Translation of "Suficientes" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Suficientes" in a sentence and their turkish translations:

¿Tienes suficientes mantas?

- Yeterli battaniyelerin var mı?
- Yeterince battaniyen var mı?

¿Mil yenes son suficientes?

1000 yen yeterli mi?

No hay suficientes bananos.

Yeterli muz ağacı yok.

- ¿No hemos tenido ya suficientes tonterías?
- ¿No hemos oído ya suficientes tonterías?

- Bu saçmalığa yeterince katlanmadık mı?
- Bu saçmalıktan usanmadık mı artık?

¿Hay suficientes sillas para todos?

Herkese yetecek kadar yeterli sandalye var mı?

Tom no tiene suficientes amigos.

Tom'un yeterli arkadaşı yok.

¿Hay sillas suficientes para todos?

Herkes için yeterli sandalye var mı?

¿Todavía hay suficientes sillas para todos?

Hâlâ herkes için yeterli sandalye var mı?

Hay demasiados gerentes y no suficientes empleados.

Çok sayıda yönetici ve yeterli olmayan işçiler var.

Tenemos suficientes asientos para todo el mundo.

Herkes için yeterli yerimiz var.

Nuestros votos no fueron suficientes para elegirlo.

- Onu seçmeye bizim oylarımız yetmedi.
- Bizim oylarımız onun seçimi kazanması için yeterli gelmedi.

- ¿Mil yenes son suficiente?
- ¿Mil yenes son suficientes?

Bin yen yeterli midir?

Cinco mil yenes son suficientes para comprar este diccionario.

Beş bin yen bu sözlüğü satın almak için yeterlidir.

Necesitarían expulsar suficientes partículas virales para poder iniciar una infección.

Bir enfeksiyon başlatmak için yeterince virüs partikülünü dışarı atmaları gerekir.

Si nuestra tecnología ha alcanzado suficientes niveles para ir al espacio

eğerki bizim teknolojimiz uzaya çıkmak için yeteri seviyeye ulaştığında

Se hicieron de suficientes provisiones para tres años en la mar.

Denizde geçirecekleri üç yıl için yeteri kadar erzak aldılar.

Las instalaciones de nuestra escuela no son suficientes para los estudiantes extranjeros.

Okul olanaklarımız yabancı öğrenciler için yetersizdir.

Es un error habitual pensar que la malnutrición significa solamente no disponer de suficientes alimentos.

Yetersiz beslenme, yeterli miktarda yiyecek almama anlamına gelen yaygın bir yanlış kavramadır.

Leipzig: sabía que no había suficientes puentes para que el ejército se retirara de manera segura,

- ordunun güvenli bir şekilde geri çekilmesi için yeterli köprü olmadığını biliyordu,