Translation of "Tapa" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Tapa" in a sentence and their turkish translations:

Le pondré la tapa.

Kapağı üzerine kapatalım.

La tapa está cerrada.

Kapak kapalı.

No puedo quitar la tapa.

Kapağı açamıyorum.

- Ayúdame a quitar esta tapa, por favor.
- Ayúdeme a sacar esta tapa, por favor.

Lütfen bu kapağı çıkartmama yardım et.

¿Dónde está la tapa de la sartén?

Tencere kapağı nerede?

Odio cuando el pelo tapa el drenaje.

- Kılların lavaboyu tıkamasından nefret ediyorum.
- Kılların küveti tıkamasından nefret ediyorum.
- Kılların gideri tıkamasından nefret ediyorum.

Tom quitó la tapa de la caja.

Tom kutudan kapağı çıkardı.

La botella de perfume tiene una tapa azul.

Parfüm şişesinin mavi bir kapağı var.

Una tapa de jamón, por favor, y una caña.

Lütfen küçük bir porsiyon jambon ve bir fıçı birası.

No se puede juzgar un libro por la tapa.

Bir insanı görünüşüne göre yargılama.

Esta tapa está tan apretada que no puedo abrirla.

Bu kapak o kadar sıkı ki açamıyorum.

Esta tapa está demasiado apretada para que yo pueda abrirla.

Bu kapak benim açamayacağım kadar çok sıkı.

¡Hagas lo que hagas, no dejes la tapa del retrete abierta!

Ne yaparsan yap tuvaletteki kapağı açık bırakma!

Había algunas manchas de tinta en la tapa de ese libro.

O kitabın kapağında bazı mürekkep lekeleri vardı.

Y, tontamente, lo balanceé con la tapa de un contenedor de helado.

aptal gibi bir dondurma kabının üzerine koymuştum,

Me topé con un libro de tapa roja y resolví tomarlo prestado.

Ben kırmızı kapaklı bir kitap buldum ve onu ödünç almaya karar verdim.

A Mary no le gusta cuando Tom deja la tapa del retrete abierta.

Tom tuvalet kapağını açık bıraktığında Mary bundan hoşlanmaz.