Translation of "Dan" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Dan" in a sentence and their turkish translations:

Dan Bilzerian

Dan Bilzerian

- Visité a Dan.
- Yo visité a Dan.

Ben Dan'ı ziyaret ettim.

dan castigos enormes

çok büyük cezalar veriyorlar

No dan nada.

Hiçbir şey vermiyorlar.

Dan andaba ajerando.

Dan küfürlü konuşuyordu.

Los plátanos dan energía.

Muzlar enerji verirler.

Yo visité a Dan.

Ben Dan'ı ziyaret ettim.

Las pesadillas dan miedo.

Kabuslar korkutucudur.

Mañana dan una fiesta.

Onlar yarın bir parti veriyorlar.

Algunos comentarios dan miedo.

Bazı yorumlar korkunç.

Las vacas dan leche.

İnekler süt verirler.

Incluso Dan estaba desorientado.

Dan bile şaşırmıştı.

Dan también fue torturado.

Dan'a da işkence edildi.

- Las vacas nos dan leche.
- Las vacas nos dan la leche.

İnekler bize süt verir.

- Dan ni tan siquiera experimentó vergüenza.
- Dan ni tan siquiera sintió vergüenza.

Dan kendini utanmış bile hissetmiyor.

¿Dan películas en el avión?

Uçakta film var mı?

Dan compró un ordenador nuevo.

Dan yeni bir bilgisayar satın aldı.

Me dan miedo los perros.

Ben köpeklerden korkarım.

Las abejas nos dan miel.

Arılar bize bal temin eder.

Me dan miedo los terremotos.

Depremlerden korkarım.

Dan está muy cansado hoy.

Dan bugün fazla yorgun.

Esas cosas me dan asco.

O şeyler beni tiksindiriyor.

Dan es mi nuevo amigo.

Dan benim yeni arkadaşım.

Dan estaba disfrazado de mendigo.

Dan dilenci kılığına girdi.

Dan intentó destruir la evidencia.

Dan kanıtı yok etmeye çalıştı.

Dan quería vivir en México.

Dan Meksika'da yaşamak istiyordu.

Dan se comió las sobras.

- Dan artan yemekleri yedi.
- Dan yemek artıklarını yedi.

Dan estaba solitario y retraído.

Dan yalnız ve içine kapanıktı.

Dan nunca te dejará solo.

Dan asla seni yalnız bırakmayacak.

Dan examinó el carro abandonado.

Dan terk edilmiş arabayı inceledi.

¿Dan comida en este vuelo?

Bu uçuşta yemek servisi var mı?

Las vacas nos dan leche.

İnekler bize süt verir.

Me dan miedo las arañas.

Örümcekler beni korkutur.

Los perros me dan miedo.

Köpekler beni korkutur.

Me dan miedo las avispas.

Eşek arılarından korkarım.

- Se le dan bien las matemáticas.
- Se le dan muy bien las matemáticas.

Matematikte çok iyi.

Pero no dan señales de aceptarlo.

Ama onu kabul edeceğe benzemiyorlar.

Las matemáticas se le dan mal.

O matematikte kötüdür.

Veo a Dan y a Andrei.

Dan ve Andrei'yi görüyorum.

Se me dan bien las matemáticas.

Ben matematikte iyiyim.

No me dan miedo los rayos.

Yıldırımdan korkmuyorum.

Dan pudo haber raptado a Linda.

Dan, Linda'yı kaçırmış olabilir.

Dan fue el primero en llegar.

Dan varan ilk kişiydi.

Rita es la nuera de Dan.

Rita Dan'ın gelini.

Dan intentó escapar de la comisaría.

Dan karakoldan kaçmaya çalıştı.

Dan tiene una sorpresa para Linda.

Dan'ın Linda için bir sürprizi var.

Dan demandó a Linda por calumnias.

Dan iftira nedeniyle Linda'ya dava açtı.

Dan ni siquiera leyó las instrucciones.

Dan talimatları okumadı bile.

Dan ni siquiera quiere a Linda.

Dan, Linda'yı bile sevmedi.

Dan ni siquiera invitó a Linda.

- Dan, Linda'yı bile davet etmedi.
- Dan, Linda'yı davet etmedi bile.
- Dan, Linda'yı davet etmedi ki.

