Translation of "Tantos" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Tantos" in a sentence and their turkish translations:

- Lamento haberle ocasionado tantos problemas.
- Lamento haberte ocasionado tantos problemas.

Seni çok fazla rahatsız ettiğim için üzgünüm.

Hay tantos niños así.

Böyle bir sürü çocuk var.

Bueno, no hay tantos.

Yani, pek bir şey yok.

Han pasado tantos años.

- Aradan kaç sene geçmiş.
- Aradan uzun yıllar geçmiş.
- Kaç yıl olmuş.

No necesitamos tantos detalles.

Çok fazla ayrıntıya ihtiyacımız yok.

¡No des tantos rodeos!

- Lafı dolandırmayalım.
- Kırk dereden su getirmeyelim.

¿Por qué tienes tantos gatos?

Neden bu kadar çok kedin var?

Treinta años no son tantos.

Otuz o kadar da yaşlı değil.

Tiene cincuenta y tantos años.

O, ellilerindedir.

- No tiene tantos libros como ella.
- Él no tiene tantos libros como ella.

O, onun sahip olduğu kadar çok kitaba sahip değil.

- No pasan tantos trenes de noche.
- No hay tantos trenes en la noche.

Geceleri bu kadar tren seferi yok.

Cuando tantos estudios muestran lo mismo,

pek çok çalışma aynı şeyi gösteriyor.

Cuántos amigos tenía, tantos estarían preparados

kaç tane arkadaşı varsa o kadar sayıda hazırlardı

Tenemos tantos ejemplos que en realidad

O kadar çok fazla örneğimiz var ki aslında

Tiene tantos libros como su padre.

O, babasının sahip olduğu kadar çok kitaba sahip.

Hay tantos lugares que quiero visitar.

Ziyaret etmek istediğim birçok yer var.

Ella tiene tantos sellos como yo.

- O, benim sahip olduğum kadar çok sayıda pula sahip.
- O benim sahip olduğum kadar çok pula sahip.

¡Yo jamás he comprado tantos plátanos!

Ben asla bu kadar çok muz almadım!

Ella tiene tantos libros como yo.

O, benim kadar çok kitaba sahip.

Estos estantes no aguantan tantos libros.

Bu raflar birçok kitabı destekleyemez.

tantos chicos como posible a la enseñanza

olabildiğince çok erkeği öğretmenliğe yönlendirmek.

Y como tantos jóvenes entusiastas del mundo,

Dünyanın her yerindeki başarılı genç insanlar gibi

Aunque éramos trabajadores imprescindibles en tantos lugares

çünkü bizler birçok yerde gerekli işçilerdik

Con tantos animales domésticos aquí, tiene opciones.

Şehirde çok sayıda evcil hayvan olduğundan seçeneği bol.

Supongo que Tom no tiene tantos amigos.

Tom'un o kadar çok arkadaşı olduğunu sanmıyorum.

Tom no tiene tantos amigos como Mary.

- Tom Mary'nin sahip olduğu kadar çok arkadaşa sahip değil.
- Tom'un Mary'ninki kadar çok arkadaşı yok.

Fui director ejecutivo a los 30 y tantos,

Fakat 30'lu yaşlarımda CEO'ydum:

Intenta leer tantos libros como te sea posible.

Mümkün olduğu kadar çok sayıda kitap okumaya çalış.

Mientras seas joven, lee tantos libros como puedas.

Gençken elinizden geldiğince çok kitap okuyun.

Lee tantos libros como puedas mientras seas estudiante.

Bir öğrenciyken okuyabildiğin kadar çok kitap oku.

Nosotros debemos leer tantos libros como sea posible.

Mümkün olduğu kadar çok kitap okumalıyız.

Si no hubiese recibido tantos golpes en la cabeza.

Buna emin olmak da zor.

Si bien hay tantos virus en Europa y América

Avrupa da Amerika da o kadar virüs belası varken

Si no hubiera tantos taxis, habría menos accidentes viales.

Bu kadar çok taksi olmasaydı daha az sayıda trafik kazası olurdu.

Nuestra ciudad no tiene infraestructura para recibir tantos turistas.

Şehrimiz çok sayıda turist için yeterli altyapıya sahip değil.

Es bueno volver a verte después de tantos años.

Yıllar sonra seni tekrar görmek çok güzel.

Y, al mismo tiempo, tan descuidados y correr tantos riesgos?

aynı zamanda böylesi dikkatsiz bir şekilde risk alabilirler?

Cuando yo era joven intentaba leer tantos libros como pudiera.

Gençken, okuyabildiğim kadar fazla kitap okumayı denedim.

Este año quiero leer tantos libros ingleses como sea posible.

Ben bu yıl mümkün olduğu kadar çok İngilizce kitap okumak istiyorum.

¿Por qué hay tantos padres que abandonan a sus hijos?

Neden çocuklarını terk eden bu kadar baba var?

De repente, recordé que no podía pagar por tantos libros.

Birdenbire, pek çok kitap için para ödeyemediğimi hatırladım.

Tom era solo uno de los tantos hijastros de María.

Tom Mary'nin çok sayıda üvey çocuklarından sadece biriydi.

Pero luego, vi que hay tantos niños viviendo en barrios marginales,

Ama sonra mahallelerde yaşayan, ilköğretimi bile bitirmeye şansı olmayan

Ni de que las mujeres tengan tantos orgasmos como los hombres.

Bu, kadınların da erkekler kadar orgazm olduğundan emin olmakla alakalı değil.

La chispa de tantos descubrimientos sobre la vida en nuestro planeta.

çığır açacak keşiflerin ilk adımını ortak noktada buluşturuyor.

Te amo a pesar de tus tantos, tantísimos, infinitos problemas mentales.

Senin pek çok ama pek çok, bitmeyen zihinsel sorunlarına rağmen seni seviyorum.

Además, una suscripción le permite instalar Surfshark en tantos dispositivos como desee.

Dahası, tek bir abonelik, Surfshark'ı istediğiniz kadar cihaza kurmanıza izin verir.

Era un sistema que finalmente adquirió tantos controles y balances que cambian, para

Bu sistem nihayetinde erkler ayrılığını öyle oturtmuştu ki sistemde

El intérprete intenta dar tanta información y tantos detalles como le es posible.

Çevirmen olabildiğince çok detay ve bilgi vermeye çalışır.

tantos ingenieros han contratado desarrolladores de software pero los mejores chicos del mundo eh

o kadar mühendisler yazılımcılar çalıştırmış ama dünyanın en iyi adamları ha

Con tantos estudiantes hablando, era difícil oír lo que el profesor tenía que decir.

Çok sayıda öğrenci konuştuğu için, profesörün söyleyecek neyi olduğunu anlamak zordu.

Viajo y hago tantos kilómetros tratando de transmitir a lo que va a ser decisivo en el futuro.

Kilometrelerce yol yapıp geleceği biçimlendirecek olanlara ulaşmaya çalışıyorum.