Examples of using "Solitario”" in a sentence and their turkish translations:
Tom yalnız görünüyor.
Ben yalnız bir adamım.
Yalnız George vefat etti.
O çok yalnız.
Tek kişilik iskambil oyunu oynamayı severim.
Orada yalnız bir yaşlı adam yaşıyor.
Dan yalnız ve içine kapanıktı.
Tom, Mary'siz yalnızdı.
Biz yalnız bir ağacın altında buluştuk.
ve sonuç olarak tek başımıza o içerikten zevk almamız oldukça kolaylaştı.
- Tom utangaç ve yalnız bir çocuk.
- Tom çekingen ve yalnız bir oğlandır.
Yalnız hasta dikiş dikmekten zevk alıyor.
ve oldukça yalnız bir alandı
Bu yalnız hasta dikiş dikmekten zevk alır.
Artık yalnız değil.
Tom tek başına kahvaltı yaptı.
aslında evrendeki en az yalnız yerdir.
Yalnız ayı, yemeğini kolay kolay teslim etmez.
O, bu ıssız yerde tek başına taşıyor.
bu nedenle yalnız, parlak beyaz bir kurt gibi görünür.
Yalnız bir erkek bile sürünün çağrısını takip eder.
At öldüğünden beri o, eyerde yalnız.
Tek başıma olmam yalnız olduğum anlamına gelmez.
Dev kaplumbağa Yalnız George, Galapagos Adaları'nda öldü.
Kurtlar sürüyle gezer ama kartallar yalnız uçar.
Yalnız George olarak bilinen Galapagos Adalarının dev kaplumbağası öldü.
Charles Lindbergh, Atlantik Okyanusu'nda, 1927 yılında ilk tek kişilik uçuşunu yaptı.
Lonesome George, türünün kalan son kaplumbağası, bilinmeyen nedenlerden öldü.
ve bir süre sonra ise toplumdan dışlanmaya başlıyor ve yalnızlaşıyor