Translation of "Solitario" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Solitario" in a sentence and their turkish translations:

Tom parece solitario.

Tom yalnız görünüyor.

Soy un hombre solitario.

Ben yalnız bir adamım.

Murió el Solitario George.

Yalnız George vefat etti.

Él es muy solitario.

O çok yalnız.

Me encanta jugar al solitario.

Tek kişilik iskambil oyunu oynamayı severim.

Allí vive un anciano solitario.

Orada yalnız bir yaşlı adam yaşıyor.

Dan estaba solitario y retraído.

Dan yalnız ve içine kapanıktı.

Tom estaba solitario sin Mary.

Tom, Mary'siz yalnızdı.

Nos vimos bajo un solitario árbol.

Biz yalnız bir ağacın altında buluştuk.

Facilitando así el disfrute solitario del contenido.

ve sonuç olarak tek başımıza o içerikten zevk almamız oldukça kolaylaştı.

Tom es un chico tímido y solitario.

- Tom utangaç ve yalnız bir çocuk.
- Tom çekingen ve yalnız bir oğlandır.

Al paciente solitario le daba placer coser.

Yalnız hasta dikiş dikmekten zevk alıyor.

Y ha sido un campo bastante solitario

ve oldukça yalnız bir alandı

A este paciente solitario le encanta coser.

Bu yalnız hasta dikiş dikmekten zevk alır.

- Ya no está solitario.
- Ya no está solo.

Artık yalnız değil.

- Tom desayunó totalmente solo.
- Tom desayunó en solitario.

Tom tek başına kahvaltı yaptı.

Entonces es el lugar menos solitario en el universo.

aslında evrendeki en az yalnız yerdir.

El oso solitario no cederá su comida sin pelear.

Yalnız ayı, yemeğini kolay kolay teslim etmez.

Él vive por su cuenta en este solitario lugar.

O, bu ıssız yerde tek başına taşıyor.

Entonces aparece como un solitario lobo de intenso color blanco.

bu nedenle yalnız, parlak beyaz bir kurt gibi görünür.

Hasta un macho solitario sigue las llamadas de la manada.

Yalnız bir erkek bile sürünün çağrısını takip eder.

Es solitario en la silla desde que el caballo murió.

At öldüğünden beri o, eyerde yalnız.

Sólo porque esté solo no quiere decir que sea solitario.

Tek başıma olmam yalnız olduğum anlamına gelmez.

La tortuga gigante El Solitario George, murió en las Islas Galápagos.

Dev kaplumbağa Yalnız George, Galapagos Adaları'nda öldü.

Los lobos van en manada, pero las águilas vuelan en solitario.

Kurtlar sürüyle gezer ama kartallar yalnız uçar.

Murió la tortuga gigante de las Islas Galápagos conocida como el Solitario George.

Yalnız George olarak bilinen Galapagos Adalarının dev kaplumbağası öldü.

Charles Lindbergh realizó la primera travesía aérea en solitario del océano Atlántico en 1927.

Charles Lindbergh, Atlantik Okyanusu'nda, 1927 yılında ilk tek kişilik uçuşunu yaptı.

El Solitario George, la última tortuga de su especie que quedaba, murió por causas desconocidas.

Lonesome George, türünün kalan son kaplumbağası, bilinmeyen nedenlerden öldü.

Y después de un tiempo comienza a ser excluido de la sociedad y se vuelve solitario

ve bir süre sonra ise toplumdan dışlanmaya başlıyor ve yalnızlaşıyor