Translation of "Reconocer" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Reconocer" in a sentence and their turkish translations:

Puede reconocer

yiyeceği tanıyarak

Y tenemos que reconocer

Bizim fark etmemiz gereken şey;

Deberías reconocer tu derrota.

Başarısızlığını kabul etmelisin.

Pero lo que es importante reconocer

ama buradaki önemli ders şudur;

En vez de reconocer cómo somos.

nasıl olmamız gerektiğini buyurması.

No la pude reconocer al principio.

İlk başta onu tanıyamadım.

- ¿Puedes identificar esto?
- ¿Puedes reconocer esto?

Bunu tanımlayabilir misin?

A reconocer el terreno, identificar posibles obstáculos.

araziyi haritalayan, olası engelleri teşhis edendir.

Deberíamos reconocer las limitaciones de nuestros análisis.

analizlerinin sınırlılığının farkında olmalı.

Pero hoy esa intención resulta imposible de reconocer.

Ama bugün bu niyet tanınmayacak kadar çarpıtıldı.

En un sistema injusto. Y hay que reconocer

ve kabul etmeliyiz ki

Lo puedo reconocer incluso de entre una multitud.

- Onu bir kalabalığın içinde tanıyabilirim.
- Onu bir kalabalıkta bile tanıyabilirim.

La gente tiene que reconocer sus propios errores.

İnsanlar kendi hatalarını fark etmek zorunda.

¿Puedes reconocer a la persona en esta fotografía?

Bu resimdeki kişiyi tanıyabilir misin?

Es reconocer y cultivar las pasiones de mis alumnos

tutkularını tanıyıp geliştirmeyi ve okulda yapılanlarla

Y creo que muchos tenemos o podemos reconocer historias similares.

Ve bence çoğumuz buna benzer hikâyelere sahibiz ya da aşinayız.

Eso significa reconocer que la tecnología que monitorea quiénes somos,

Ancak bu, kim olduğumuzu, ne yaptığımızı, ne söylediğimizi

Que un pulpo en cautividad puede reconocer a diferentes humanos.

yetiştirilen bir ahtapotun farklı insanları tanıdığını gösterdi.

Porque los criaremos para ser capaces de reconocer su potencial individual,

Çünkü onları bireysel potansiyellerini tanıyacak şekilde yetiştiriyoruz,

Tras reconocer cómo estos cinco mecanismos de defensa matan el compromiso,

Harekete geçmeyi öldüren nu beş şeyi tanıdıktan sonra,

Todo esto nos obliga a reconocer un poder mayor que nosotros mismos

Bütün bunlar kendimizden daha büyük bir gücü

Y reconocer que sí, existen hombres malos y abusivos en el mundo,

ve şunu kabul ederiz, evet dünyada kötü ve tacizci erkekler var

Le dije,"mi rotor no está doblado. Sé reconocer un rotor doblado".

"Hayır aynakolu sapasağlam. Eğrilmiş aynakolu nasıl olur bilirim."

¿Puedes explicar como se puede reconocer la excelente labor de los empleados?

Çalışanların mükemmel performans için nasıl tanınabileceğini söyleyebilir misiniz?

Tom fue el primero en reconocer el don para la música de María.

Tom Mary'nin müzik yeteneğini tanıyan ilk kişiydi.

No se puede reconocer el hoy si no se quiere ver el ayer.

Dünü görmek istemeyen, bugünü tanıyamaz.

Y reconocer que el poder que ostentan por haber nacido dónde y cuándo nacieron

ve doğarken sahip oldukları gücü görmeyi, nerede ve nasıl ise

Sócrates dijo que reconocer tu propia ignorancia es el primer paso hacia la sabiduría.

Socrates kendi cahilliğimizin farkına varmanın bilgelik yolunda atılmış ilk adım olduğunu söylemiştir.

Ney se apresuró a reconocer su talento, le dio un trabajo como ayudante de campo y ayudó

Ney yeteneğini fark etmekte hızlı davrandı, ona yardımcısı olarak bir iş verdi