Examples of using "Saludó" in a sentence and their turkish translations:
Tom el salladı.
O, bana "Merhaba" dedi.
Onu dostça selamladı.
O, kadına selam verdi.
Tom Mary'ye merhaba dedi.
Devlet başkanı halkı selamladı.
Kadına merhaba dedi.
O, bayanı selamladı.
O, bizi bir gülümseme ile karşıladı.
O, beni tebessümle selamladı.
O hoş bir gülümsemeyle beni selamladı.
Garson beni bir gülümseme ile karşıladı.
Tom Mary'ye el salladı.
Kız beni tebessümle selamladı.
Tom Mary'yi bir tebessümle selamladı.
Bayan Parker bir gülümseme ile onu selamladı.
O, Bay Kato'yu bir gülümsemeyle selamladı.
O, her zaman yaptığı gibi neşeyle onu selamladı.
Aktris sahneden fanatiklerini selamladı.
Dün senin oğlununla karşılaştım ve o beni kibarca selamladı.
- O bir tebessümle beni selamladı.
- O, beni tebessümle selamladı.
Senin en azından elini sıktı. Bana bakmadı bile.
O, beni tebessümle selamladı.
Nancy caddenin karşısından beni başı ile selamladı.
O bir eliyle direksiyonu tuttu ve diğeriyle bana el salladı.
Mary annesini bir öpücükle karşıladı.