Translation of "Tiendas" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Tiendas" in a sentence and their turkish translations:

Layla fue de tiendas.

Leyla alışveriş çılgınlığına gitti.

Los turistas vitrinearon las tiendas.

Turistler dükkanların etrafında dolaştı.

La escuela nos proporcionará tiendas.

- Okul bize çadır temin edecek.
- Okul bize çadır verecek.

Ellos destruyeron tiendas y fábricas.

Mağazaları ve fabrikaları imha ettiler.

Algunas tiendas le descuentan el precio.

Bazı mağazalar fiyatları indirdi.

Ella perdió una hora mirando tiendas.

Mağazalara bakarak bir saat harcadı.

¿Las tiendas están abiertas los sábados?

Dükkanlar cumartesi günü açık mı?

Fui a muchas tiendas buscando el libro.

Kitabı bulmaya çalışmak için birçok dükkana gittim.

No hay tiendas cerca de mi casa.

Evimin yakınında hiç dükkan yok.

Hay tres tiendas en el centro comercial.

Alışveriş merkezinde üç mağaza var.

- Las tiendas estaban cerradas debido a la huelga.
- Las tiendas estaban cerradas a causa de la huelga.

- Mağazalar grev nedeniyle kapandı.
- Dükkanlar grev nedeniyle kapandı.

- Las tiendas atienden al público de lunes a sábado.
- Las tiendas están abiertas de lunes a sábado.

Dükkanlar pazartesiden cumartesiye kadar açık.

Hay tiendas a lo largo de la calle.

Cadde boyunca dükkanlar var.

Hay muchas grandes tiendas y supermercados en Shinjuku.

Shinjuku'da birçok büyük mağazalar ve süpermarketler vardır.

Hay pocas tiendas y el cine es terrible.

Burada çok az dükkan var ve sinema berbat.

Las tiendas de abarrotes venden barras de caramelo.

Mini marketler çubuk şeker satarlar.

¿Las tiendas están cerradas los domingos en Inglaterra?

İngiltere'de pazar günü mağazalar kapalı mı?

Hay algunas tiendas al lado de mi casa.

Evimin yanında birkaç dükkân var.

Como era domingo, las tiendas no estaban abiertas.

Pazar olduğu için, dükkanlar açık değildi.

Nosotros pusimos las tiendas antes de que oscurezca.

Karanlıktan önce çadırlarımızı kurduk.

Mamá fue a comprar a las grandes tiendas.

Anne mağazaya alışverişe gitti.

Los turistas deambulaban en torno a las tiendas.

Turistler dükkanların etrafında dolaştı.

Boyner, Turquía, Blue, compañías como amarillear cerraron sus tiendas

Türkiye'de Boyner, Mavi, Sarar gibi firmalar mağazalarını kapattı

En realidad no me gustan las tiendas de ahí.

- Gerçekten oradaki mağazalardan hoşlanmıyorum.
- Oradaki mağazaları gerçekten sevmiyorum.

Muchas tiendas ofrecen descuentos en el mes de agosto.

Birçok mağaza ağustos ayında indirimler sunar.

Tom se pasó todo el día mirando tiendas de antigüedades.

Tom tüm günü antika dükkanlarının etrafında bakınarak geçirdi.

Y muchas más compañías cerraron sus tiendas y detuvieron su producción.

Ve daha bir çok firma mağazalarını kapattı ve üretimlerini de durdurdu

No era más barato que en ninguna de las otras tiendas.

Bu diğer mağazaların herhangi birinden daha ucuz değildi.

De gente blanca saliendo de las tiendas con comida, (En el texto: Huracán Katrina, 2005)

beyazların yiyecekle mağazadan çıktığı fotoğraf

La mayoría de las tiendas están cerradas. Algunas de las aerolíneas han cerrado. Otros ni siquiera pueden encontrar pasajeros.

Mağazaların çoğu kapandı. Havayolu şirketlerinin bazıları kapandı. Diğerleri ise yolcu dahi bulamıyor.

Las calles principales de muchos pueblos han sido, de hecho, abandonadas. La razón principal es el avance de grandes tiendas como Wal-Mart.

Birçok köyün ana caddeleri aslında terk edilmiştir. Temel nedeni Wal-Mart gibi büyük mağazaların ilerlemesidir.