Dan dejó a Linda sin dinero.

Dan Linda'yı parasız bıraktı.

Vi a Dan y a Andrei.

Dan ve Andrei'yi gördüm.

- Dan está a favor de la libertad de expresión.
- Dan apoya la libertad de expresión.

Dan ifade özgürlüğü yanlısıdır.

Los peces tienen muchas proteínas, dan energía.

Balık iyi proteinlerle, iyi enerjiyle doludur

Duermen, comen y hasta dan a luz.

Uyuyorlar, besleniyorlar hatta doğum yapıyorlar.

Les dan ventaja respecto de su presa.

...onlara avları üzerinde avantaj sağlar.

Dan la bienvenida al regreso del día.

Günün gelişini selamlarlar.

Te dan este enorme regalo: la vida,

Siz de bu dev hediyeye sahipsini: Hayat,

Los peligros dan sabor a una aventura.

Tehlikeler bir maceraya zevk verir.

En ese cine siempre dan buenas películas.

O sinema her zaman iyi filmler gösterir.

A ella le dan miedo los truenos.

O, gök gürültüsünden korkar.

Me dan miedo las películas de terror.

Korku filmleri beni korkutur.

Lisa Lillien está casada con Dan Schneider.

- Lisa Lillien, Dan Schneider ile evlidir.
- Lisa Lillien, Dan Schneider ile evli.

No se me dan bien las matemáticas.

Matematikte iyi değilim.

Dan presentó Linda a Matt y Rita.

Dan, Linda'yı Mat ve Rita'ya tanıttı.

Dan cuidaba a los hijos de Linda.

Dan, Linda'nın çocuklarına baktı.

A él le dan miedo los perros.

O, köpeklerden korkar.

A él le dan miedo las serpientes.

O, yılanlardan korkar.

Me dan ganas de comprar un automóvil.

Bir araba satın almak istiyorum.

A Tom le dan miedo las arañas.

Tom örümceklerden korkar.

Dan no pudo salvar a los rehenes.

Dan rehineleri kurtarma işinde başarısız oldu.

Dan no quiso dejar su negocio desatendido.

Dan işini sahipsiz bırakmak istemedi.

Dan no quiere verse como un despiadado.

Dan katı yürekli görünmek istemiyor.

Dan estaba en un estado de shock.

Dan şok halindeydi.

Pocos se dan cuenta, pero es verdad.

Birkaç kişi farkına varıyor ama o gerçek.

También hay vendedores que dan soporte Linux.

Linux'u destekleyen satıcılar var.

Ya no me dan miedo las arañas.

Artık örümceklerden korkmuyorum.

- Eres bueno con los niños.
- Se os dan bien los niños.
- Los niños se te dan bien.

Çocuklarla aran iyi.

Que le dan el funcionamiento de cualquier megaciudad.

her türlü toplum hizmeti veren servisler bulunmakta.

Las artes le dan sentido a la vida.

Sanat, hayata anlam katıyor.

Los vencejos dan vueltas tanto como se atreven.

Ebabiller güçleri yettiğince havada döner.

Las tierras planas dan el siguiente ejemplo nuevamente

düz dünya'cılar yine şu örneği veriyorlar

A mi madre le dan miedo los ascensores.

Annem asansörden korkar.

- ¿Me das un poco?
- ¿Me dan un poco?

Biraz alabilir miyim?

Las flores hermosas no siempre dan buenos frutos.

Güzel çiçekler her zaman iyi meyve vermezler.

Dan no es un tipo arrogante y despectivo.

Dan küstah ve kibirli bir adam değil.

Dan ha conocido a Linda desde la guardería.

Dan anaokulundan beri Linda'yı tanır.

Los "amigos de la infancia" me dan miedo.

"Çocukluk arkadaşları" beni korkutuyor.

Tres de las habitaciones dan a la calle.

Odaların üçü sokağa bakıyor.

Dan continuó robando dinero de la caja registradora.

Dan yazarkasadan para çalmaya devam etti.

Dan despidió a Linda por arruinar el plan.

Dan planı mahvettiği için Linda'yı kovdu.

Dan quería que Linda se hiciera un aborto.

Dan, Linda'nın kürtaj olmasını istedi.