardı.

Solo quiero descansar.

Sadece dinlenmek istiyorum.

No quiero descansar.

Dinlenmek istemiyorum.

Necesitas descansar bien.

İyi dinlenmelisin.

¿Tom quiere descansar?

Tom dinlenmek istiyor mu?

Él necesitaba descansar.

Onun dinlenmesi gerekiyordu.

Necesito descansar ahora.

- Şimdi dinlenmem gerekiyor.
- Şimdi dinlenmeliyim.

Tenés que descansar.

Dinlenmelisin.

Tom necesitaba descansar.

Tom'un dinlenmeye ihtiyacı vardı.

Trata de descansar.

Dinlenmeye çalış.

Déjalo descansar, Tom.

Fazla kurcalama Tom.

- Estás enfermo. Debes descansar.
- Estás enfermo. Tienes que descansar.

Sen hastasın. Dinlenmek zorundasın.

- Estás enfermo, tienes que descansar.
- Estás enfermo, necesitas descansar.

Sen hastasın. Dinlenmek zorundasın.

Es hora de descansar.

Biraz dinlenme zamanı.

¿Podría descansar un ratito?

Bir süre dinlenebilir miyim?

Necesitas sentarte y descansar.

- Oturup dinlenmen gerekiyor.
- Oturup nefeslenmelisin.

¿Puedo descansar un poco?

Biraz dinlenebilir miyim?

Necesito descansar un momento.

- Bir süre dinlenmem gerekiyor.
- Bir süre dinlenmeliyim.

Tom necesita descansar ahora.

Tom'un şimdi dinlenmeye ihtiyacı var.

Necesitas descansar un poco.

Biraz dinlenmen gerekiyor.

El doctor le recomendó descansar.

Doktoru ona dinlenmesini emretti.

Creo que necesitas descansar más.

Sanırım daha fazla dinlenmelisin.

Tom debería descansar un poco.

Tom biraz dinlenmeli.

Tom necesita descansar un poco.

Tom'un biraz dinlenmesi gerekiyor.

Solo necesito descansar un poco.

Sadece biraz dinlenmeye ihtiyacım var.

¿Ha venido aquí a descansar?

O dinlenmek için mi buraya geldi?

Debes descansar después de hacer ejercicio.

Egzersizden sonra dinlenmelisin.

Es muy importante descansar lo suficiente.

- Yeteri kadar dinlenmek önemlidir.
- Yeterince dinlenmek çok önemlidir.

Creo que necesitas descansar un poco.

Sanırım biraz dinlenmeye ihtiyacın var.

Creo que deberías descansar un poco.

- Bir süre dinlenmen gerektiğini düşünüyorum.
- Bence bir süre dinlenmelisin.

Voy a descansar antes de salir.

- Dışarı gitmeden önce dinleneceğim.
- Dışarı çıkmadan önce dinleneceğim.

Me quedé en casa para descansar.

Dinlenmek için evde kaldım.

"¿Voy a morir?" "No, vas a descansar."

"Ben ölecek miyim?" "Hayır, dinleneceksin."

Mary espera descansar mucho durante sus vacaciones.

Mary, tatili sırasında dinlenmeyi çok ümit ediyor.

Deberíamos dejar descansar a los perros dormidos.

Meseleyi kurcalamamalıyız.

Quizá no parezca el mejor lugar para descansar.

Dinlenmek için pek akıllıca bir seçim değil sanki.

El anciano se detuvo un momento para descansar.

Yaşlı adam dinlenmek için kısa bir süre durdu.

Todo lo que queremos es sentarnos y descansar.

Bütün yapmak istediğimiz oturmak ve dinlenmek.

Por fin se acabó todo, ahora podemos descansar.

Sonunda hepsi bitti. Şimdi dinlenebiliriz.

- Necesitas tomar un buen descanso.
- Necesitas descansar bien.

İyice dinlenmen lazım.

- Tom, que había estado trabajando todo el día, quería descansar.
- Tom, que había trabajado el día entero, quería descansar.

Gün boyunca çalışmış olan Tom dinlenmek istiyordu.

Me dispongo a descansar durante el receso de verano.

Yaz tatili sırasında sadece dinleneceğim.

Estoy cansado. Debería descansar un poco antes de salir.

Yorgunum. Dışarı çıkmadan biraz dinlenmem lazım.

Las focas anilladas salen para descansar en el resplandor matutino.

Halkalı foklar sabah güneşinde dinlenmek için kendilerini yüzeye atar.

Ya hice la mitad del trabajo, puedo descansar un momento.

Ben işin yarısını yaptım; sanırım biraz dinlenebilirim.

Mucha gente trabaja los fines de semana en vez de descansar.

Hafta sonlarında birçok kişi dinlenme yerine çalışır.

El denso pantano sin fin casi no ofrece áreas secas para descansar.

Sonsuz yoğun bataklık arazi neredeyse dinlenmek için hiç kuru alan barındırmıyor.

- No tengo tiempo para descansar.
- No tengo tiempo para tomarme un recreo.

Dinlenmek için vaktim yok.

Diciendo que es hora de descansar a su padre y dejar la compañía

zamanı geldi deyip babasına rest çekip şirketten ayrılıyor

Y tuve que descansar tres meses para poder recuperarme. Fue un proceso largo y doloroso.

ve iyileşmek için yaklaşık üç ay dinlenmem gerekti. Uzun, acılı bir süreçti.

E ir a la cama temprano para descansar tanto como posible para la noche que viene ...

...ve önlerindeki gece için olabildiğince erken yatmalarını emretti.

Él le concede a su ejército unos cuantos días para descansar y envía grupos de exploradores al sur.

Ordusuna dinlenmesi için bir kaç gün süre verirken güneye gözcü birlikler gönderiyor.

- Tom, quien había estado trabajando todo el día, quería un descanso.
- Tom, que había estado trabajando todo el día, quería descansar.

Tom, bütün gün çalışıyordu, dinlenmek istedi.